TÜRKİYE’DE son 15 gün içinde öyle şeyler yaşandı ki, artık ben de Avrupa’nın bizi kıskandığına inanmaya (!) başladım! Burası öyle bir ülke ki, 30-40 yıllık diplomalar bir anda iptal ediliyor, 16 milyonluk bir şehrin belediye başkanı saatler içinde derdest edilip, hapse atılabiliyor!

Sadece Anayasa’nın kendilerine tanıdığı protesto hakkını kullanan bu ülkenin geleceği dediğimiz gençler, sanki suç işlemişler gibi hapse tıkılıyor!

Bu ülkenin öz gençliğine terörist muamelesi yapılıyor… Soğuk havaya rağmen üzerlerine soğuk ve tazyikli sular sıkılıyor… Olmadı, biber gazı ile gözler kör olma noktasına getiriliyor… Yasalar dâhilinde meşru haklarını kullanmaya çalışan gençlere gayrimeşru muamele yapılıyor. Yetmedi, tutuklanarak ceza evlerine konuyor ve hürriyetleri kısıtlanıyor!

            Bayramın hemen öncesinde ülkede bunlar yaşanırken, yapılan bu hukuksuz tutuklamaları kınayacakları yerde, hükümet yanlısı medya yine bu gençleri haksız yere infaz ediyor. Reva görülen kötü muamelelere alkış tutuyor!

            Bayram dahi kimsenin kalbini yumuşatmıyor! Türkiye’de yaşanan bu haksız ve hukuksuz muameleyi eleştireceklerine, -tam tirsine- yapılanın az bile olduğu konusunda yorumlar yapıyorlar, haberler düzenleniyor!

TERÖRİSTE ÖVGÜ, MUHALEFETE ÖFKE!

            Son yıllarda Türkiye’deki politik manevralar o kadar değişti ki, bu mantık dokusundan uzak değişimleri gördükçe, artık “bu da olamaz” diye kimse ile bir iddiaya girmiyorum!

Çünkü oluyor!

Ülkemizde milliyetçiliğin ve ülkücülüğün kalesi olarak bilinen, vatan ve millet sevgisini kimselere kaptırmayan MHP’nin kurmayları, DEM yönetimi ile bayramlaşıyor, fakat mesela MHP’den ayrılan, aynı tabandan ve fikir dünyasından gelen İYİ Parti ve Zafer Partisi yönetimlerini es geçiyor…

Mesela MHP’nin kurmayları CHP’yi, Refah Partisi’ni, Yeniden Refah’ı, Gelecek Partisi’ni, Deva Partisi’ni, Memleket Partisi’ni görmezden geliyor. Varsa, yoksa DEM’liler, varsa yoksa İmralı’daki malum zat.

Ülkede bir bahar ve barış havası oluşturmak için eli kanlı teröriste “kurucu lider ve önder” muamelesi yapıp, ülkenin çoğunluğunu temsil eden muhalefet partilerine kapılarını kapatırsan, bu ülkeye barış getiremezsin!

Teröriste barış eli uzatıyorsunuz, bu ülkenin muhalif kesimine sıkılı bir yumruğu işaret ediyorsunuz! Hangi barış sürecinden, hangi bahar havasından bahsediyorsunuz?

DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE İNFAZ!

Mesela Ekrem İmamoğlu… Onu yalnızca İstanbullu değil, tüm Türkiye seviyor… Yine tüm Türkiye biliyor ki, şu anki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en zorlu rakibi de yine Ekrem İmamoğlu’dur…

Yapılan kamuoyu araştırmalarından biliyoruz… Açık ara önde gidiyor… Siz bile bile, rakibinizi ekarte ediyorsunuz… Türkiye’de 1400’ün üzerinde belediye var… Lakin iktidar, Devlet’in tüm kurumlarıyla birlikte İstanbul Büyükşehir’i adeta ablukaya almış durumda…

Kendi diplomalarını soruşturmazlar… Ankara’yı parsel parsel satan Melih Gökçek’e dokunmazlar. Grand Palas’ın faillerini yakalamayı düşünmezler…

6 Şubat’ta yerle bir olan 11 şehrimizde kaybettiğimiz 53 bin insanımızın hesabını sormazlar… Soma Faciasını, Çorlu Tren Kazasını, yurtlarda yaşanan rezaletleri, trafikteki kıyımı, tel tel dökülen adaleti, hükümetin karakolu gibi çalışan valilikleri, kaymakamlıkları soruşturmazlar!

Varsa yoksa İstanbul Büyükşehir Belediyesi…

Varsa yoksa Ekrem İmamoğlu…

Türkiye, insan haklarında, işsizlikte, hayat pahalılığında, yaşam güvencesinde, mutluluk endeksinde eksilerde gezinirken, onlar ülkeyi çok iyi yönettiklerini söylüyorlar… Ve bu hengâme arasında, kendisi gibi düşünmeyen bu ülkenin gençliğine hayatı zehir ederken; ülkede yaşanan bu hukuksuzlukları haber yapan dış basına da şöyle demekten kendilerini alamıyorlar;

“Avrupa bizi kıskanıyor!”

Avrupa sizin nerenizi kıskansın?

**********************

ANLAMLI SÖZ

“Gerçek demokratik ilke, hiç kimsenin halkın üzerinde bir güce sahip olmaması demektir…”

LORD ACTON

********************