Daha iyi bir dünya hayali; insanlığı, ruh sahibi herhangi bir kişiyi etkileyebilecek en önemli tanımlamalardan biri.

İdeolojilerin hatta felsefi görüşlerin genelinin hedef olarak gösterdiği, bir o kadar görüşün de hedeflerken olasılığını yok ettiği şey "daha iyi bir dünya"

Ütopik, hepimizin aşık olduğu ve fakat kendini bulutların arkasına gizleyen bir güneş gibi...

Zorla gerçekleştirmeye çalışanlar düşmanı en çok bu "ideal “in. Düşünmeyen, sorgulamayan körü körüne inananlar düşmanı en çok. Kendine yapılan haksızlıklara karşı haksızlaşma meyillisi, insan hayatını ve bu hayatı en mükemmel şekilde yaşamaya çalışmaya çalışmayanlar düşmanı.

İnsanlığın gelişimi içerisinde azalacak elbet düşmanları ama yıldızlı bir gecede gördüğüm yıldızlar kadar gözümüzün önünde iken bir o kadar uzakta bu ideal.

Ancak ve ancak her bireyin kendisini düzelterek ulaşabileceğimiz güzel bir gerçektir.

Hayallerimize ve ufkumuza konu olur hep.

Aziz Nesin’in çok yerinde bir tanımı vardır konuyla ilgili; ‘’çocuklara daha iyi bir dünya bırakmak yerine, dünyaya daha iyi çocuklar bıraksanız,

Sorun kendiliğinden çözülecek aslında.'’

Kendi hayatından taviz verme, fedakârlıkta bulunma ve bunu canı-kanı için yapma eylemidir aslında. Dünyaya gelmesi ellerinizde olan minicik bir yavrunun, cici bir ruhun en büyük hakkı en iyi şekilde yaşamaksa, çocuk yetiştirmek de dünyanın en önemli işlerinden biri oluyor.

Evlatlarımızın hayatıyla ilgili ciddi kararları uzun bir süre boyunca verecek olan makam olmak, ona en iyi şartları hazırlamak, sevgi vermek ve saygı duymak... Tüm bunları yapabilmek o kadar zor ki, çocuk kalkıp da 'beni niye dünyaya getirdiniz?' diye sorarsa hiç de haksız sayılmaz.

Anlattıklarınızı anlama kabiliyetleri değil, sizin anlattıklarınıza inanma ve yaşama kabiliyetiniz onları etkiler.

Bugün ne şekilde yetiştiriyorsanız çocuğunuzu, yarın aynı şekilde size ve topluma cevabını verir; bu sebeple çocuk yetiştirmek, başlı başına ve epey ağırlıklı bir durumdur..

Demem o ki; iyi bir dünya olma isteği önce kişinin kendisinde sonra çevresinde başlamalıdır. Kendini değiştirmeden dünyanın değişmesini bekleyemezsin.

Dünya hep aynı kalacak, sen olaylara bakış açını değiştirebildiğinde; geçmişin yüklerini bugün taşımaktan vazgeçtiğinde, anı değerli kıldığında; dünya senin için iyi bir yer olacaktır.

Herkesin dünyayı değiştirme çabası olmakla beraber kendisiyle ilgili değişmesi gerekenleri kabul etmez.

Burada duygu yükleri devreye girer; ego, kibir vb olumsuz duygu kipleri..

Hayatını ve yaşadığın dünyayı değiştirmek istiyorsan; değişime önce kendinden başlamalısın. Bu çocuklarımız için de geçerli, kendi yaralarını sarmadan, kanayan dizlerini pansuman etmeden doğru ebeveynler olamayız.

İçimizde yaşadığımız sıkıntı ve sorunlar mutlak suretle çocuklarımızı da tesir edecektir.

İyi bir dünya hayali için; içine dön ve içine bak.. Bugünü yaşamana ve andan zevk almana engel olan her ne varsa söküp at, hedefe ulaşmak için mücadele et.

Başarmak için harekete geçmen yeterli, kendini değiştirmeyi başardığında senin dünyanın ne kadar iyi bir yer olduğunu göreceksin.

Geçmişin yaraları; geleceğin endişeleri vücudunu öylesine sarmış ki, anı yaşamaktan geri kalıyorsun.

İnan, iste ve harekete geç..

Sevgilerimle, hoşçakalın.