Sakarya’da yaz başka yaşanıyor. Şehrin dört bir yanında doğanın canlılığı, insanın ruhuna işleyen o huzur dolu atmosfer ve sıcak günlerin beraberinde getirdiği keyifli kalabalıklar, kente bambaşka bir renk katıyor. Ne zaman güneş tepede parlamaya başlasa, Sakaryalılar soluğu sahillerde, yaylalarda, mesire alanlarında ya da serin çay bahçelerinde alıyor.

Yaz mevsimiyle birlikte Karasu ve Kocaali sahilleri her zamanki gibi dolup taşıyor. Dalga sesleriyle harmanlanan çocuk kahkahaları, plajlarda yankılanıyor. Kimi denize giriyor, kimi ayaklarını kuma gömüp gökyüzünü izliyor. O anlarda zaman adeta yavaşlıyor. Özellikle hafta sonları, şehir merkezinden sahillere uzanan yollar tatlı bir telaşla doluyor. Piknik sepetleri hazırlanıyor, portatif sandalyeler omuzlara alınıyor, mangal tütsüsüyle doğa arasında bağ kuruluyor.

Serdivan Gölpark, Sapanca kıyıları ve Acarlar Longozu da yaz aylarının vazgeçilmez duraklarından. Gün batımını göl kenarında izlemek, insana tarifsiz bir huzur veriyor. Elinde dondurma tutan bir çocukla göz göze gelmek, hayatın güzelliğini yeniden hatırlatıyor.

Sakarya’da yaz sadece doğayla değil, aynı zamanda kültür ve etkinliklerle de yaşanıyor. Açık hava konserleri, belediye etkinlikleri...Her köşe başında bir hareket, her akşamüstünde bir davet var. İnsan, bu şehirde yazı sadece mevsim olarak değil, bir his, bir paylaşım, bir yaşama sevinci olarak hissediyor.

Sakarya’da yaz, sadece sıcak hava değil; bir araya gelmenin, nefes almanın, yaşadığını hissetmenin ta kendisi.

Yeliz Çağlar