SEÇİMLERİN Ankara ayağında CHP’nin adayı Mansur Yavaş, AKP adayı Turgut Altınok’un iki katı fazla oy aldı.

Bu sonuç öncelikle Mansur Yavaş’ın ve ardından CHP’nin başarısıdır…

Bunu en başta vurgulayalım ve yiğidin hakkını yiğide verelim…

Mansur Yavaş önceki döneminde öncelikle çeyrek asırdır Ankara’yı bir rant başkenti haline getiren ve saçma sapan işlere yatırım yapan Melih Gökçek’in bıraktığı hasarı gidermeye çalıştı…

O milyonlarca dolarlık dinozor parkları, ruhsatsız yapılar ve insana yatırım yerine lükse yapılan harcamalar…

Kısaca Melih Gökçek rantçı ve şatafatçı, Mansur Yavaş, halkçı ve icraatçı…

Gökçek’in yanlışları saymakla bitmez…

Lakin konumuz Mansur Yavaş ve Turgut Altınok…

Zaten, AK Parti’nin kurucularından ve özgül ağırlığı olan bir siyasetçi Bülent Arınç’ın, Melih Gökçek hakkındaki, “Ankara’yı sattın sattın, bitiremedin. Benim ağzımı açtırma ve otur oturduğun yerde!” şeklindeki demeci, başkentte yaşananları apaçık ortaya koyuyordu…

Daha bunun üzerinde bir söze gerek yok; arif olan anlar…

TURGUT ALTINOK, YANLIŞ BİR SEÇİMDİ

Adalet ve Kalkınma Partisi, Ankara gibi bir başkente Turgut Altınok gibi hem gayrimenkul zengini hem de donanımsız bir şahsı aday göstermesi, aslında ayağına kurşun sıkmak gibi bir şeydi…

Ve bu yanlış seçim, Türkiye’deki tüm muhalif seçmenleri harekete geçirdi… Onlar da kendi bölgelerinde halkın adamlarına yöneldiler..

İnsanlar, “Bu adam mı, ezilen, büyük sıkıntı çeken insanlara kol kanat gerecek?” diye düşünmeye başladı.

Turgut Altınok’un, bu yönetim tarzıyla, Ankara’da eğitim gören üniversite talebelerine, ulaşım sorunu çeken emekliye, evine ekmek götüremeyen fakir insanların hayatına, hakka, adalete ve insanca yaşamaya dokunacak ne bir çabası vardı ne de bir kapasitesi…

Bu ismi götürüp, Mansur Yavaş gibi bir ciddi eğitim görmüş, kendini Ankara’da yaşayan insanlara adamış bir başkanın karşısına koydular…

MAL, MÜLK ALLAH’IN. BİZ EMANETÇİYİZ!”

Muhabirlerin sorusuna böyle cevap vermişti Turgut Altınok… Sormazlar mı adama, “Madem mal ve mülk Allah’ın; o halde sende ne işi var… İade et sahibine!”

Böylesine zengin, böylesine mal varlığı olan bir başkan, insanların çektiği sıkıntıyı nereden anlayacak?

Ve hangi motivasyonla onlara hizmet götürecek?

Hangi insani duygularla, şehirde yaşayan üniversite talebelerine yardımcı olacak?

Hangi özveri ile, aşı olmayana aş, yakıtı olmayana yakıt götürecek?

Ve bu zat, malvarlığının büyük bir kısmını açıklamıyor! Verdiği listede ne eşinin ne de çocuklarının üzerine kayıtlı olanlar var…

Ne bankadaki paraları ne de mücevherleri bulunuyor…

Antalya’dan çıkan 600 dairelik bir malvarlığını da aydınlatmış değil…

Doğrusu Ak Parti yönetiminin, böyle birini Mansur Yavaş’ın karşısına çıkarmanın hiçbir mantıklı izahı yoktu.

Sonuç da hüsran oldu…

ALTINOK DEĞİL, AK PARTİ KAYBETTİ!

Seçim sadece Turgut Altınok ile Mansur Yavaş arasında cereyan etseydi, belki de bu kadar yıkım olmayacaktı. Fakat, işi gücü bırakan tüm hükümet yetkilileri, bakanlar, bakmayanlar, sorumlular, sorumsuzlar, özellikle İstanbul’da Murat Kurum’un, Ankara’da Turgut Altınok’un etrafında kümelendiler…

Tarafsızlıklarını yitirdiler…

Devletin imkanlarını seferber ettiler…

Görsel ve yazılı basının rüzgarını arkalarına aldılar…

Ölçüyü kaçırdılar…

Ve sonunu hüsranla biten haksız bir yarışa kalkıştılar…

Ve bu yanlışlar silsilesi ile Türk Milleti nezdinde kendi güvenilirliklerini de cömertçe harcadılar…

Ve sonunda ülkeyi bir dönemecin eşiğine getirmeyi de başardılar!

Haydi, şimdi ayıklayın bakalım pirincin taşlarını…

++++++++++++++++++++

ANLAMLI SÖZ

Gerçek demokrasilerde en önemli ilke, hiç kimsenin hakkın üzerinde bir güce sahip olmadığının göstergesidir…”

LARD ACTON

+++++++++++++++++++++