Sevgili okurlar.
Türkiye, artık belli bir yol ayrımına girdi!
İktidar, “Türk Lirası’ndaki erimeyi” bir türlü frenleyemiyor!?
Türk Lirası karşısında, “Euro, Dolar ve diğer ülke paralarının değerlenmesi”, insanımızı, kara, kara düşündürüyor?
Neden mi?
Nasıl düşünmesinler ki?
Eriyen bir Türk Lirası ile nasıl üretim yapsınlar, nasıl istihdamı artırsınlar?
İktidara ve ortağına sorarsan, bu geçici bir durum, “Çin modeli” adını verdikleri bu uygulama ile “bu ekonomik şartlara” daha ne kadar dayanılır?
Ülkede, artan fiyatlara karşı, ” bir de stokçuluk, cingözlük, fırsatçılık” almış başını gidiyor!..
Ancak, malını bu şartlar altında satıp, yerine yenilerini koyamayacak olanlar, elbette teredütlü olarak, arka planda yedek olan ürünlerini vitrine, raflara çıkartmakta imtina ediyorsa, bunu anlayış ile karşılamak gerekmez mi?
Eğer, siyasi iktidar, “girişimcisine, esnafına, iş adamına gelecek, yarın güvencesi vermiyorsa, bu durumu anlayış ile karşılamak, ya da bu kesime bir güvence vermek” gerekmez mi?

TÜRK LİRASINA GÜVEN KALMADI!
Piyasaların artık,”Türk Lirasına güveni kalmadığı gibi, siyasi iktidara ve söylemlerine de güveninin dibe vurduğu” görülüyor!..
Bütün bu gelişmelere paralel olarak açıklanan “asgari ücret”,belli bir kesimi tatmin etti, belli bir kesim ise, bu açıklanan rakam ile ikna olmadı..
Zira, açıklanan “asgari ücret, eriyen Türk Lirası” ile çok gerilere düştü!..
Bir emekli, bir dul yetim, bir çalışan, “2001 Yılında aldığı maaşı ile kaç Euro, kaç Dolar alabiliyordu, bugün kaç Euro, kaç Dolar” alabiliyor?
Hesap ortada!
AK Parti ve ortağı(MHP) hep insanımıza kaybettirmedi mi?
Kazananlar ise, hangi kesim?
Bilmeyen mi var!
O nedenle, herkes hesabını, kitabını bu bağlamda yapmalı ve gelinen noktayı iyi değerlendirmelidir!..
Evet, rakam olarak 4 Bin 250 TL, iyi gözüküyor..
Dolar ve Euro’yu vurulduğunda,bu paranın ne kadar Euro,Dolar yaptığını da bilmeyen yok..
Bütün bunlar bir kenara, “Türk Lirasına, güven kalmadığından”, paranın alım gücü de dibe vurmuş durumdadır..

ZAMANA OYNAMAK?
Siyasi iktidarın, Merkez Bankasının ve AK Parti cenahının lideri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tüm girişimleri boşa çıkmış gözüküyor..
Dini telkinleri de dikkate alırsak, AK Parti, hem partililerinden, hem de vatandaşlardan,”itidal, sabır gösterilmesini ve kendi iktidarlarına zaman verilmesini” istiyor..
Belli ki bir hesap var?
Ama bu hesap tutar mı?
Daha önceki vaatlerin, ne olduğunu biliyoruz!
AK Parti cenahı ile MHP kesiminin “Cumhurbaşkanlığı Sistemi” istemleri döneminde verilen sözler, hafızalardan daha silinmedi..
“Verin bu kardeşinize oyunuzu, görün bakın, faiz, enflasyon nasıl düşüyor..Türkiye nasıl uçacak göreceksiniz” söylemleri, iktidara olan güveni silip süpürdü?..

DERTLERE DEVA OLUR MU?
İktidar ve ortağı, açıklanan bu “asgari ücret” ile ülkede bir sessizlik sağladı..
Ancak, para politikalarındaki istikrarsızlık sürüyor..
2022 Gelmeden, piyasalardaki bu yangın sönecek gibi değil..
Türkiye, daha önceleri de bu tip krizleri yaşadı ve bu krizlerden büyük bedeller ödenerek çıkıldı..
Maalesef, iktidar piyasalara güven veremiyor?
Bütün mesele bu ” güvende” düğümlenmiş gibi gözüküyor..
Kimse, “yaptığınız tünel, köprü, havalanı, şehir hastanesi ve oto yolunuza” bakmıyor!
20 Yıldır, bir türlü bitireleyemen “terör olgusu ve sınır ötesi operasyonlar, yeni açılan farklı dış politik tartışma alanları da”, bu yangının söndürülmesinde mazeret olarak geçerli kılınmıyor..
Artık, “milliyetçilik, hamaset” açıklamaları da işe yaramıyor!
“Gaz, petrol, maden bulduk” yayagaraları da insanımızı gülümsetmiyor!
Millet cebine, evine giren paraya ve elindeki paranın alım gücüne bakıyor..
Görünen manzara ve önümüzdeki fotoğraf bu!
Muhalefet ise, bütün bu olup bitenler karşısında, “itidalli açıklamalar ile ülkenin içinde bulunduğu duruma” dikkat çekiyor..
Sağduyulu açıklamalar, ardı arkasına geliyor, ama iktidar cephesi bunlara gale bile almıyor!?..
“Ülkenin iyi yönetilememesi” vurgusu,  muhalif partilerin ortak çıkış noktası olarak seslendiriliyor..
Buna eklenen, “hemen, derhal bir erken seçim” istemlerine, iktidar tarafı kulaklarını tıkıyor..
İş dünyası ise açıklanan “asgari ücrete” iyimser yaklaşarak, iktidarın yanında yer aldı..
İş dünyası, “asgari ücretin, gelir ve damga vergisinden muaf tutulması”, pasta üzerindeki bir kaymak olarak sunulmasını iyimser karşıladı..
Ama bu kesimin de, bütün bu ekonomik gelişmelerden hoşnutsuz olduğunu anlamak ta güç değil..

ÇIKIŞ YOLU BELLİ?
“Gittikçe otoriterleşen, ülkeyi kararnameler ile yöneten, yaptıkları yanlış işlere hemen bir kılıf bulan, muhalefeti azarlayan, ayar çeken, sokaktaki insanların bile eleştirilerine tahammül edemeyen, karşıt yayın yapan televizyonlara ceza kesen, dini telkinlere başvuran, bütün bu olumsuzluklara karşı bir farklı canavar yaratmayı başaran AK Parti İktidarı ve Ortağı MHP’yi zor günlerin beklediğini” herkes biliyor..
Ama, yarın ne olacağı ise meçhul!
Bütün bunlar karşısında vatandaşın sessizliği ise, bir başka durum!
Türkiye, bu belirsizliklerle daha fazla başedemez?
Daha önceki yazılarımda da söylediğim gibi, “bu çöküşün altından bir erken seçim” ile kalkabiliriz!
“Vatandaşa gidip, güven tazelemek, vatandaşın tercihine başvurmak” gerekir..
Eğer,”demokrasinin bir kırıntısı bile kalmışsa, milletin önüne sandığı koyarak”, bu didişme ve tartışmalara bir son vermek, iktidarın elindedir!..
“İktidarı kaybetme korkusu”, yarın ülkenin başına daha büyük felaketler getirmeden, bu kararı almak, iktidarı da, muhalefeti de bir çizgiye getirir..
Zira, başka bir Türkiye yok!
Bu ülke, bu topraklar, bu vatan, bu bayrak, hepimizindir..
Kimse bulunmaz değildir!..
Bu ülkede, herkesin, ama herkesin bir alternatif vardır!..
Uzatmaları oynamak sonuçu değiştirmez!?
O alternatif, milletin ta kendisidir!
Biline!
Yusuf Cinal yazıyor, 18 Aralık 2021 Brüksel