Mustafa Kemal ATATÜRK, GENÇLİĞE HİTABESİN’ de GAFLET ve DELALET ve hatta HİYANET içinde olanlardan bahsetmişti. Burada bahsedilen şey, yalnız TÜRK MİLLETİ için geçerli olan bir tespit değildir. Aynı durumla birçok mazlum millette karşılaşabilir. UKRAYNA yaşadığımız bu günlerde, duruma en uygun bir örnek olarak gözümüzün önünde parçalanıyor. Başında eskiden komedyen olan bir şahıs var. Şu anda bir melodramda başrol oynuyor. Ülkesini göz göre göre bir felakete sürükledi. Daha önce NATO, AVRUPA BİRLİĞİ, Amerika ve İngiltere ile iş birliği yapmak üzere yola çıkmış ülkelerin başına gelenleri unutmuş gibi yaparak, çıktığı yolda, bile bile ülkesinin işgaline sebep oldu. Yahudi asıllı olan bu zeki çocuk, ADALET, DEMOKRASİ, YOLSUZLUK ve YOKSULLUKLA mücadele sözü vererek iktidara geldi. İktidar olduktan sonra bu sözlerini unutmuş, despotça idare ettiği UKRAYNA’ da yolsuzluk, yoksulluk daha da arttı, adalet ve demokrasi rafa kaldırıldı. Sağcı ve Milliyetçi söylemlerle halkı kandıran bu zat, ülkesini, dünya siyasetine yön veren, çoğu YAHUDİ sermayesini olan, ULUSLARASI ŞİRKETLERE pazarladı. Bu savaş karmaşası içinde, İsrail Başbakanının, Moskova’ya giderek, PUTİN ile buluşup ‘‘Kiev’i bombalamayın, 500’e yakın şirketimizin bilgileri orada depolanmıştır, büyük zarar görürüz’’ demesi bunun en önemli kanıtıdır. ZELİNSKY uluslararası bir projenin ürünüdür. Şu anda ülkesinde binlerce insan ölmektedir. Milyonlarca Ukraynalı, mülteci durumuna düşerek, bu karda kışta çok zor şarlar altında evini, barkını, yurdunu terk etmek zorunda bırakmıştır. Ülkenin birkaç parçaya bölüneceği anlaşılmaktadır. Bu arada belirtmek gerekir ’ki RUSYA kendi açısından doğru bir strateji uygulamaktadır. Avrupa’nın ikiyüzlülüğü, enerjiye olan bağımlılığı, menfaatlerine olan düşkünlüğünü, iyi hesap eden Rusya’nın, Avrupa’yı daima kendine muhtaç bırakmak isteyen ABD ve Avrupa da ’ki tarihi müttefiki İngiltere ile anlaşarak bu işgali başlattığını görmemek mümkün değildir. Gerçek anlamda hiçbir şey yapmayan, verdikleri sözleri tutmayan, NATO, AVRUPA BİRLİĞİ, ABD ve İNGİLTERE bütün bu işgalin ve felaketin sebebidirler. Bu savaşın sonunda en çok kazanan ULUSLARASI SERMAYE olacaktır. Artan enerji fiyatları, güvenlik gerekçesi ile yeniden hız kazanan silah ticareti, üretim ve nakliye sorunları yüzünden karaborsaya düşen her çeşit tüketim maddesi, bu şirketlerin daha çok kazanmasına yol açacaktır. Azgelişmiş veya gelişmekte olan, çoğu borçlu, ekonomisi pamuk ipliğine bağlı ülkeler, bu durumdan en çok kaybeden olarak çıkacaklardır. Artık Dünyanın yönetimi, ortaklık yapılarını tam olarak bilemediğimiz Uluslararası Şirketlerin elindedir. Bu şirketlerin politikaları ÇİN, RUSYA, ABD gibi ülkeler haricin de ’ki ülkeleri bölmek, parçalamak üzerinedir. Bunun için ülkelerin iç politikalarına müdahale ederek kendilerine uygun siyasileri iktidara getirmektedirler. ZELİNSKY işte böyle bir ihanetin UKRAYNA da ‘ki baş aktörüdür.

Zaman hainler zamanıdır. MEVKİ, MAKAM ve MENFAATLERİ için ülkelerine, inançlarına, fikirlerine ihanet edenlere birçok örnek verilebilir. Bunlar büyük oynayan HAİNLERDİR, kazançları da büyük olur. Son günlerde, Dünyanın birçok yerinde görülen anlaşılması güç, dış politika değişikliklerini iyi izlerseniz ne demek istediğimi anlarsınız.

 Bir de zamana ayak uydurmaya çalışan küçük hainler vardır. Büyük oynayanların kazandıklarına bakıp, şimdilik yakalanmadıklarını, ceza görmediklerini görerek aynı yola girerler. Eşlerine, dostlarına, arkadaşlarına, bir zamanlar elini ayağını öpüp ‘’ABİ, BABA’’ dediklerine, kendilerini adam zannedip, itibar edenlere, menfaatleri bitince, artık bir fayda gelmeyeceğini zannedince ihanet etmekten çekinmezler. Aslında ‘‘üç kuruşluk’’ adam bile değillerdir, bu nedenle boyaları geç çıkar, ama mutlaka çıkar. Neyse asıl konumuz bu tipler değil, adlarını anmaya bile değmez.

Asıl konumuz ÜLKESİNE, MİLLETİNE, İDEALLERİNE ihanet edenlerdir. Bunları tanımak çok zor değildir. Bir ülkede siyaset de önemli mevkide olup, doğru dürüst bir gerekçe gösteremeden söylem ve davranışlarından vazgeçip tam aksini savunan ve yapanlara bakın ne dediğimi anlarsınız. Bir de en çok muhalefet ettiklerine en kritik zamanda yardımcı olanlar var. İşte en tehlikelisi bana göre onlardır. Bir tanesini çok merak ediyorum. Partisinin başına geldiğinden beri önemli hiçbir başarısı olmayan bu zat, bu günlerde bir hazırlık içinde. Düne kadar en olmayacak isimleri, çok önemli mevkilere aday göstererek rakiplerinin ekmeğine yağ süren, ülkenin geleceğini belirleyecek bir seçimde, kazanamayacağını bile bile aday olmaya hazırlanıyor. Her akaryakıt aldığında, her pazara, markete gittiğinde, çocuğunun en masum isteğini yerine getiremediğinde, kış günü soğuktan titrediğinde, kira, elektrik, yakıt parası ödediğinde aybaşında maaşını aldığında kendisini bu hale düşürenlere ağzına geleni söyleyenlerin arttığı bu dönem de, şartlar müsait ben bile kazanırım diyerek ortada dolaşıyor. Yabancı medya kuruluşları, özellikle ABD gazetelerinde bu yönde yayınlara başladılar. İçerde de kışkırtıcılığı ile bilinen bazı sol görünümlü ajanlar, toplumu hazırlamak için faaliyete geçtiler. Merakla bekliyorum, bu seferde, seçilemeyeceğini bildiği halde olmadık birinin veya kendisinin adaylığında ısrarcı olacak mı? Yani malum Büyük Orta Doğu Projesi’nin bir ayağını mı göreceğiz. Eğer öyle olursa bu toplum bu sefer gereken tepkiyi verecektir. Canımız burnumuzda, ihanetten ve hainlerden bıktık artık. Biz bu yokluklara ve yoksulluklara, yalanlara layık değiliz.

Bu konu da yanılırsam özür dilerim, yanılmazsam gereğini…

Sağlıklı günler dileğiyle…