MİLLİ Eğitim Bakanlığı’nın yaptığı gereksiz öğretmen atamaları sonunda lise öğrencileri de ayaklandı…
Eğitimle ilgili herkes şu soruyu soruyor:
“Eğitim sezonunun bitmesine birkaç ay kala bu atamalar ve durduk yerde yer değiştirmeler de nereden çıktı?”
Bu atamalar, tamamen Bakan Yusuf Tekin’in “keyfi” ve “sindirme-cezalandırma” duygularından kaynaklanmaktadır.
Türkiye’de uygulanan antidemokratik uygulamaların hedefinde, Saraçhane Mitinglerine ve Gezi Davalarına katkı sağlayan üniversite öğrencileri ile öğretmenleri cezalandırmak vardı…
Bu amaçla 300’ün üzerinde üniversite öğrencisi apar topar cezaevlerine tıkıldı. Meydanlardaki polis kameraları, tespit ettiği öğretmenlerin listesini de Milli Eğitim Bakanlığı’na ileterek, bir nevi bu haksız cezalandırmaya teşvik etti…
Bu ülkede yaşayan her meslekten vatandaşın protesto etmek, yürüyüş yapmak hakkı Anayasa ile sabittir. Bunun polis, öğretmen, doktor, talebe ya da sade bir vatandaş olması hiçbir şey ifade etmek…
İnsanların Anayasamızda yer alan demokratik haklarını kullanması neden birilerini rahatsız ediyor ki?
Saraçhane’de, Kartal’da, Samsun’da ya da ülkenin farklı şehirlerindeki protesto olaylarına katılan vatandaşlara reva görülen terörist muamelesi de neyin nesi idi?
Bu devleti yönetenler, bu ülkenin has vatandaşlarına düşman mı?
Değil ise bu biber gazı uygulamaları, dondurucu ve yağışlı havada TOMA marifetiyle tazyikli su sıkmayı hangi sebebe bağlayacaksınız?
· Hani Cumhuriyet bu gençlerin omuzunda yükselecekti?
· Yoksa siz bu Cumhuriyeti yabancı milletlerinin gençlerine mi teslim edeceksiniz?
Son 2-3 ay içinde yaşanan bu olaylarla ülkeyi Suriye’ye, Irak’a, Filistin’e benzettiniz… Oysaki Türkiye, etrafındaki bu diktatör yönetimlere rağmen yolunu Cumhuriyet ile çizmiş ve bunu demokrasi ile taçlandırmıştı.
Fakat gelinen bu noktada, birikimlerini cömertçe harcayan ve demokraside en az 50 yıl daha geriye giden bir ülke konumuna geldik…
LİSELİLER DE AYAKLANDI!
Türkiye’deki 12.972 lisede şu anda yaklaşık 6 milyon 700 bin öğrenci bulunuyor… Ve ülkede yaşanan bu gerilim olaylarından dolayı sonunda onlar da hareketlenmeye başladı… Üniversiteli ağabeylerine reva görülen bu düşman hukuku ve son olarak da hiçbir neden yokken öğretmenlerinin çeşitli okullara sürgün edilmesi karşısında duyarsız kalmayan liseli öğrenciler artık tüm okullarda bir direniş başlatmış durumda…
Gözünüz aydın!
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in bu gözdağı uygulamalarını protesto eden öğrenciler, “Öğretmenlerimizi geri istiyoruz…”, “Eğitime çomak sokmayın!”, “Bizi de sürgüne gönderin!” gibi çeşitli slogan ve pankartlarla Milli Eğitim’e karşı direnişe geçmiş durumda…
Bakan Tekin, ülkemizdeki eğitimin kalitesini yükselteceğine, daha önce söz verdikleri ucube “mülakat” sistemini kaldıracaklarına, eğitimdeki eşitlik ilkesini hayata geçireceklerine, tam tersine öğretmenleri, öğrencileri tam bir cendere içine almaya, -sözüm ona- sindirmeye çalışıyor.
Daha önce de çeşitli tarikat ve siyasi teşekküllerle protokol imzalayarak “layık” eğitimi tehlikeye atan girişimlerde bulunan Bakan Yusuf Tekin şu andaki “inadına” uygulamalarla milletin öfkesine öfke katıyor…
Eleştirileri görmüyor… Adeta okul önlerindeki bu öğrenci faaliyetlerinin üzerine benzinle yaklaşıyor… Özeleştiri yapmıyor… Sistemi sorgulamıyor… Yapılan hatalardan dönmüyor…
Ve kısacası milletle inatlaşıyor…
Bakan Yusuf Tekin’e şunu sormak lazım;
“Bu güne kadar Millet ile inatlaşan hangi yönetimler payidar olmuştur?”
Sonunda bunu da başardınız…
Kış uykusunda olan karınca yuvasına da çomağı soktunuz ve tıpkı yüksekokul öğrencileri gibi tüm liseleri de sokağa döktünüz!
***************
ANLAMLI SÖZ
“Geleceğin güvencesi, sağlam temellere dayalı bir eğitime; eğitim ise öğretmene dayalıdır…”
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
***************