Uzun, ıssız ve karanlık yollardan gelmiştim. Günlerce yürümüştüm. Ne köyler ne göçebe hayatlar görmüştüm. Yolda aklımı çelmeye çalışanlar, onlarla birlikte kalmamı isteyenler olmuştu. Ben bunlara vahşi hayvanlar demiştim. Beni yolumdan döndürememişlerdi. En sonunda bütün zorlukları ve engelleri aşıp kalbinin sınırlarına dayanmıştım. Biraz korkak, güçlü surlarla çevrilmiş ve kendine sonsuz güveni olan, yeni bir ziyaretçiye son derece kuşkuyla bakan bir kalbin ve şehrin vardı.

    Kalbinin içine girmek, kendimi sana anlatmak uzun zamanımı almıştı. Tıpkı kalbine gelen zorlu yol gibi bu süreç beni son derece yormuştu. Yorgun olmama ve kalbinin bana çıkardığı bütün zorluklara rağmen şehrinde konaklamayı başarmıştım. Artık kalbine giden yolda önümde hiçbir engel kalmamıştı. En sonunda çok geçmeden kalbini bana teslim ettin. Artık ikimizin birbirini seven kalpleri vardı. Şehri işgal etmemiştim ama sen benim kalbimi işgal etmiştin.

     Böyle başlamıştık. Beraberdik, mutluyduk her şeyden önemlisi birbirimize saygımız vardı. Doğum günün gelmişti. Arkadaşlarınla, sevdiklerinle kutlamak istedin. Bütün organizasyonu beraber, büyük bir heyecanla ayarlamıştık. Gece başladığında etraf son derece kalabalıktı. İnsanlar seni sevdiğini göstermek için buralara kadar gelmişlerdi. Mutluydun. Gecenin ilerleyen saatlerinde seni gözden kaybetmiştim. Kalabalığın arasından seni aramaya başlamıştım. Yoktun. Son derece sakin bir kişi olan ben yavaş yavaş telaşlanmaya başlamıştım. Her yere bakmaya devam ederken karanlık bir yerde bir ses duymuştum. O tarafa doğru gittiğimde eski sevgilim ama artık arkadaşız dediğin kişiyi öpüyordun.

    Daha dün gibi aklımda o an neler yaşadığım. İnanılmaz bir acıydı. Ne yapacağımı ne düşüneceğimi nasıl davranacağımı bilememiştim. Hayatımın en çaresiz anıydı. Sanki hüzün, acı ve çaresizliği bir kaba atmışlar, sonrasında da bol bol karıştırıp özel bir sunumla en şahane yemek diye servis etmişler gibiydi. Ben de bu yemeğin tadını beğenmesem de sunumundan dolayı beğendiğimi söylemiştim. Binbir zorlukla geldiğim şehrini artık terk etme zamanı gelmişti. Sessizce, kimseye görünmeden oradan uzaklaştım ve şehrinden ayrıldım. Durumun çok iyi bir şekilde farkında olan sen benim nereye gittiğimi veya neden ortadan kaybolduğumu bile sormamış ve aramamıştın. Sonradan duydum ki çevrendeki eş dosta da beni o terk etti demişsin. Bunu öğrenmek beni o dönemde daha da üzmüştü. Ne günlerdi ne sevgiydi ve ne çabaydı…

   Senin sözlerinle senden ayrılışımın yıl dönümü bugün. Daha doğru bir söylemle bugün senin doğum günün yani beni aldatıp eski sevgilinde mutluluk aramaya çalıştığın gün. Doğum günün kutlu olsun.