Geçmişten bu güne kadar, hangi milletin tarihini incelersek inceleyelim, varacağımız sonuç, liderlerin, milletlerin kaderinde önemli rol oynadığı olacaktır. Hangi rejimle idare edilirse edilsin, bu durum değişmez. Liderlik çok farklı konularda olabilir. Bir futbol takımının kaptanlığından, bir sanat akımının öncülüğüne, bir partinin başkanlığından, bir askeri birliğin komutanlığına, hatta bir suç örgütünün başkanlığına kadar çeşitli liderlik modelleri vardır. Bizim burada bahsettiğimiz liderlik, siyasi anlamda ’ki liderliktir.

Siyasi liderler, istisnalar hariç, seçimle iş başına gelirler. Eğitim ve kültür düzeyleri yüksek toplumlar genellikle gerçek demokrasi ile idare edilir. Bu tip toplumlar da siyasi lider seçimleri, en az hata payıyla sonuçlanır, daima mevcutların en iyisini iş başına getirmeye çalışırlar. Demokrasi dışı yöntemlerle idare edilen veya göstermelik demokrat ülkeler de ise, liderin iyiliği şansa bağlıdır. Eğitim ve kültür düzeyi düşük ülkeler de, insanlar en iyiyi bilmedikleri için, kendilerini en iyi kandıranı, aldatanı seçerler. Bu tip ülkeler çoğunlukla göstermelik demokrasiyle idare edilir ve buralarda çoğu zaman, sahtekârlar iktidar olurlar.

Tarih, bağrında, çok büyük devletler kurmuş, mevcut devleti büyütmüş, milletinin kaderini iyi yönde değiştirmiş, birçok lideri barındırır. Aynı tarih sayfaların da, tam tersine, büyük devletleri yıkan, milletini uçurumun kenarına getiren liderleri de bulabilirsiniz. Bu tip liderlerin en önemli ortak özellikleri, yeteri kadar eğitimli olmamaları, kibir ve gururlarının her şeyin önüne geçmesi, maddi ihtiraslarının sınırsızlığı, bunu örtmek için maneviyatı ön plana çıkarmaları, aslında korkak oldukları halde, yiğitlik taslamaları, bütün eksikliklerini örtmek için propagandaya, algı operasyonlarına önem vermeleri gibi özelliklerdir. Hitlerin Propaganda Bakanı Goebbels’in ‘'Yalan ne kadar büyük olursa ve ne kadar çok tekrarlanırsa, halk sonunda bu yalana o kadar çok inanır’’ sözü algı operasyonunun en iyi tarifidir. Bu anlayış Almanya’yı ve Dünya’yı büyük bir felakete sürüklemiştir. MUSTAFA KEMAL ATAÜRK ise, TÜRK MİLLETİNİ büyük bir felaketten kurtarmış, o tarihten sonra yapılan bütün bağımsızlık savaşlarının öncüsü, olmuş iyi lider örneğidir. Bu gün yalnız TÜRK MİLLETİNİN DEĞİL, BÜTÜN DÜNYANIN KABUL ETTİĞİ, SAYGI GÖSTERDİĞİ BİR LİDER OLARAK TARİHTE’Kİ YERİNİ ALMIŞTIR. Türk Tarihinde de, Dünya Tarihinde de birçok iyi ve kötü lider örneği vardır.

Şimdi diyeceksiniz ’ki bu lider meselesini neden bu kadar önemsiyorsun. Yakında bir Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Bu seçim getirdiğimiz Cumhurbaşkanlığı yönetim modeli sebebiyle çok önemli bir hal almış durumda. Bu seçimde yalnız bir Cumhurbaşkanı değil, bir lider seçmek zorundayız. Benim görebildiğim kadarıyla mevcut İktidar Partisi ve Sayın Cumhurbaşkanı bu seçimi kaybedecek, böylece tarihte ’ki yerlerini alacaklardır. O nedenle yerine seçeceğimiz kişinin liderlik özellikleri, içinde bulunduğumuz ekonomik, sosyal, siyasi meseleleri çözebilecek nitelikte olması gerekir. Gelen, gideni aratmamalıdır.

Geçen hafta ’ki yazımda Sayın İLHAN KESİCİ’nin adını vermiştim. Gelecek yazımda da kendisi hakkında daha fazla bilgi vereceğimden bahsetmiştim. Sonra düşündüm yaşadığımız çağ, BİLİŞİM ÇAĞI. Bu nedenle bilgiye ulaşmak kolay. Kolayca bulunacak bilgiler yerine dikkatimi çeken en önemli özelliğinden bahsetmek istiyorum. Sayın KESİCİ’nin TBMM’deki konuşmalarını, özellikle ekonomi ile ilgili konuşmalarını takip ettiğim zaman iktidarı ve muhalefeti ile bütün katılımcıların Sayın KESİCİ’Yİ dikkatle ve saygıyla dinlediklerini tespit ettim. Bütün salon bir şeyler öğrenmek ister gibi, merakla ve sessizce dinliyorlardı. Kırıcı olmayan, bilgi dolu, çözüm üreten önerilerinin, kavgaları ile ön plana çıkan TBMM Genel Kurulu’nun, tartışma seviyesine önemli katkıda bulunduğunu fark ettim. Katıldığı Televizyon Programlarında, en karmaşık ekonomik problemleri, herkesin anlayacağı, esprili bir dille anlatması, en çok dikkatimi çeken özelliği olmuştur. Sayın İLHAN KESİCİ, anlamaya ve anlaşılmaya, barış ve kardeşliğe en çok ihtiyacımız olan bir dönem de, KALİTESİNE, KAPASİTESİNE ve KARAKTERİNE güvenebileceğimiz bir lider adayı olarak ön plana çıkmaktadır. Muhalefetin ortak adayı olarak gösterilmesi halinde, büyük farkla seçileceğinden hiç kuşkum yok. Uzun bir zamandan bu yana yaptığımız çalışmalarda ismine, adaylığına muhalefet eden, kazanamaz veya yapamaz diyen kimse çıkmadı. Tek soru acaba aday gösterirler mi şeklinde oldu. Kazanmak isteyen bir muhalefet varsa, bence adayları bellidir. Aksini düşünmek istemiyorum.

HER MİLLET KENDİ KADERİNİ BİR ŞEKİLDE KENDİ TAYİN EDER

MEVLAM VERDİĞİ AKLI KULLANANLARI GÜZEL EYLER

Sağlıklı günler dileğiyle …..