Sevgili okurlar,
Mübarek Ramazan ayı nedeniyle, kentimizde ilk günün arifesinde, bir yoğunluk yaşandı..
Ham haftasonu olması ve iş çıkışı münasebetiyle, "kentte trafik arapsaçına" döndü!
Belli kavşaklarda ve geçitlerde yoğun trafik akışına takılanların, en çok konuşduğu konu," trafik" oldu..
"Donatım'dan, Yenicami, oradan Gümrükönü, Çarkcaddesi, Katlıpazar, uzunçarşı "derken, tam tamına 11 Kilometre yol yürümüşüm..
Yorulmadım değil..
"Emekli maaşım, enflasyon karşısında erimesin" diye, paramın bir bölümünü," Euro'ya çevirmek" zorunda kaldım..
Sabah saatlerinde, "Adapazarı'nın gevrek ve boşnak böreğinden", yemeden geçilir mi?
Uzunçarşı sonunda, açlığımı giderdim ve ilaçlarımı, bir bardak çay ve su eşliğinde, içme fırsatı buldum..
Katlı pazar yeri hınça hınç dolu..
Esnafın, davet sesleri arasında kalabalığın, bir o yana, bir bu yana, yürüdüğüne şahit oldum..

GEL VATANDAŞ, GEL?
Bir esnaf,a kalabalığı sordum;" Kalabalığa bakmayınız, vatandaş ucuz gıda maddeleri için önce, çarşıya girip, fiyatlara göz gezdiriyor, sonra kafasına yatan fiyattan alış-veriş yapıyor" dedi..
Evet, "Adapazarı Katlı pazarda", ne ararsan var..
"Sebze, meyve satanlar yanında, patatesten, soğana, kabaktan, kuru gıda  maddelerine ve balıktan kasaplık etlere kadar, zengin  tezgahlar ve müşteri için yırtınanları" yazmasam olmaz..
Bir pazar geleneğidir bu!
"Kimi,  manilerlerle, kimi de, gel vatandaş, gel" diye, tezgahındaki malı satmaya çalışır..
Günün yorgunluğu mu?
Hem ayaklara, hem çeneye vurur!
Ya cüzdanlar?
Cüzdanlarda ne var ki, harcasınlar?
Şurada kaç yıldır, "çalışanların, işçilerin, memurların, emeklilerin ücretleri" konuşulmuyor mu?

FİYATLAR ÇILDIRMIŞ!

Bildik bir yerden, "bir teker çerkez peyniri almayı" ihmal etmedim..
Pahalı olsa da," ara sıra, ağız tadı ile mıhlama  keyfi yaşarız..
Ya,  "kuru incir, kuru üzüm, eriş kurusu, biraz pestil ve hurma" satın almadan olur mu?

Uzun çarşıda "Gülüseven'e uğrayarak, torunum için, güllü lokum, helva almadan" çarşıdan dönülür mü?
Eh, fiyatlar mı?
Sormayın, gitsin!
İnanın fiyatlar, Avrupa'nın gerisinde değil, çok önünde!
Vatandaşımız, nasıl eder, ne yapar bilmem ama, yine de; "kesesine göre, alış-veriş yapmayı, pahalı olanlardan uzak durmayı ve sofrada bunları eksik etmeyi, sabır ve şükür hanesine" yazıyor!
Allah, güç, kuvvet, sağlık versin!

BEYAZ LAHANA ZİRVEDE!
Bütün bunlardan söz etmişken, "hemşerimiz, o bir Sakaryalı Türkiye Ziraat Odaları Genel Başkanı Şemsi Bayraktar'ın, Ramazan ayı öncesi açıklamasına kulak vermeden" nereye?
Evet, Başkan Bayraktar, "Ramazan ayına girerken, tam 39 ürünün, 36'sında fiyat artışı olduğuna" dikkat çekiyor..
Bayraktar, "tarım alanlarını etkileyen don afetinin de bu fiyat artışlarını etkilediğini" paylaşıyor.
İnanamayacaksınız, ama yinede paylaşalım!
Bayraktar, "fiyat artışında, beyaz lahananın, yüzde 160,2'lik bir oranla rekora koştuğunu, lahanayı ise, bizim de ürünümüz olan, ballı kabağın, yüzde 94,1'lük oranla sıralamada ikinci olduğunu, limonan ise, yüzde 80,9'luk oranla üçüncülük sırasına yerleştiğini belirterek, yumurtanın bu yarışta, yüzde 62'5'lik  oranla yer aldığını ulusal ve yerel basın ile" paylaştı.

RAMAZAN AYINIZ!
Ramazan ayının ilk günü, manzara buydu..
Akşamı, "teravih namazı ile başlayan mübarek ay, sela ve top sesleri ile sahura kalkılması ile  devam" etti..
"İhtiyaçlarına, para yetiştiren ve Ramazan ayını huşu içinde, sorunsuz karşılayanlara", ne mutlu..
Sonuç mu?
"Ekonomide, ayağımızı yorganımıza göre uzatmamanın cezasını, vatandaşlar olarak çekmeye" devam!
Ramazan ayınız, hayırlara, sağlıklı güzelliklere vesile olsun!
Yusuf Cinal yazıyor, 3 Mart 2025