Sevgili okurlar,
Türkiye'de olup, bitenlere, yurtdışında bulunan biz Türk vatandaşları, daha çok ilgi gösteriyor, kulak kabartıyoruz?
Öyle ya, memlekette neler oluyor?
Akyazı'dan bir yakınım, telefon etti..
Telefon kesildi, sonra yazıştık..
Hayırdır, bir olumsuz durum mu var” diyerek, bir not attım..
Asayiş berkemal” diye döndü..
Gerçekten, memlekette sevdiklerimiz, yakınlarımız, dostlarımız, arkadaşlarımız var..
Onların, “sağlık ve afiyet haberleri”, bizleri her şeyden önce, yakından ilgilendiriyor..

Kısacası, “memlekette olup, bitenlere”, kayıtsız kalabilir miyiz?
Ne mümkün?

KARASULU DOSTUM?
Bakınız, dün Karasu İlçesi halkından dostum Cafer Erdoğan, ”AB Erasmus projeleri” bağlamında, arkadaşları ile birlikte Belçika'ya geldi..

Telefonlaşarak, buluşma kararı aldık..
Başkent Brüksel'in, gözde tarihi mekanlarından Grand Place'de(Büyük Meydan) buluştuk..
Birbirimizi hiç görmemize rağmen, yılların sanal tanışıklığı içinde kucaklaştık, hasret giderdik, Brüksel'in tarihi dokusunu gezerek, bilgilendik..
Sevgili dostum, Cafer Erdoğan kardeşim,” Maalesef buraları gördükçe, Türkiye'de belli bir standardın altında, pahalı yaşama isyan ediyorum” dedi..

Pahalı, hak edilmeyen bir yaşam?
Gel de, böyle bir ülkede, gelecek peşinde koş?
Gelecek kaygısı içinde olma?
Neyse?

BRÜKSEL'DE YAŞAM?
Sözü, bize getirerek, “Brüksel'de yaşam” hakkında bilgilenme ihtiyacı duydu..
Kısaca,”Cinal Ailesi'nin Brüksel yaşamı”, hakkında kendisini bilgilendirdim..
Ama, “burada bile Sakarya sevdamızı” sorgulamadı değil..

Kendisine, “Karasu'daki dairemi sattığımı” söyledim..
Üzülmedi desem, yalan olur!
Ama, kardeşim Ali Osman Cinal, hala Karasu'da, dalgaların sesi eşliğinde, arkadaşları ile birlikte olmanın keyfini yaşıyor açıklamasını yaptım..
Yetinmedi?

Karasu, eski Karasu değil Cafer”, demek zorunda kaldım!

NAZIMSIZ OLUR MU?
Evet, dostum, sizin gibi birçok dostumuz Karasu'da ya, biz de hep Karasu'dayız merak etme” diyerek gönül aldım..
Sanal ortam fotoğraf paylaşımlarımıza sevgili yazar dostum Nazım Aktürk, “bu resimde bir Nazım eksik” diye not düştü..
Sevgili Nazım ile Brüksel'de buluşmak nasip olmadı!..
Ama, Adapazarı buluşmalarımız, Karasu anılarımız unutulur mu?

70 YAŞ KAHVEHANESİ?
Brüksel'in tarihi dokusunu gezerken, aklıma sevgili duayen büyüğümüz Semih Saner düştü..
Yaş 70 İş bitmiş” adlı yazıma konu olan, mekanlardan birini Cafer Erdoğan'a gösterdim..
Güzel kardeşim, bak burası La Ciro adlı kahvehane..
1846 Yılından beri ,60 Yaş üstü müşterilerine hizmet verir..
Belçika'da yaş 70 olsa bile, hayat devam ediyor..”

Cafer Erdoğan, başını uzattı, camdan içeriye baktı..

Gerçekten yaşlı kuşak, masalara kurulmuş, koyu bir sohbetteydiler..
Koyu bir sohbette..
Ya bizimkiler?
Kısa zaman dilimi içinde, Cafer Erdoğan ile Brüksel'in kalbinde buluşmak, ne güzel idi..
Aklımda Karasulu dostum Erdal Bıçakcı ve diğerleri?
Kısa zaman dilimi ya?
Metro ile AB Vadisine kadar yolculuk yaparak, Cafer Erdoğan'ı adresine teslim edip, yarın buluşmak için sözleştik..

MİLLETVEKİLLİĞİ DÜŞTÜ MÜ?

Her akşamki gibi televizyon karşısındayım..
İnanın, yandaş kanalla değil..
Türkiye'de televizyonların birinci haberi, ”Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM) TİP Hatay Milletvekili Can Atalay'ın, milletvekilliğinin düşürülmesi” konusu!!
TBMM'nde tepkiler, pankartlar, milletvekili sesleri..
İnsan, merak etmeden edemiyor!?
Bir hukuk skandalı sonrası, halkın hür iradesi ile seçilmiş, üstelik ülkenin en yetkin, seçkin kurumu Anayasa Mahkemesi(AYM) kararına rağmen, halkın temsilcisinin seçilmişliği yok sayıldı?
Ne anlamı var” demeyiniz?
O kadar çok anlamı var ki, nasıl anlatayım?
Bir ülkede, Anayasa mahkemesi kararları tanınmayacakta, hangi kararlar tanınacak?
Biri Anayasa, biri Yargıtay!
Öte ise ihtişamlı Saray!
Yargıtay kararları, daha önemli ki, siyasi iradenin de önde tuttuğu bir karar, TBMM'nde okundu..”

Başkan Bekir Bozdağ..
Tartışma büyük!
Uzmanlar, gazeteciler, siyasiler görüş ve düşüncelerini, televizyonlarda paylaşıyorlar..

ANNESİ VE BABASI?

Bu arada TBMM'ndeki bu karar ile ilgili olarak halen hapishanede olan Can Atalay'ın babası Mustafa Atalay ile muhterem anneleri Şükran Atalay, canlı yayına bağlanıyorlar..
İki sabır abidesi anne ve baba!
Evlatlarını, hapse atılsın diye okuttular, yetiştirdiler?
Duygusal anlar yaşıyorlar, evlatlarının başına gelene bir anlam veremiyorlar!?
Büyük bir metanet, büyük bir hoşgörü, tolerans ve sabır içinde TBMM'ndeki oturum sonrası görüş ve düşüncelerini paylaştılar..
Oğlum karıncayı bile incitmez!”
Zor anlar vesselam!
Allah kimseyi düşürmesin!

İYİLİKLER ADAMI?
Can Atalay ki, “Hendek İlçemiz 'de, o havai fişek fabrikasında canlarını kaybeden ailelerin yanında, onlar için hukuk arayışlarında” değil miydi?
Bu Can Atalay ki, “Soma'da, diğer alanlardaki acılar içinde olanların imdadına” koşmadı mı?
Demek ki, “suçu, insanımıza yardım etmek, sahip çıkmak, yol, yordam” göstermek miş!?..
Onun gibi, “ilerlemiş yaşlarına rağmen, hapishanelerde adalet bekleyenler” yok mu?
Hem de, “AHİM ve Anayasa Mahkemesi kararlarına” rağmen!

Atlatılacak bu günler, ama ne zaman?
Şimdi, yerel seçimler var..
Siyasi partiler, oy avcılığı peşinde!
Sahi, anketler ne diyor?
Ya,” temayül yoklamalarından” kimler çıktı?


KUL HAKKI?
Yine oylar kullanılacak?
Kime, kime?

İktidar ve ortağına mı, yoksa muhalif parti ile bağımsız adaylara mı?.
Unutmayalım ki, “adalet” bir gün her kese lazım olur!
Bunun çok örneğini gördük, yaşadık, geçirdik!..
Allah aşkına, “adil olmak, adalet dağıtmak”, bu kadar zor mu?

Lütfen, “bu seçimlerde oy kullanacaklar, sizler bu fırsatı, adil olarak değerlendirme fırsatını” kaçırmayınız!
Yarın, böyle bir fırsatınız olmayabilir!
Hele de, “Kul hakkını” sakın unutmayınız!?
Kul hakkı ve vebali?
Yusuf Cinal yazıyor, 01 Şubat 2024