2014 yılında bu köşeden paylaştığımız bir arşiv yazısı ile Filistin konusunda hiçbir şeyin değişmediğini ve değişmeyeceğini aktarmak isterim.

Gazze‘de bütün insanlığın gözü önünde insanlık suçu işleniyor. Vahşi emperyalizm destekli, cani Siyonizm’in başlattığı soykırım hız kesmeden devam ediyor. Her gün onlarca, yüzlerce masum insanın öldürüldüğü, kadınların ve çocukların hedef alındığı bu katliama, İnsan Haklarını gerekçe göstererek, dünyanın bir ucundan öbür ucuna müdahaleyi kendisinde hak görenlerin, bu vahşet karşısında suskunlukları, yaşananlar kadar utanç ve ibret vericidir.
Gazze'de insanlık adına büyük bir facia yaşanıyor. Masum insanlar, siviller, çocuklar, okullar, camiler katil İsrail bombalarına, kurşunlarına hedef oluyor. Vahşet ve zulüm bununla kalmıyor, İsrail bu bölgeye her türlü insani yardımın girmesini de engelliyor, bomba ve kurşunlardan kurtulanlar açlıktan ve hastalıktan ölmeye mahkûm ediliyor. 
Burada İsrail'in yaptıkları, Hamas ile mücadele sınırını çoktan aşmıştır. Gazze’de yaşayan 1,5 milyon Filistinli her türlü açlık, yokluk ve çaresizlikle karşı karşıya olup bölgede kanlı ve insafsız bir katliam yaşanmaktadır. Terörizmi ortadan kaldırmak bahanesiyle, sivil, masum insanların üzerine, uluslararası anlaşmalarda kullanılması yasak olan çeşitli silahları kullanan İsrail'in asıl ve nihai hedefi; baskı altına aldığı Müslümanları sahip oldukları topraklardan göçe zorlamaktır.  
İsrail, Gazze’ye saldırmadan hemen önce, Siyonist cinayet ve korsan çetesinin Başbakanı Türkiye’ye gelerek saatlerce görüşmüş; Cumhurbaşkanı ve Başbakan, bu katili ağırlamaktan imtina etmeyip, kanlı ve kirli ellerini sıkmaktan çekinmedikleri gibi, görüşme konusunda memnuniyet belirten bilgiler vermişlerdir. Meşruiyetini yalnızca gücünden ve caniliğinden alan bu İsrail başbakanını ağırlayanlar, yarın Müslümanların karşısına çıkıp oy istediklerinde, gözlerinin içine bakabilecek midir? Bu utanç tablosunu hatırlayacak duyarlılığı gösterebilecek midir?
Filistin Büyükelçisi Nebil Maruf ile İsrail Büyükelçisi Gabi Levi, Kanal D'nin anahaber bülteninde M. A. Birand'ın sorularını cevapladılar. (5 Ocak 2009) Orada çok önemli bir şey söylendi. Gabi Levi "Türkiye'yle birlikte hareket ettik" diyordu. AKP hükümeti tarafından buna yalanlama gelmedi. 
Gazze'de yaşananlarla ilgili düşüncelerimizi belirtirken, temennimiz bölgede vahşet ve zulmün bitmesidir. Ortadoğu da adil bir barışın gerçekleştirilmesidir. Bu da ancak Müslüman ve Türk gibi yönetilen bir Türkiye tarafından tesis edilebilir. Bunun için Türkiye, bütün bölge ülkelerini ve İslam Dünyası'nı yaşanan katliama karşı tavır almaya ve birlik içinde hareket etmeye çağırmalıdır. Hiçbir Müslüman ülke Türkiye'nin bu davetine kayıtsız kalamaz. İslam Dünyası'ndaki böyle bir bütünleşme karşısında ise Batı ve İsrail kayıtsız kalamaz.
Tabi bu çağırıda inandırıcı olunabilmesi için; Sayın Başbakan, "Büyük İsrail Projesi" olduğu ayan beyan belli olan, bu görevi nerden, nasıl aldığı bilinilmeyen "Büyük Ortadoğu Projesi Eş Başkanlığından" derhal istifa etmeli, bunu Türk Milletine ve bütün Dünyaya ilan etmelidir. 
Meydanlarda İsrail’i kınayan açıklamalar yapan Sayın Başbakanımız, kendisine ABD Yahudi Kongresi (AJC) tarafından verilen, sadece Siyonist önderlere layık görülen ve kuruluşundan beri ilk defa “Müslüman’ım” diyen birine verilen “Cesaret Madalyasını”nı Siyonistlerin yüzüne çarpmalıdır.
ABD’deki diğer büyük Yahudi örgütü olan “Anti Deformation Launge” (ADL) tarafından Başbakanımıza hangi hizmetlerinden dolayı verildiği belli olmayan ve kendisini “Musevilerin ebedi dostu” ilan eden “Üstün Hizmet Madalyası”nı da derhal Siyonistlerin yüzüne çarpmalıdır.

Bunlar yapılmadığı sürece, Sayın Başbakanın sözde tepkileri ve Filistin yanlısı tutumları “timsah gözyaşlarından” öte bir şey ifade etmeyecektir.

İşte size benden bir teori;
20 Ocak 2009 da ABD yeni Başkanı Obama göreve başlayacaktır. Dünya da nefretle anılan ABD imajını düzeltme projesi olarak planlanan Obama’nın başkanlığında, Filistin-İsrail barışı sağlanacak ve İslam ülkelerine kahraman bir ABD başkanı sunulacaktır. Tabi o güne kadar İsrail de yapacağını yapacak, Filistin’deki işini bitirecektir. Bu arada Türkiye Başbakanına ve benzer devlet adamlarına rahat olmaları, İsrail hakkında istedikleri kadar atıp, tutma izini de verilmiştir. Çünkü 20 Ocaktan sonra sağlanacak bir barıştan bunlar da kendilerine pay çıkarıp, "hamdolsun barışı sağladık" diyerek iç siyasette avantaj sağlayacaklar ve yeni ABD yönetimiyle “uyum” içinde çalışmaya devam edeceklerdir.

Dedim ya teori… Bakalım ne kadar tutacak?