Sevgili okurlar,
Ülkemizde siyasi mahiyette önemli gelişmelere tanıklık ediyor, bu bağlamda,”hem siyasi iktidarın ve hem de muhalfetin çıklamaları” irkilmiyor değiliz?
Neden mi?
Ortada, bir dava var!
Bu dava ile ilgili olarak, mahkeme kararını vermiş!..
Süreç tamamlanmış mı?
Hayır!
Mahkeme kararı, ”kamu vicdanının tatmin etmediği için tepkiler” görüyor..
Bu ne demek?
“Suçsuzluğuna inanılanların, haksız bir şekilde ağır cezalara muhatap olması, beraberinde eleştirileri, tepkileri getiriyor” diye, yorumlamak mümkün..
Peki, süreç bitti mi?
Hayır!
Bunun, bir üst mahkemeye taşınması ve sonra AHİM süreci de var..
Durum bu!

DAVAYA TARAF OLANLAR,OLMAYANLAR?
Peki, dava ile ilgili olarak muhalefetin ve dava yakınlarının, yani davaya taraf olanların görüş ve düşünceleri karşısındaki açıklamalara bakarsak, ne görürüz?
Bu davanın burada bitmeyeceği gerçeğini!
Peki, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dava ile ilgili açıklamalarını nereye koyacağız?
Böyle ülke genelini meşgul eden, yediden, yetmişe herkesin “adelet beklentisinin “ olduğu bir davada, devletin en tepesinden, siyasi iktidarın temsilcisinin açıklaması nasıl karşılandı?
Açıklamaya bakalım mı?

CUMHURBAŞKANI AÇIKLAMASI!

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yargımız bu konuda kararını verdi. Kusura bakmasınlar bu ülkede yargı var.

Gezi olaylarıyla ilgili kararla yargımız, vicdanları rahatlatmakla kalmamış, aynı zamanda benzer niyetleri taşıyanlara da hukuk ve adalet dersi vermiştir.
"Hukukta, adalete güveni yeniden tesis ederek, adalet hizmetlerinin kaliteli, hızlı ve erişilebilir olmasını sağladık.


BİZ HUKUK DEVLETİYİZ!
Öyle ki herkes dünyada 'Biz hukuk devletiyiz' derken, onlara 'Biz guguk devleti değiliz, biz de hukuk devletiyiz.' İşte en son malum bir zatla ilgili verilen karar bazı çevreleri rahatsız etti. Peki kimdi bu adam. Bu adam, Türkiye'nin Soros'uydu ve bu adam Gezi olaylarının perde arkası koordinatörüydü ve yargımız onunla ilgili nihai kararını verdi ve bu kararda belli çevreleri ki malum çevrelerdir, ciddi manada rahatsız etti. Kusura bakmasınlar, bu ülkede hukuk var, bu ülkede yargı var ve bu yargı da kendi inandıklarını, bildiklerini, hakkın egemen olması için bu kararı verdiler, vereceklerdir.
Şimdi birçok yerden arayanlar var, yurt dışına gittiğimiz zamanlar da bize bazı telkinlerde bulunanlar oldu. Biz de onlara dedik ki kusura bakmayın, bizim ülkemiz bir hukuk devletidir.


TÜRKİYE’DE ATILAN ADIMLAR?
Siz Avrupa'nın değişik ülkelerinde hukuk devleti olduğunuzu iddia ederek, terör örgütünün sokaklarınızda, caddelerinizde boy göstermesine evet diyorsunuz. PKK kendi paçavralarıyla caddelerinizde boy gösteriyor, herhangi bir şey söylemiyorsunuz, onlara ses çıkarmıyorsunuz. Türkiye'de ise atılan adımlar sizleri rahatsız ediyor. En son AİHM ne dedi, AİHM dedi ki 'İlk derece mahkeme veya üst derece kararını vermediği sürece biz bu noktada adım atamayız' dedi. Buyurun, şimdi karar da verildi. Şimdi bu karar verildikten sonra artık atılan adıma tabi olacaksınız. Olsanız da olmasanız da yargının bu kararı uygulamaya girecektir." (Evrensel Gazetesi,27 Nisan 2022)
Açıklamanın özeti bu!

MASUMİYET KARİNESİ?
Bir gazeteci olarak, biz biliriz ki, “masumiyet karinesi” korunarak, mahkeme sürecinde alınan kararlar hakkında, özellikle resmi erkanın görüş ve düşüncelerini, “taraf olmadan, mahkeme sürecine etki etmeden” açıklaması bir kültürel, hukuki gelenektir..
Türkiye’de mahkemelerin çok tartışma içine çekildiği gerçektir!..
Bunu inkar edenler, mahkemelere sahip çıkanlar var mı?
Var!
Verilen bu karar ile ilgili “süreç bitmemişse, bunu bitmiş görmek” mecburiyeti mi var?
Bunu söylemek, “adalete gölge düşürmek” olmaz mı?
Adalet sisteminin, tepeden, tırnağa siyasallıştaığı kesin! Siyasallaşmış olduğunun kanıtı bu yukarıdaki açıklamada da görülüyor..
Peki, “Türkiye bir  hukuk mu, gukuk mu” devleti?
Peki yargılananlar hedefe konmuş mu?
Konmuş!
Mahkeme kararı, belli bir çevreyi niye rahatsız etsin ki?

ADALET TERAZİSİ?
 Beklenti, “adaletin terazisinin doğru karar vermesi ise, buradaki suçlamayı” nereye koyacağız?
Mahkemede kararı karşısında, “taraf olanların görüş ve düşüncelerini” anlamak mümkün!
Çünkü onlar, “mahkemede bir tarafı temsil” ediyorlar!
Ama devletin en tepesinden yapılan bu açıklamayı, kabul etmek mümkün değildir!?..
Devleti yönetenleri, “mahkeme kararları karşısında tarafsız olması, fikir beyan etmemesi ve sonucu beklemesi” genel bir beklentidir..

SOROS İLE GÖRÜŞMEYEN Mİ KALDI?
Efendim, “Soros” ile görüşüyormuş?
“Soros” ile görüşmeyen kim kaldı ki?
Yargı süreçi bitmeden, “bu kararın uygulamaya konacak denmesi de talihsiz bir ifade olarak” görülüyor?
Neresinden bakarsanız, bakınız, ülkede “birlik ve beraberlik” konusunda gittikçe ayrışıyoruz!
Bunun, o kadar çok örneği var ki, “gelecekten endişe etmemek” ne mümkün?
Bakınız, “Suudi Arabistan ile köprüleri attığımız günler” geride kaldı..
Ne oldu acaba?
Niye küstük, niye ipler koptu?
Şimdi bu buluşma nereden gerekti?

DEVLETLER ARASI İLİŞKİLER?
Ülkemizde işlenen bir cinayet sonrası gerilen ve kopan ilişkiler, yeniden farklı bir buluşma ile ivme kazandı..
Unutmayalım ki, “devletler arasındaki bu inişli, çıkışlı ilişkiler, ülkeye olan güveni” sarsmaya yeter!
Devlet işlerinde, bir öyle, bir böyle anlayış, duruş sergilerseniz, size olan güven dibe vurur!
Kaldı ki, “adalet, hukuk vurgusu” yapanların, ülkemizde tutuklu olan ve suçladıklarımızı da, o ağır sözler sonrası iade ettiğimiz  unutulmamalıdır..
Ülkeyi, gelecek nesillere taşıyıp, devrederken, “ilkeli, kararlı, planlı ve programlı duruşu ile güvenilir bir Türkiye’yi” teslim etmemiz şiarımız olmalıdır..
Ülkenin fabrika ayarları ile o kadar oynanıldıki, yapılacak seçimlerde işbaşına geleceklerin, neyi, nasıl düzelteceklerini bilen var mı?

TÜRKİYE’DE HAKİMLER VAR!
İnşallah, “Türkiye’de hakimler, savcılar, avukatlar, siyasilerimiz, sivil örgütlerimiz var” dediğimiz günleri de görürüz..
Kimse eleştirilmez, bulunmaz değildir!..
Bu Milletin milyonlarca evladı, görev için yanıp tutuşuyor..
“Yanlışlar düzeltilir”, ama “bu açılan yaralar, acılar” nasıl tedavi görecek, nasıl hafifletilecek, onu bilen var mı?
Özlem ise, “kenetlenmiş, kucaklaşmış, sorunlarını çözüm noktasında birliktelik yapmış” bir Türkiye’dir..
Bu bayram, bunun için iyi bir fırsattır!..
Lütfen barışalım!
Süreç bize göre de bitmemiştir!!
Türkiye’de hakimlerin olduğuna inanmak istiyoruz!
Bu vesile ile mübarek Ramazan ayı Bayramınızı, en iyi dileklerimizle kutlar, sağlık, mutluluk, başarı ve afiyetler dileriz!
Yusuf Cinal yazıyor, 30 Nisan 2022 Brüksel