Bizim yerliler Atatürk’ü sevmiyor malumunuz!

Anıtkabir’e gidişleri, milli bayramlarda ismini anışları hep kerhen!

Bizim Diyanet de öyle…

Çok zor durumda kaldığında ismini telaffuz ediyorsa da hutbelerde çaktırmadan lanet okuyabiliyor.

Mesela, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Ayasofya'daki ilk cuma hutbesinde elinde bir kılıçla “Vakıf mallarına, vakfiyelere dokunanlar yanar, lanetlenir” derken aslında Atattürk’e laf sokmanın derin hazzını yaşayabiliyor.

Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyette, Atatürk’ün kurtardığı İstanbul’da, Atatürk’ün kurduğu Diyanet’in başkanı sıfatıyla, isim vermeden Atatürk’ü lanetleyebiliyor bu ülkede…

Peki, bizimkiler öyle de sair Müslümanlar için Atatürk kimdir? Nedir?

Birkaç makale üzerinden aktarayım;

Atatürk önderliğindeki Türk Kurtuluş Savaşı gerçekten de ezilen, sömürülen mazlum milletlere yol gösterici olmuştu.

Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun ifadesiyle “Atatürk, her şeyden evvel yeryüzünün bütün mazlum, mağdur milletlerine ‘kalk borusunu’ çalan ve onlara tam kurtuluş yolunu gösteren bir hürriyet ve istiklal örneği” idi.

Atatürk, kazandığı zaferlerle ezilen, sömürülen milletlerde öyle büyük bir heyecan uyandırdı ki, Prof. Dr. Mohammed Sadıq'ın ifadesiyle “Sömürge yönetimleri altında ezilen herkese ilham verdi. Asya ve Afrika'da büyük bir uyanışın habercisi oldu; Türkiye'nin kurtuluş hareketi, sömürgeciliğin ölüm çanını çaldı.”

Türk ordularının büyük zaferini duyan Hint Müslümanları, hani o bazılarının ‘Atatürk’ün hilafeti kaldıracağını bilselerdi, o yardımı yapmazlardı’ dedikleri Hint Müslümanları, başından sonuna kadar Atatürk’ü benimsediler, desteklediler.

O’nu camilerin duvarlarına “Zindebad Mustafa Kemal” (Yaşasın Mustafa Kemal) yazarak İslam dünyasının ‘milli kahramanı’ ilan ettiler.

Sinan Meydan’nın aktarımıyla; İzmir'in kurtuluş haberini alan Hint Müslümanları, Delhi’de büyük Türk zaferini kutlamak için bir miting düzenlemişti. Atatürk'ün İzmir'e girdiği 10 Eylül 1922'de yapılan bu mitingde bazı kararlar alınmıştı. Bu kararlardan biri İngiltere'yi tehdit niteliğindeydi. İngiltere, Yunan yanlısı tutumunu sürdürürse sadece Hindistan değil, bütün İslam dünyasının İngiltere'ye karşı çıkacağı belirtilmişti.

Atatürk'ün önderliğindeki Türk Kurtuluş Savaşı sadece Hint Müslümanlarını değil, Müslüman olmayan Hinduları da derinden etkiledi. 

Gandi, başından sonuna kadar Türk Kurtuluş Savaşı’nı yakından takip etti. Atatürk'ün mücadelesine elinden geldiğince destek verdi. 

Gandi, Atatürk'ün emperyalizm karşısındaki zaferi için şöyle demişti: “Biz bir Asya memleketinin kapitalist bir devlet hâkimiyetinden tamamıyla kurtulup bağımsız olacağını düşünmezdik. Bizim parolamız otonomi idi. Böyle bir memleketin, kapitalist bir devlet değil, bütün devletler hâkimiyetinden kurtulup tamamıyla bağımsız olabileceğini Atatürk ispat etti. Bizi, bağımsızlığımıza kavuşabileceğimize inandıran odur.”

Hindistan Bağımsızlık Savaşı önderlerinden Pandit Jawaharlal Nehru, “Mustafa Kemal’in Yunanlara karşı zaferini duyunca ne büyük bir neşeyle kutlamıştık! Şimdi hatırlıyorum: Pek çoğumuz Lucknov District Goal Hapishanesi'ndeydik. Türk zaferini, hapishane barakalarını süsleyerek kutlamış, hatta o gece ışıklandırmaya bile girişmiştik. Mustafa Kemal Paşa, gençlik günlerimde benim kahramanımdı… Onun en büyük hayranları arasında bulunmaya devam ediyorum. Atatürk, sadece emperyalizme karşı kurtuluş savaşları çağını açan lider değil, aynı zamanda yaptığı toplumsal devrimlerle “Doğu'da modern çağın yapıcısıdır” diyordu.

Türk zaferi Afganistan'da da büyük coşku yarattı. 

Afgan Kralı Amanullah Han, sarayında verdiği büyük bir şölenle Türk zaferini kutladı. Atatürk'e iltifatlar etti.

Türk zaferinin sesi ta Güney Afrika'dan bile duyuldu. Johannesburg'dan gönderilen bir telgrafta “İslam düşmanlarına karşı kazanılan Kemalist zafer için Allah'a şükürler olsun! İslam'ın onurunu kurtardıkları için İslam'ın savunucusu Gazi Mustafa Kemal Paşa'ya ve kahraman ordusuna derin minnettarlığımızı sunarız. Allah sizin asil fedakârlığınızı ve çabalarınızı karşılıksız bırakmasın!” deniliyordu.

Tüm Afrika kıtası Atatürk'ün zaferini konuşuyordu. Kenya'nın başkenti Nairobi Müslümanları Birliği gönderdiği bir telgrafla Türk zaferini kutluyor ve “Mustafa Kemal'in kahraman ordusunun daha nice zaferler kazanması için yürekten dua ettiklerini” belirtiyordu. 

Etiyopya'da Türk zaferini kutlamak için şenlikler düzenlenmişti.

Mısır Kadınlar Derneği Kurucu Başkanı Lebibe Ahmed doğrudan Atatürk'e gönderdiği uzun bir mektupta Atatürk'e şükranlarını sunuyordu. Mısır basını Atatürk'ü “İslam'ın şampiyonu ve Doğu'nun kahramanı” diye alkışlıyor, çekilen telgrafta “Mustafa Kemal Paşa Hazretlerinden Allah razı olsun” deniliyordu.

Tunus Devlet Başkanı Habib Burgiba şöyle demişti: “Sakarya Zaferi 20 yaşımın en kuvvetli hatırası olmuştur. O zamanlar kendi kendime diyordum: Acaba ben de ulusumu böylesine seferber edemez miyim; onun ruhuna bu kurtarıcı hamleyi, dizgin tanımaz ihtirası aşılayamaz mıyım?”

Yani, Türk Kurtuluş Savaşı Asya'dan Afrika'ya bütün Doğu'da, özellikle İslam dünyasında hem büyük bir coşku yarattı, hem de kurtuluş umuduna yol açtı.

Muhammed İkbal, “İslamiyet'in Uyanışı” ve “Mustafa Kemal Paşa'ya Sesleniş” adlı şiirleriyle Atatürk'ten övgüyle söz etti. Mısırlı ünlü şair Ahmet Şevki, Atatürk'le ilgili çok sayıda şiir yazdı; Atatürk'ü ünlü İslam komutanı Halid Bin Velid'e benzetti.

Libyalı şair Ahmet Ginabe 1921'de yazdığı bir şiirde Atatürk'ü “zulüm ve kahra karşı Müslümanların fedaisi” olarak adlandırdı.

Atatürk'ün erken ölümü, İslam dünyasını derin bir yasa soktu. İslam ülkeleri bayraklarını yarıya indirdiler, okulları tatil ettiler, günlerce yas tuttular, camilerde Atatürk'ün ruhuna dualar okuttular.

Pakistan'ın milli kahramanı Muhammet Ali Cinnah, 18 Kasım 1938 Cuma gününü “Kemal Günü” olarak ilan etti. Bütün Müslüman dükkânları, okulları ve kamu kuruluşları, Atatürk'e saygı amacıyla kapatıldı. Camilerde Atatürk'ün ruhuna dualar okundu.

Hindistan camilerinde Atatürk için gıyabi cenaze namazı kılındı. Hindistan'ın bütün eyaletlerinde günlerce “Atatürk yası” tutuldu. Atatürk'ün ölümü nedeniyle Mısır'da 7, İran'da da 11 gün yas ilan edildi.

Buradan da anlıyoruz ki, bütün dünya Müslümanlarına örnek olan Türk’ün ve İslam’ın milli kahramanı Atatürk, İslam dünyasının halen rahmetle andığı Atatürk, sadece bizimkilere batmış!

Neden acaba?

Türklüklerinde mi bir sıkıntı var, Müslümanlıklarında mı?