Bugün siyaset yok!
Beden ve ruh sağlığınızla ilgili tiyo’lar vereceğim.
Terör ve terörist tanımı yeniden güncellendi malumunuz.
Bu daha öncede yaşanmış, kiminiz bu ani dönüşe ayak uyduracağım derken bel fıtığı falan olmuştu. Yoktan yere terörist ilan edilmeniz, birdenbire terör örgütüne üye olmamakla birlikte iltisaklı olmak gibi saçma suçlamalara muhatap olmanız da cabası…
Hatırladınız mı? Bir milat ilan edilmişti, sanırım 17/25 Aralık öncesi ve sonrası gibi bir şeydi.
İşte bu milattan önce birilerine hele hele muhterem hoca efendiye terörist, yapılanmasına çete demek büyük suçtu.
Koskoca TBMM başkanı, TBMM kürsüsünden; “Fethullah Gülen bu ülkenin yetiştirdiği değerli bir kıymettir. Değerli bir insandır, bilge bir insandır. Bu ülkenin milli ve manevi değerlerine bağlı nesillerin yetişmesi için hizmetini yapıyor. Her şey de açık devletin denetimi gözetimi altında. Her şey gözünün önünde yapılan hizmetlere baktığınızda siz buna hakkında herhangi bir savcının iddiası mahkumiyet kararı olmayan birine çete diye itham ederseniz, ona karşı da büyük bir haksızlık yaparsınız" diyordu.
Aaa sonra bir sabah kalktık, terör ve terörist kavramı güncellenmiş, muhterem hoca efendi dedikleri terörist olup çıkmıştı.
Özellikle yandaş kesimin, bu dönüşe ayak uydurayım derken başları dönmüş, belleri kırılmıştı.
Biz ‘bu kadar hızlı dönmeyin, yandaşlarınızın başı dönüyor’ diye uyarmıştık ama nafile…
Şimdi yeni bir güncelleme ile karşı karşıyayız.
Dolayısıyla beden ve ruh sağlığımıza halel getirmeden, bir yerimizi kırmadan, bu güncellemeye adapte olmak zorundayız.
Bunun için sabah kalktığımızda, yorum, paylaşım, eleştiri veya birilerine hakaret etmeden önce ilk işimiz şeyh/önder/lider her kime tabiysek, onun sosyal medya hesaplarını gözden geçirmeliyiz.
Olur ya akşam bir rüya görmüş, sabah uygulamaya geçmiş olabilir.
Siz de farkında olmadan teröristlere sayın, sayınlara terörist dediğiniz için mahcup olmamakla kalmaz, dayak dahil pek çok tehdide karşı sağlığınızı korumuş olursunuz.
Ha bu arada, sosyal medya geçmişinizi temizlemeyi de ihmal etmeyin.
Ne olur olmaz, sayınlara terörist, teröristlere sayın demekten başınız derde girmesin.
Son örnekle uyarayım;
Hani çoğunuzun beynine ‘terörist avukatı’ olarak kodlanan bir Sezgin Tanrıkulu vardı.
"Potansiyel bir terörist" idi. Türk Silahlı Kuvvetlerine saldıran bu alçak ve aşağılık sözde milletvekilinin ağzı düşman ağzıydı, aidiyeti Kandil mağaralarıydı.
Bu şahsın milletvekilliği düşürülmeli, terör örgütü üyeliğinden yargılanmalıydı.
Bu düne kadar böyleydi yani…
Şimdi güncellendi, saygın bir kişiliğe büründürüldü.
Telefonla arandı, hali hatırı soruldu, sürece yönelik sorumluk yüklendi ve katkıları beklendi.
Bu telefon diplomasisi ilk değil, süreç başladığından beri sürüyor.
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan ardından Edirne Cezaevi’nde bulunan Selahattin Demirtaş aranmıştı.
Bu demektir ki bunun gibi beyninize düşman olarak kodlanan yüzlercesi bundan böyle itibarlı siyasetçi olacak, bunu anlayın, kendinizi ve sosyal medyayı güncelleyin ki apışıp kalmayasınız.
Hatırlarsınız, 7/24 hakarete uğrayan Özgür Özel’e "Birbirimizi kırmıyoruz inşallah. Üzülme. Bazen siyaseten söylememiz gerekenler oluyor" denilmişti.
Bazıları o gün derslerini aldı ve ani dönüşlerde apışıp kalmamak için dikkatli ve uyanık olmaları gerektiğini anladılar.
Onlar akıl ve ruh sağlığı bakımından ne durumdalar bilemem ama artık bel fıtığı olmayacakları kesin.
Ha, sen işimize karışma, biz ne yapacağımızı senden mi öğreneceğiz diyenler olacaktır.
Haklısınız. Ben zaten bu dönüşlere şaşırmayanlara ve her türlüsüne bedenen ve ruhen hazır olanlara hitap etmiyorum ki.
Benimkisi halen şaşırma yeteneğini kaybetmeyenlere bir uyarı sadece…
Ne mutlu şaşırma yeteneğini kaybetmeyenlere…
O ki en insani, en vicdani yeteneklerdendir.