İmamoğlu’nun X hesabının kapatılmasının savcılık gerekçesine bakarsanız, bundan böyle suç işleme ihtimaliniz bile size uygulanacak bir yaptırım için yeterli.
Bu gerekçeye göre artık hepimiz halkı alenen tahrik suçunun potansiyel failleriyiz.
Savcı tedbiren talep edecek, Sulh ceza hakimliği de tedbiren(!) bizim bütün iletişim yollarımızı kapatabilecek.
O kadar da olmaz demeyin. İmamoğlu’nun açıklamalarında suç var mı? Yok…
Ama bir gün işleyebilirsin denilmiş, suç işlemesin diye tedbir(!) alınmış.
Şu son dönemde hukuki garabetlerle adeta hukuk katlediliyor.
Örnek; 16 genç Saraçhane mitinglerine katılmış, yarısı slogan atmış yarısı belki de atılan sloganı doğru bulmadıkları için atmamış.
Sonuç, 18’i de yargılanıyor.
Sebep? Slogan atmamış olmakla birlikte slogan atanlarla birlikte olmak!
Örnek; İmamoğlu’nun ifade verdiği Çağlayan adliyesinin önüne toplanılmış, İmamoğlu çıkışta kendisini bekleyenlere teşekkür etsin diye alana CHP otobüsü getirilmişti.
Polis alana sokmayınca tartışma çıktı. Polise mukavemet ettikleri gerekçesiyle CHP İl Başkanı Çelik ve 26 kişi yargılanıyorlar, hakkında 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor…
Örnek; Ümit Özdağ, Antalya’da yaptığı konuşmanın hemen ardından, 20 Ocak’ta gözaltına alındı. Gerekçe, iktidarın politikalarının Haçlı seferinden daha çok zarar verdiğini söylemekti.
Bu bir suçsa Antalya’da işlenmişti ama olsun, Ankara’da göz altına alındı, İstanbul’a sevk edildi.
Gerekçenin boş olduğunu bildikleri için yolda başka bir suç dosyası icat ettiler, tutukladılar.
İddianamesi 77 gün sonra hazırlandı. Mahkeme, 9 sayfalık iddianameyi 6 günde inceledi. 57 gün sonraya duruşma günü verildi. Özdağ, ancak 11 Haziran’da yargılanabilecek.
Hakkındaki iddia ve konumu tutuksuz yargılanmasını gerektiriyorken, hapiste yatırdıklarını kar sayacaklar.
Özdağ da tweet paylaşımlarıyla cumhurbaşkanına hakaret, halkı kin ve galeyana teşvik etmek suçunu işlemiş, malumunuz…
Delillerde kapı gibi maşallah!
Mesela, Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın sığınmacılara yönelik paylaşımını paylaşmış.
Mesela; “Asgari ücretlilere zam enflasyonun çok altında kalırken, 6 Şubat depreminde evlerini kaybeden yurttaşlarımız konteynerlerde yaşamaya çalışırken, ulaştırma bakanı ‘AFAD Suriye’de altyapı yatırımları yapacak’ diyor, Ali Yerlikaya ise ‘Suriyelilere ev yapacağız’ diyor. Türk halkı ezilmeye ve sömürülmeye devam edecek” demiş, bütçenin Türk vatandaşları için değil, Suriyeliler için kullanımını eleştirmiş.
En büyük suçlarından bir tanesi de Kayserileri tahrik etmek ki orada çıkan olayların sorumlusu gösterilmiş.
Oysa, Özdağ hakkında soruşturma Kayseri olaylarının bitişinden 201 gün sonra açılıyor.
Dahası, Kayseri’deki olaylar, 30 Haziran gecesi, Kayseri’de bir çocuk tacizi şüphelisine yönelik tepkilerin bir anda büyümesiyle yaşandı.
Özdağ, olaylardan 4 yıl önce attığı mesajla ortalığı karıştırmaktan suçlanıyor.
Yine dahası, Kayseri’de 989 kişiye soruşturma açılmış, 23’ü tutuklanmış, 712 kişi doğrudan, 254 kişi adli kontrol ile serbest bırakılmış.
Sıkı durun; Bu kişiler arasında Zafer Partili yok.
Olmaması da doğal çünkü her ne kadar iddianame hazırlanırken gözden kaçtıysa da(!) Ümit Özdağ’ın Kayseri için sükûnet çağrısı yapan açıklaması var. Canlı yayında “Vuralım, yakalım’ diyenlere şüpheyle bakın. Ya ajandır ya salak. İkisine de itibar etmeyin” açıklaması var.
Bununla da yetinmemiş, iki genel başkan yardımcısını, iki danışmanını, olayları yatıştırmak için Kayseri’ye göndermiş.
En önemlisi de Kayseri’deki olaylar başladıktan hemen sonra, Kayseri Emniyeti tarafından, 12 imza ile hazırlanan raporda da olayın bir çocuk istismarı şüphelisine linç girişimiyle başladığı anlatılıyor. Özdağ’a ya da partisine suçlamada bulunulmuyor.
Lakin, Savcılık makamı bu rapora itibar etmeyip yeni rapor istiyor.
9 sayfalık ve imzasız, “Zafer Partili ve müzahir şahıslar tarafından sosyal platformlarında yapmış olduğu paylaşımlardan da etkilenmiş olduğu değerlendirilmektedir” içerikli yeni raporla ‘aranan kan’ bulunmuş oluyor.
Hasılı Barış Terkoğlu’nun ifadesiyle; “etkin muhalif Ümit Özdağ’ın ‘içeride tutulması kararı’ belli ki soruşturmadan önce alınmış. Ardından hukuk görünümlü bir gerekçe yaratılmış. Ceza alsa dahi yatarı olmayacak suçlamayla, ‘süreç’ en az 140 gün Özdağ’dan uzak tutulmuş.”
İşte bu hukuki garabetlerle Türkiye ve ülke siyaseti dizayn ediliyor ki Allah sonumuzu hayır eyleye…