Dün yazdım; Siyaset ve parti tutma konusunda da çoğumuz fırsat namuslusuyuz.
Yani fırsatını bulamadığımız için ‘namuslu’ kalanlarız.
Yani fırsatını bulduğumuzda namussuzluğun en daniskasını yaparız.
Ve namussuzluğu bizim taraf yapınca çılgınca alkışlarız.
Ve sordum; Bakın, hala 2002 öncesi ekonomik durumu gözümüze sokanlar mesela, dönemin iktidarını yerin dibine sokanlar, şimdi sesleri çıkıyor mu?
Bırakın tepki koymayı, o eleştirdikleri günden çok daha beter olmamıza rağmen, mevcut durumu savunuyorlar.
Hala utanmadan ‘kuyrukları unuttunuz mu’ diyorlar.
‘Yazarkasa atılan günlere mi dönelim istiyorsunuz’ diyorlar.
Dün yazarkasa konusuna değindim.
Yazarkasanın atıldığı gün Dolar 1.20 liraydı. Anlamayanlar için bir de yazıyla yazayım; Bir dolar bir lira 20 kuruştu.
Bugün 32 lira…
Konuşsanıza, eleştirsenize, yazarkasa fırlatsanız ya…
Ama doğruya siz fırsat namuslususunuz. Yapamadığınız, o haltı yiyemediğimiz için yapanları eleştirir, fırsatını bulunca da en daniskasını yaparsınız.
Eğer gerçek niyetiniz kıyas yaparak iyiyi kötüden ayırmak olsa, iyiyi alkışlayacak, kötüye yerecek ve hüküm verme yani seçim günü iyiden/doğrudan yana tavır koyacak kadar samimi olmanız gerekir.
Eğer niyetiniz samimi ise hüküm vermek için öyle uzun boylu araştırmanıza, doğruyu dere tepe aramanıza da gerek yok.
Bilgi elinizin altında ve zahmetsizce ulaşabiliyorsunuz.
Evet, yazar kasa atıldığında dolar 1,20 liraydı. Bugün 32 lire, niye kıyamet kopmuyor?
O beğenilmeyen ve önüne yazar kasa fırlatılan Ecevit’in başbakanlığındaki hükümet zamanında; çeyrek altın 30 liraydı. Bugün alış 4111 lira.
Benzin 1.64 liraydı. Bugün 40 liranın üzerinde…
Peki ekmek? Ekmeği kıyaslarken gramajını da ortaya koymak lazım. Çünkü bugün gramı azaltılmış, fiyatı arttırılmış durumda.
Yazarkasa fırlatıldığında ekmeğin kilosu, yani bir kilo ekmek 50 kuruştu.
Bugün 200 gram ekmek 8 lira…
2021 yılında da benzeri bir kıyas yapmışım. Uçtuğumuz, hatta ekonomik alanda ABD’yi bile geride bıraktığımız AKP yönetimindeki ekonomiye göz atarsak; Bugün dolar 8.10 TL, Euro 9,70 TL.
Çeyrek altın 750 TL, benzin 7,10 TL, ekmek 1,50 TL, bir kilo et (ortalama) 100 TL…
Aman Allah, yıl 2021 yahu üç sene önceki fiyatlara bakıp, bugün ile kıyaslamak bile kafayı yedirir aklı başında bir insana…
Ey yazar kasa fırlatanlar neredesiniz?
Nereden, nereye gelmişiz diye sormayacak mısınız?
Ama sizin ‘nereden nereye’ ile bizim ‘nereden nereye’ anlayışımız bile farklı maalesef.
Hatırlarsınız, 2019 seçim şarkılarıydı ‘Nereden Nereye!’
Halen kullanılıyor ve halen millete soruluyor.
Önce gün de Cumhurbaşkanı; “Bu ülkeyi nereden nereye getirdiğimizi elini vicdanına koyan herkes kabul edecektir” dedi.
Tamam, elimizi vicdanımıza koyup kıyaslamaya devam edelim;
Yıl 2001; bir litre mazotun fiyatı 1,50 lira. Buğdayın kilosu ise 1,10 liraydı.
Çiftçi, 360 gram buğday satarak, bir litre mazot alabiliyordu.
Günümüzde ise mesela Konya’da bir litre mazot 41 lira. Buğday, TMO’da 8.250+1.000 destek ile 9.250 lira.
Ama gelin görün ki TMO buğday satın almadığı için çiftçi buğdayını tüccara 6/7 liradan vermek zorunda kalıyor.
Hadi ortalama 8 lira desek, çiftçi bugün bir litre mazot alabilmek için kilosu 8 liradan 5 kilo üzeri buğday satıyor.
Bakın yıl 2001 bir litre mazot 360 gram buğday, yıl 20024, bir litre mazot yaklaşık 6 kilo buğday…
Gördünüz mü? Hadi elinizi vicdanınıza koyup söyleyin nereden nereye gelmişiz?
Ekonominin bu hale gelmesinin sebebi ne CEHAPE yönetimi ne dış güçler ne de Türkiye’yi kıskananlardır.
Halkın yoksulluğa mahkum olduğu bu ekonomik buhranın sorumluları iktidara geldiği 22 yılın sonunda ülkeyi keyfi kararlar ile yönetenlerdir.
Millet olarak iktidarın ve yandaş medyanın sürekli pompalamaya çalıştığı “Her şey yolunda, yabancılar başarımızı çekemiyor” masalını dinlemekten de artık bıktık.
Şimdi ey vicdan sahipleri, elinizi vicdanınıza koyun, elbette gidip yazarkasa atın demiyorum ama tepkinizi koyun be kardeşim.
Bırakın şu takım tutar gibi parti tutmayı da Erdoğan’ın dediği gibi biraz vicdan sahibi olan herkes gibi, nereden nereye geldiğimizi görün ve hiç değilse bu seçimde gereğini yapın be kardeşim!
