FAKİR KOKOİNİ MET İLİMİZDE DE YAYGIN

Malumunuz birkaç gündür MET (Metamfetamin) adlı ölümcül uyuşturucu konusunu işliyorum.

Maksat, bu melanet hakkında özellikle ebeveynleri uyarmak, etkili ve yetkili makamları harekete geçirip önlem almalarını sağlamak…

Ama şunu söylemesem olmaz, henüz resmi makamlardan lütfedip de arayan, bilgi veren, görüş aktaran hatta ‘ne yapıyorsun sen’ diyen bile olmadı.

Eskiden bir gazeteci bir konuyu yazı konusu yaptığında, taraflar arar, adli makamlar devreye girer, görüşümüzü alır ve gereğini yapardı.

Dedim ya o eskidendi…

Bugün sadece uyuşturucu bataklığına saplanan gençlerin aileleri arıyor, kurtarın bizi babından.

Ha, bu arada ‘hocam ben kullanıyorum, kurtulmak istiyorum’ diyen, bırakıp kurtulup anlatayım ki belki bir gencin kurtulmasına vesile olurum diye iletişime geçenler de var.

Birkaç gün içinde, bir halen kullanan ve bir de bırakan gençlerle yaptığım söyleşiyi aktaracağım, şu an söyleşileri çözümlemekle meşgulüm…

Evet… Yeni, ucuz, erişimi çok kolay, bilmeyenlerin görse bile bir şeye benzetemediği için alenen kullanılabilen bir uyuşturucu madde ile karşı karşıyayız; MET…

‘Metin Amca’, ‘met’, ‘şeker’, ‘kristal’, ‘buz’, ‘ateş’, ‘fakir kokaini’ olarak da anılan Metamfetamin…

Esrardan ve kokainden çok daha tehlikeli ve ölümcül…

İlk başta Bursa, Isparta, Antalya, Ankara, Adana, İstanbul, İzmit ve Kayseri illerinde sıklıkla gündeme geldi.

Bizim bu kozmopolit, her türlü melanete açık ilimizde gündeme gelmemesi mümkün değildi elbette…

Yerel basını takip etmeyenler için hatırlatalım;

Sakarya Polisi, durdurduğu bir araçtaki iki kişinin üzerinde 142,50 gram kristal meth olarak bilinen metamfetamin maddesi ele geçirdi.

Sapanca ilçesinde, polis ekiplerinin şüphe üzerine durdurduğu araçtaki şahısların üzerinden 200 gram uyuşturucu madde çıktı. Şahısların birinin özel hastanede sağlık görevlisi olarak çalıştığı ortaya çıktı.

Karasu’nun Yalı Mahallesi'nde yapılan aramada ise 1 adet tabanca ve kutu içerisinde 9.98 gram metamfetamin maddesi ele geçirildi.

Pamukova ilçesinde Kocaeli ve Sakarya İl Jandarma Komutanlığının ortaklaşa yürüttüğü operasyonla ticari bir takside 2 gram kokan, 330 gram metamfetamin ele geçirildi.

Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri yaptıkları operasyonda otomobil’in sağ ön far arka kısımda poşet içerisinde satışa hazır 870 gram metamfetamin isimli uyuşturucu ele geçirildi.

Sakarya Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesi’nin gerçekleştirdiği operasyonda 1.5 gram metamfetamin yakalandı.

Serdivan ilçesinde devriye atan polis ekipleri Arabacıalanı Mahallesi’nde ikamet önünde bulunan kişilerin durumundan şüphelendi. Yapılan üst aramasında ‘bong’ diye tabir edilen malzeme ele geçirildi. Bunun üzerine Cumhuriyet Savcılığı izni ile ikamet içerisinde yapılan aramada 21,62 gram esrar, 8 kök saksıya ekili Hint keneviri, 4 farklı şeffaf poşet içerisinde 11,80 gram metamfetamin, 3 adet folyo içerisinde 4,73 gram toz kubar, 5 ayrı folyo içerisinde 12,23 gram esrar maddesi, 1 adet şeffaf poşet içerisinde 11,74 gram Hint keneviri tohumu, 1 adet fişek olarak tabir edilen içime hazır 1,91 gram esrar maddesi ve 6 adet uyuşturucu kullanımından sonra izmarit olarak tabir edilen 3,09 gram madde ele geçirildi.

Akyazı Dokurcun Sultanpınar Yaylasında Jandarma ekiplerinin gerçekleştirdiği ev aramasında kavanozlar içerisinde 9 kilo 250 gram esrar ile 50 gram metamfetamin ele geçirildi.

Hepsi bu kadar mı diyeceksiniz? Değil elbette, yakalananlar korkunç bir buzdağının görünen küçük bir kısmı…

Bunu bir haftalık görüşmelerimden anlıyorum ki ilimizde kullanımı oldukça yaygın ama dediğim gibi öyle ha deyince tespit edilen bir madde değil.

Öncelikle ihbar gerekiyor. Ailelerin dikkatli olması ve en küçük bir şüphede resmi makamlarla irtibata geçmesi gerekiyor. Emniyet güçlerinin sık sık takip ve arama yapması gerekiyor ki, yakalama olaylarına bakıldığında işin iç yüzünde ya ihbar ya da şüphe üzerine arama var. Ancak böyle tespit edilebiliyor.

Dediğim gibi, ilimiz potansiyel olarak bu meretin kullanımına uygun…

Kullanıcıların anlattıklarından ortaya çıkan kullanım haritası neredeyse bütün ilimizi kapsıyor. Kaldı ki yukarıda verdiğim haberler de bunun göstergesi…

Öğrenci yoğunluğu ve öğrencilere yönelik sosyal imkanları sebebiyle gençlerin en çok tercih ettiği Serdivan için ‘kırmızı alarm’ verilse yeridir.

Başta ‘ölüm üçgeni’ olarak pek hayırlı sıfatlarla anılmayan Sapanca, Akyazı, Hendek ilçelerimiz tedarik ve sevkiyat anlamında başı çekiyor. Kısman Kocaali ve Karasu da bu kategoride…

Kocaali ve Karasu’da uyuşturucu trafiği daha ziyade tatil sezonlarında yoğunlaşıyor.

Malumunuz, ilimiz çepeçevre göç kaynaklı varoşlarla çevrili…

İşte en bu manada göç alan yerleşim alanlarıyla ilgili özel itina göstermek gerekiyor.

Bir de Arap Ülkelerinden gelen misafirlerimizin yoğun olarak ikamet ettiği mahalleler önemli…

Önemli çünkü fakir kokaini MET’in ülkemize girişi genellikle ve özellikle göçmen kaynaklı.

Özellikle de bir anda otobüs otobüs ülkemize giriş yapan ve süratle ülkemize yayılan Afgan göçmenlere dikkat etmemiz gerekiyor.

Çünkü, Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan Dünya Uyuşturucu Raporu’na göre; MET üretimi konusunda Afganistan başı çekiyor. Dünyanın lider ülkesi Afganistan…

NE YAPMALIYIZ?

Öncelikli görevimiz ihbar etmek…

Maalesef ülkemizde ‘ihbar’ büyük bir ayıp, kalleşlik vesaire olarak algılanıyor.

Oysa hiç de öyle değil…

Bunun utanması arlanması yok. Her türlü şüphede ihbar mekanizmasını çalıştırmalıyız ki hem kullanımını hem de yayılımını engelleyelim.

Bu bir vatandaşlık ve insanlık görevidir.

İhbar konusunda ebeveynlerin de çekinceleri oluyor. ‘Aman duyulmasın, konu komşuya rezil oluruz’ düşüncesi hakim…

Ve bir de korku var elbette, çocuğum, eşim beni öldürür korkusu…

Ama şurası da muhakkak ki korkunun ecele faydası yok.

Kokarak, çekinerek kullanıcı yakınınızın ölümünü seyrettiğinizin farkında olmalısınız.

Çünkü bu meret öldürüyor. Bu sebeple kullanım süresi en çok 4-5 yıl diyorlar. Yani bir süre sonra siz onu bırakmazsanız, o sizi zaten bırakıyor.

Sevgili ebeveynler, çocuğunuzu takip etmeniz, gerekirse çaktırmadan üzerini aramanız ‘ayıp’ değil, bir insanlık görevidir.

Bunu sık sık yapınız, takipte olunuz. Çünkü dışarısı çocuklarınız için korkunç tuzaklarla dolu…

Çocuğunuzun hal ve hareketlerini takip edin.

Bilinçli bir anne/baba çocuğundaki değişiklikleri rahatlıkla tespit edebilir.

Bir kişinin uyuşturucuya meylettiğinin göstergeleri barizdir.

Uzmanlara göre, madde kullanan bir genci tanımak için dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır:

Geceleri çok sık dışarı çıkması ve bar disko gibi eğlence yerlerine çok sık gitmeye başlaması.

Eski arkadaşlarını bir bir ve kısa sürede terk edip yeni ve çok sık beraber olduğu yeni arkadaşlıklar kurması ve kim olduklarından ailesine bahsetmemesi,

Gece saatleri bile olsa gelen bir telefonla apar topar dışarı çıkması veya cevapsız telefonların sayısında belirgin artış olması.

Çok para harcamaya veya istemeye başlaması.

Ona ait olmadığını bildiğiniz eşyalarla gelmesi ve bunları bir daha görememeniz.

Ani kilo kayıpları ve iştah sorunlarının olması.

Uyku düzeninin bozulması.

Göz çevresinde kızarmalar, donuk bakışlar olması.

Elde ve vücutta daha önce görmediğiniz titremelerin olması ve daha birçok aniden değişen sosyal ve fiziksel şartların olması.

MET kullananlar ani fiziki değişimlere uğruyor mesela diş etlerinin çekilmesi, dişlerin dökülmesi ve diş ile birlikte damak renginin değişmesi önemli göstergelerdir.

Çocuğunu iyi tanıyan aileler bu ruhsal ve fiziksel değişimleri rahatlıkla fark ederler.

Fark ettikten sonra yapılması gereken de kesinlikle bir uzman desteği almak ve olayı resmi makamlarla paylaşmak olmalı…

KAHROLSUN SEBEP!

Uyuşturucu ile mücadele her melanet gibi bataklığı kurutmakla mümkün.

Öncelikli görevimiz o ortamı ortadan kaldırmak…

Bu konuda bir numaralı sebep, aile ortamı ve aile sorunları…

Uzmanlar diyor ki;

Uyuşturucu sebebiyle görüştüğümüz gençlerde genelde sorunun aile ilişkilerinde olduğunu görüyoruz. Konuşmayan, iletişimi zayıf, paylaşıma kapalı, duygusal ihtiyaçların karşılanamadığı ailelerde gençler bir boşluk ve bulanım durumuna düşebiliyor ve sonuçta çareyi arkadaşlarının sunduğu uyuşturucuda bulabiliyor.

Birçok genç duygusal ihtiyaçlarını karşıladığını düşündüğünden uyuşturucu içiyor.

Ancak düştüğü bu tuzak duygusal boşluğunu git gide artırdığı gibi buna ilaveten uyuşturucu bağımlısı yapmış oluyor.

İten, kakan, hakaret eden, ihmal eden, yetersiz ve işe yaramaz hissettiren, değersizlik aşılayan, eksiklik ve eziklik yaratan ebeveynlerin çocuklarında potansiyel bir bağımlılık riski her zaman söz konusudur. Annesinin sarhoş babası tarafından dövüldüğüne şahit olan, kendisi de bizatihi şiddet gören, korkuyla büyümüş, yalnız bırakılmış çocuklar da büyük bir risk altında.

Aile ortamı, ailenin ekonomik ve sosyal durumu, yakın çevre hatta okul, kısmen işyeri kaynaklı travmalar önemli birer etken…

Uyuşturucu bağımlısı gençlerde sebeplerin başında büyük oranda ruhsal travmaların geldiğini görüyoruz.

Uyuşturucunun başlangıcı da genellikle bir travma sonrasında oluyor.

Kız arkadaşından ayrılma, anne-baba veya sevdiği birinin kaybı, büyük bir hayal kırıklığı uyuşturucuyu tetikleyen unsur oluyor.

Geçmiş travmalar eğer yetersizlik, eksiklik, mağduriyet, eziklik, acizlik, güçsüzlük, değersizlik, kale alınmama, önemsenmeme gibi düşüncelere yol açtıysa ve genç bu konularda aşırı hassas bir noktaya geldiyse bir zaman sonra kendisini iyi hissettirecek şeyler aramaya başlıyor. Eğer ev, okul ve arkadaş çevresi bu hassasiyetlerini karşılayacak yeterlilikte değilse uyuşturucu gibi zararlı nesnelere yönelebiliyor, onları bir çare olarak görebiliyor.

Ve eğer tedavi edilmezse kaçınılmaz son ‘altın vuruş’ yani intihar…

Uzmanlara göre bağımlılığı tedavi edecek ilaç ‘Sevgi’…

Uyuşturucu bağımlısı bir genci “ahlaksız, haylaz, psikopat, yaramaz, sorunlu” gibi ithamlarla damgalamak, kişinin bu bataklığa saplanmasına yol açarken, tedaviye giden yoldaki en büyük engeli teşkil ediyor.

Bağımlılığı ahlaki değil tıbbi bir durum olarak görmeliymişiz.

Bağımlı bireyler genellikle bu damgalamanın etkisiyle dışlanırlar, aşağılanırlar, hor görülürler.

Bunlar zaten bağımlılığın sebebi olan şeyler.

Sonuçta bağımlılığın şiddeti daha da artıyor.

Yapılması gereken ilk şey bağımlı bireyle sıcak bir iletişime geçmek, onu sarıp sarmalamak, kucaklamak, ona iyi davranmak, onunla kavga etmeden ve yargılamadan konuşmak ve yanında olduğunu hissettirmektir.

Bağımlılığın en büyük sebebi sevgisizlik, en büyük ilacı da sevgidir.

Ailelerin farkına varıldığında hemen bir uzmana başvurmaları ve yardım almaları çok önemlidir.

Nasıl ki eğitimde en önemli sacayaklarından birisi aile ise, bu konuda da öyle.

Genellikle aileden başlamak gerekiyor.

Bir uzman; “Önce bireyin ailesiyle arasını düzeltmeye çalışır, yaşadığı ortamın kendisi için güvenilir ve huzurlu olmasını sağlarım.

Sonra bir taraftan geçmişe ait travmaların oluşturduğu yaraları sararken bir yandan da uyuşturucuya karşı güçlenmesini sağlayacak girişimlerde bulunurum.

Eğer uyuşturucu kullanımı öldürebilecek boyutlara geldiyse ve kişi için tıbbi bir tehlike söz konusuysa bunları bir psikiyatri servisinde yatırarak başlatırım.

Çıktıktan sonra süreci devam ettiririm.

Hafif düzeyde uyuşturucu kullanımlarında aile ilişkilerini düzenlemek bile durumu kontrol altına almada yeterli olabiliyor” diyor.

Bir başkası ikaz ediyor;

“Karşınızda yaralı bir insan var. Bağımlılık bu yaraların sadece bir sonucudur. Yaraları sarmadan bağımlılığı yok etmek mümkün değildir. O yüzden bağımlılığa olduğu kadar onun sebeplerine de eğilmek gerekir. Aksi taktirde bugün madde bağımlılığı tedavi uygulamalarında gördüğümüz gibi yerinde saymalar, tekrarlamalar, sürekli başarısızlıkla sonuçlanan girişimler ve daha da kötüye gitmelerle karşıya karşıya kalınmaktadır.”