Sevgili okurlar,
“Bizim oraların hikayeleri” yazmakla bitmez!
Geçmişe dönük yazılarımızı hatırlayanlar vardır, hemen her kesimden insan potrelerini, hikayelerini, bu stünlara taşımaya, o yaşam kesitlerinden dersler çıkartmaya, büyük özen gösteririm..
Sanal ortamda bazı arkadaşlarımız, özellikle tarihe dokunan resimler ve yazılara,hatıralara,yaşanmışlıklara yer veriyorlar..
Bunlar, “kendi kültür değerlerimizin yaşatılması ve yaşanması konusunda” çok güzel ipuçları veriyor..
Biliyorum, şimdi ülkemde, “hayat pahalılığı” ve bir türlü önlenemeyen şu “enflasyon canavarı” konuşuluyor..
Öte yanda,” hayat pahalılığı karşısında”, siyasi iktidarın “kaşıkla verdiği, kepçe ile geri aldığı ücretler konusu” gündemden düşer mi?

“İktidar, muhalefet çekişmeleri, günlük hayatımızın gündemini teşkil etmeye” devam ediyor..
Şurada yaklaşan “Kurban Bayramı” nedeni ile “kimin kurban kestiği, kimin kesmediği, kesemeyeceği de” çok konuşuluyor..
Bir yandan, “o katliam gibi Hendek Havai Fişek Fabrikası patlamasının yıldönümünde”, acıların dinmediğini de paylaşalım!..

ETKİ AJANLARI İŞBAŞINDA!
Allah bir da böyle acılar yaşatmasın,göstermesin!?
Seçim sathına girmişken, artık Sakarya’dan “kimin milletvekili adayı olacağı, kimin olamayacağı ve gerçekten Sakaryalının bir değişime imza atıp atmayacağı da gündemin sıcak başlıkları” arasında bulunuyor..
“Televizyon etki ajanlarının”, ısrarla köşeye sıkıştırmak istediği ve iktidarın da hoşuna giden, “Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı” konusunun “ısıtılıp, ısıtılıp bizlere sunulmasına” ne dersiniz?

İktidarın adayı belli de a canım?
Merak etmeyiniz, “Millet İttifakı da” zamanı geldi mi adayını açıklar..
Ama işin içinde, iş var ya?
Ah, “şu siyasi cinlik” yok mu, ah?
Başlasın karamalalar, hemi de yandaş koro ile?

Aktroller ise işin çabası?
Sizi gidi, cinler sizi?
Sahi, bu Cem Küçük nerelerde?
Ötekiler, neredeyse, o da orada tabii?
Bir de bizim memlekettekiler var?

MİLLETİN VEKİLİ OLMAK?
Onlarda,” milletin vekili olacaklar konusunda, şöyle mahalle yoklaması çekmeye” başladılar!?
“Kim, milletin vekili  olmak için aday olur, kim olmaz, hangi parti teşkilatında da, ne tür çalışmalar var, yazılıp çiziliyor işte?
Bana sorarsanız,”milletin vekili “ olmak öyle kolay şey değil dostlar..
Milletin vekili?
Ama, “bir başkasının vekili olunacaksa”, o başka?
Kaldır parmak, indir parmak!
Hani hep maçlarda üçlük çektirir ya amigolar, aynen öyle!
Herkes kendi gönlünden geçeni açıklamaya başladı!..
İsimler sıra, sıra, ah Osman, sende hatırla bizi peşin sıra?
Başka ne yazayım, dostlar?
Ülkede, peynir, süt, yağ, şeker, et, suçuk, salam, bastırma, oradan sesleniyor Ayşe abla, tepemizi attırma!
Aynen öyle!

NEYİ Mİ YAZALIM?
Bu kriz döneminde, ne yazayım?
Türkiye’nin NATO başarısını mı?
Ege’de Yunanlılara, nasıl havlu attırdığımızı mı!?
Doğu Akdeniz’de, hala petrol bulamadığımızı mı?

Gelin, en iyisi ”Akyazılılar sayfasında, Bülent Önder kardeşim ile eski günlere” gidelim..
Sakayalı,” futbolu” çok sever!..
Ah, o gollük paslar, çalımlar, dar alanda paslaşmalar!...
Son yıllarda, “yıldız futbolcu” yetiştiremiyoruz ya, Sakaryaspor’umuz şampiyon oldu ya yeter!

Sevgili Yaşar Zımba kardeşim, ne dersin?
Evet,1960’lı yılların nostalji yazılarına imza atan Bülent Önder kardeşim, “gerçekten unutmaya yüzen tutan değerlerimizi de” bize hatırlatıyor..

ÖNCE FUTBOL,YİNE FUTBOL!
Gelin,” Birinci bölümde”, neler yazmış, bir bakalım?
“Bu haftaki yazımızın konusu futbol üzerine olacak, kısmetse.. Uzun bir zamandan beri bazı okurlarımız, neden 1960’ lı yıllarda “Akyazı daki futboldan ve futbolculardan söz etmiyorsun” diye sitem ediyorlardı.

“Birazda futboldan bahisle, eski büyüklerimizi ve futbolcularımızı tanıyalım” diyorlar?

Gerçi, zaman, zaman “eski futbol takımlarımızda yer alanların resimlerini paylaşıyordum”, fakat yeterli gelmediğini gördüm!.

“Futbol” benimde sevdiğim ve ilgi duyduğum ve seyretmesini sevdiğim bir spor dalı olduğu için, o eski günleri müsade ederseniz, iki bölüm halinde yazmaya karar verdim.
İlki 1960 ve1970 yılları arasındaki futboldan ile 1970 ve1980 arasındaki futboldan bahsedeceğim.

Zaten,” 1983 yılında Akyazı Akınspor ile Akyazı Gençlik spor birleşip profosyenel üçüncü lige çıktığı için bu iki takımımız  amatör küme defterini” kapatmışlardı.

Akyazı halkı, futbolu çok seven büyük küçük herkesin top koşturmak istediği, futbol aşığı ve futbolcu yatağı idi.
Öyle ki, o yıllardaki hazırlık maçları bile o zamanki adı “Top Sahası” olan yer, tıklım, tıklım dolardı.

YETENEKLERİ DİLLERE DESTANDI!
Birde şuna emin olunuz, 1960’lı ve 1970’li yıllarda futbola gönül veren futbolcular, şu an süper ligte oynayan futbolcuları ikiye katlardı!..
Böyle bir potansiyel ve yetenek vardı.
Tabii, imkansızlıklar ve yokluklar yüzünden, çoğu kendilerini gösteremediler!.
Ne doğru dürüst formaları, ne topları vardı.
Buna rağmen, ellerinden geldiği kadar, en iyisini yapmaya çalıştılar.

Şimdi biz bu yazılarımızda elimizden geldiği kadar “futbol takımlarını ve futbolcularımızı tanıtmaya” çalışacaz.

Fakat, taktir edersinizki “60 sene öncesini yazacağımız için bazı bilmediklerimiz ve unuttuklarımız” olabilir!.
Hoş görünüz!
Onun için unuttuklarımızı, yorumlarınızı eklerseniz, memnun olurum.

Bu girişten sonra, yazımıza geçebiliriz.

1960’lı yıllarda Akyazıda, iki amatör kulüp vardı.
Sarı- Yeşil formalı Akın spor(1957) ve Siyah -Beyaz formalı Gençlik spor(1949).
Bu iki takımımız tatlı bir rekabet halindeydi.

Bunlardan Akınspor maddi imkanları daha geniş bir kulübümüzdü.
Gençlik spor ise, maddi olanakları daha kısıtlı bir kulübümüzdü.”

FUTBOL MUHABBETLERİ BİTER Mİ?
Bu giriş bölümünden sonra sizlere şunu söz verelim ki, devamını birlikte okumaya devam edeceğiz..
Akyazı’da, kısacası Sakarya’da futbolun ayrı bir öyküsü vardır.. Futbol, Sakaryalıların olmazsa, olmazı ve  gençlerin bir şekilde buluştuğu, tanışdığı, kaynaştığı, yeni dostluklar, arkadaşlıklar kurduğu bir alandı..
Ondan önce ise, ençok sevilen spor dalı, şüphesiz güreş idi..
Bir ülke çocuklarının,” spor yapma hakkı kadar doğal”, ne olabilir..
İşte, o yıllar yokluklar içinde, büyük arkadaşlıklar kurmuş olanların hikayesi, burada biter mi?
Bitmez elbette!..
Sevgili hemşerim Bülent Özder’in kaleminden bu hikayeyi sürdüreceğiz..
Selamlar olsun!
Bilirim, varsa, yoksa her şey siyaset değildir!..
Bu da geçer, eski özlemlerde buluşur, geleceğe hep bebarber özveri ile güven ile bakarız inşallah!
Yusuf Cinal yazıyor, 5 Temmuz 2022 Brüksel