Sevgili okurlar,
Memlekette, günlük olayları, gelişmeleri, önemli etkinlikleri sizlerle paylaşmaya büyük özen gösteriyoruz..
Aslında, Bizim Sakarya Gazetesi’ni takip edenler bilirler ki, hem yazılı gazetemizde (Bizim Sakarya Gazetesi), hem de sanal yayın organımızda (www.bizimsakarya.com.tr) anında, güncel haberler, okuyucuya sunulmaktadır..
Hatta, Sakarya genelinden öte, ülke gündemine damga vuran olayları da; Bizim Sakarya Gazetesi’nde bulabilirsiniz?
Bugünlerin artık, moda bir deyimi var?
“Ben haberleri, cep telefonundan takip ediyorum!”
Ne güzel cevap değil mi?
Okuma alışkanlığı olmayanların, kısaca gazete satın alma kültüründen yoksunların, cevabı hakkında ne düşünürsünüz bilmem?

GAZETE, KİTAP OKUYORMUYUZ?
Eğer bir kentte yaşayanlar, “gazete, kitap, dergi satın almıyor ve okumuyorsa, o kentin sosyal kültürel olgusunun gelişmişliğinden” söz edebilirmiyiz?
Sakarya gibi diğer kentlerde de; yayın hayatında olan gazeteler, dergiler var..
Elbette,” görsel yayınları” es geçemeyiz?
Hatta,” internet yayıncılığı da”, aldı başını gidiyor..
Gazeteleri yaşatmak adına devletimizin, “toplumun sosyal, kültürel olgusuna” büyük katkılar yaptığından, haberiniz var mı?
Demem o ki, gazeteler bir toplumun kültür değerleridir..
Eğer siz, biz bu “kültür değerlerine” katkı yapmazsak, destek vermezsek, o zaman toplumun sosyal, kültürel olgusuda çok düşük, olacaktır!

CAHİL TOPLUM İLE NEREYE VARILIR?
Kısacası, cahil bir toplum ile “muassır medeniyetler seviyesine çıkmak” mümkün mü?
O nedenle Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk,” İstiklal Mücadelesi sonrası, “asıl savaşımız bundan sonra başlıyor” diyerek, milletin ekonomik, sosyal, kültürel ve sağlık ve diğer sorunlarına dikkat çekmiştir..
Durumumuz pek parlak değildir!?
Yani paramız var, okumuyoruz!
Toplum olarak, “kültürel gelişmişliğimiz” ne olur, o zaman?
Unutmayınız ki, “kültür açığı olan toplumların, çağı yakalaması, ilerlemesi”, mümkün değildir!..
İşte Suudi Arabistan, parası var ama, “kültür açığı olan bir ülke olarak” tanımlanmıyor mu?
Şüphesiz devletimizin bu önemli desteği kadar, il bazında sivil örgütlerin, kurum ve kuruluşların da bu manada destekleri sözkonusudur..
Her birine ayrı, ayrı teşekkür ederiz!
Bu “cehalet ile savaşta” yeterince yer alabiliyor muyuz?
“Bir fikrin değil, bir kültürün gazetelerini” satın alıp, okuyabiliyor, bundan başkalarının da istifade etmesini sağlayabiliyor muyuz?

KÖRÜ, KÖRÜNE BİAT?
İşte, asıl mesele buradadır!
Bir ülkede kültür değerlerinin artışı, ülke insanının bilgi ve bilinç birikimine bağlıdır..
Sakarya gibi bir kentte, “cemaat, tarikat” gazetelerine patır, patır abone olanların neye, kime hizmet ettiklerini,”15 Temmuz Darbe Kalkışması’nda” görmedik mi?
Peki, aynı hata neden tekrarlanır?
Paralarınız ile semirttiğiniz kesimin, sizi bombaladığını, kurşunladığını, ne çabuk unuttunuz?
Ders almıyoruz maalesef!
Gazeteler, bir toplumun aynasıdır..
Gazetelerde, her gün bu toplumun iyi ve eksik yanlarını görürüz..

SAYIN ADAPAZARLILAR?
1965’li Yıllardan itibaren Adapazarı Belediyesi hopörlerinden bangır, bangır duyurular, reklamlar yayımlanırdı..
“Sayın Adapazarlılar” diye başlayan anonslardaki Türkçe’nin gözelliği, inceliği, hala kulaklarımızdadır..
Şemsiyeli parkta oturanların bir kulağı, bu duyurularda olur, kentte olup bitenden haberdar oldukları gibi, edindikleri bilgileri köye götürenler çoktu..
Bugün hala bu geleneği camilerimiz yaşatıyor..
Özellikle, “vefat haberleri” vesilesi ile okunan salalar sonrası, vefat edenin kimliği, köyü, nereye defnedileceği hala anons edilir..

RENKLİ GAZETE BOLLUĞU?
Bugün için Adapazarı merkezde yayımlanan renkli ofset gazetelere, halkımızın büyük bir rağbet ettiğini, ne yazık ki, söylemek mümkün değildir!..
Artan maliyetler, piyasa şartları, rekabet ortamı ve siyasi iktidarın aldığı tedbirler, gazetelerin geleceğini olumsuz etkiliyor..
Bu konuda hazırlanan ve çok tartışılan bir “basın yasasının da Ankara’da bekletildiğini” unutmayalım..
Demem o ki, gazeteleri yaşatalım, gazetelerimize sahip çıkalım! Gazetelerimizi yaşatmak adına, karınca kararınca, imkanlarımız ölçüsünde gazetelere destek olalım, reklam verelim, abone kaydımızı yaptıralım..

BİR ABDULLAH ÇELİK HOCAMIZ VARDI?
Sadece bu konuda bile gazetelerin, cemiyetlerin ortak hareket etmesi, insanımızı, esnafımızı, yetkilelirimiz, sivil kurum ve kuruluşları bilgilendirmesi acileyeten gereklidir..
Bu konuda örnek bir tavır içinde olan eğitimci, gazeteci merhum Abdullah Çelik Hocamızın yaptıkları unutulamaz!
O, Sakarya gazetelerinin herbiri ile ulusal gazetelernden birkaçını satın alır, hergün AKM’deki masasına kurulur, hem sohbet eder, hem de bu gazetelerin okunmasına vesile olurdu..
Günlük satılmayan gazetelerden bir bölümünü ise, okullara gönderirdi..
“Okusunlar, cahil kalmasınlar” diye!
Sevgili murhum Abdullah Çelik Hocam’ın, ta Brüksel’e bana gazete gönderme zahmetine katlandığını söylesem inanmazsınız değil mi?

YURTDIŞINA KÜLTÜR SERVİSİ?
Evet, Adapazarı’ndan Brüksel’deki bir Sakaryalı’ya gazete gönderme zahmetine katlanabilir misiniz?
İşte gerçek bir aydın, gerçek bir eğitimci, gerçek bir yazar Abdullah Çelik Hocam, bunu gönüllü olarak, hem de cebinden para harcayarak, posta pullarını yapıştırdığı gazeteleri çok uzaktaki sevdiklerine gönderebilme nezaketini ve güzelliğini gösterebilmiştir..
Hem de,kaç defa!
Bugün, bunu yapabilecek, o tıynette,o anlayışta, “bir babayiğit” varmı aramızda?

DEMOKRAT PARTİLİLERE YARDIM!
Daha da ileri giderek, şunu paylaşmalıyım ki, gazeteci, yazar, eğitimci büyüğümüz Abdullah Çelik, farklı görüşlerine rağmen, 1960 Yassıada mahkemelerini takip ederek, Demokrat Partili Sakaryalı milletvekillerine de; kendi kesesinden para gönderecek kadar cömert ve cusur bir yürek, demokrat bir kişiliğe sahip idi!
Böyle insanlara ne kadar çok ihtiyacımız var ki?
Allah cennet mekan eylesin!
İşte cehalet ile bağnazlık ile böyle mücadele edilir!..

KÜLTÜR KENTİ SAKARYA!
Bugün bu yolda, bu anlayışta olanları desteklemek, gazetelerimizi yaşatmak, kültür desteğinde bulunmak hepimize düşen önemli bir görev ve sorumluluktur..
“Sakarya’nın bir kültür kenti” olmasını istiyorsak, önce işe buradan başlamalıyız!
Bu konuda, eğitim kurumlarımıza da büyük görevler düştüğü, unutulmamalıdır..
Hiç bilenlerle, bilmeyenler bir olur mu?
Okumazsan, neyi nereden bileceksin ki?
Ne ait olduğun topluma, ne memleketine, ne insanlığa bir faydan dokunur!
Geldim, gittim, eyvallah!

Yusuf Cinal yazıyor, 5 Ağustos 2022 Adapazarı