Sevgili okurlar,
Ülkede 
"yerel seçimler", bazı münferit olaylara rağmen, "huzur ve güven" içinde gerçekleştirildi..
Bakın üzerine basa, basa söylüyorum;
Ülkede seçimler, 
"21 Yıllık süreç te, biç bu kadar huzur ve güven ortamında" yapılmamıştı..
Fakat ne olduysa, "
seçimlerin sonucuna bazı bölgelerde itirazlar" yükseldi..
Bunu,
" demokratik temayüller içinde normal karşılamak" gerekir!
Zira, 
"bu bir itiraz" süreci!
Bunu değerlendirmek, dikkate almak seçim kurullarının işi..
Fakat, 
"bu sürecin, adil, eşit bir şekilde incelenmesi, karar bağlanması, tarafları ikna edici bir karara varılması", her kesim için önemlidir..
"Bu itiraz sürecini, suiistimal etmek, buradan sonucu bir başka kişi, parti lehine çevirmeye çalışmak, hukuksuzluğun daniskası olarak" algılanır!
Görülüyor ki, 
"memleketin birçok yerinden itirazlar, şikayetler, tepkiler, durumun pek adil, eşit, hak, hukuk temelinde ele alındığını ve bir çözüm için gayret gösterildiğini " göstermiyor?

İTİRAZ SÜREÇLERİ?
Dolayısıyla, "itiraz süreçlerinin" doğru yönetilmesi konusunda, "vatandaşların ikna edilmesi, onlara güven verilmesi", en önde gelen değerdir..
İşte, 
"Van gerçeğinde saklı olan noktaların açıklığa kavuşturulması ve bu konuda İl Seçim Kurulu ile Yüksek Seçim Kurulu ve Adalet Bakanlığı ile diğer birimlerin, işletilecek hukuksal süreci, doğru yönetmesi" gerekmektedir..

Görülüyor ki, Van'da turum pek iç acıcı gelişmelere sahne olmuyor!..
Seçimi kazanan adayın haklarını gasp ederek, bu hakkı bir başkasına vermeyi kim, nasıl izah edecek?
Efendim, 
"itiraz yolları" bellidir..
İtiraz yollarının, belli olmadığını söyleyen mi var?
Siyasi iktidarın, bu açıklaması gerçekten manidar?


BİRLİK VE BARABERLİK?
Ülkede, "birlik ve beraberlik adına olduğu kadar, huzur ve güven içinde geleceğe yürümek varken, sorunlar yumağı oluşturmak kimseye bir yarar getirmez ve ülkenin önünde de çözüm bekleyen sorunlar yumağını" büyütürüz!
Bunun, ülkeye ne büyük zarar olduğunu bilmeyen mi var?
Türkiye imajına neden böylesine zarar verilir?
Seçim sonuçları adına, 
"kazanana hakkı teslim edeceğine, yine sorunlar çıkarmak, mazeretler ile bu hakkı teslim etmemek" ne ile izah edilir?
Hem Van'da olup bitenleri, hem de Manisa'da, hem Gaziosmanpaşa'da ve diğer seçim noktalarında, yangından mal kaçıranları, tasvip etmek mümkün mü?
Türkiye, bu sorunları şüphesiz aşacak, tecrübe ve deneyime sahiptir..
Yeter ki, 
"içimizdeki o partizan duygulardan sıyrılalım ve sadece yasaların hükmettiği gerekleri", yerine getirelim!

YANLIŞLARIN FATURASI AĞIR OLUYOR!
Dünden, bu güne yapılan yanlışların, ülkeye nelere mal olduğunu unutmayalım?
"Aynı yanlışlarda ısrar etmek, halk iradesini hiçe saymak, dikkate almamak, insanları polisiye, askeri tedbirler ile izaha getirmeye çalışmak", çözüm değildir!..

"Devlet Babanın" müşfik, sıcak eli, herkesi huzur ve güven dağıtmalı ve ikna edici olmalıdır!..

Seçimlerin, nasıl, hangi ortamda yapıldığını hepimiz biliyoruz..
Buna rağmen, 
"insanımız sağduyu içinde itidalle sandık başına giderek" tercihlerini yaptı..
Çıkan sonuçları, 
"resmiyete dökmek, mazbatayı hak edene, yani seçimi kazanana vermek, demokratik temayüllerin gereği olduğu gibi", hukukun da gereğidir!..
Bunun aksi, yanlış olur!
Yanlışta ısrar etmek, daha büyük yanlışlara neden olur!
İşte Türkiye, bu büyük yanlışların acısını yıllarca çekiyor!


HUZUR VE GÜVEN ÖNEMLİDİR!
Türkiye'de, "huzuru ve güveni terör ize edenlerin", eline koz vermeyelim!
Evet, 
"öfke ile hareket eden, zarar ile oturur" biliriz!
Ülkemizin bir kesiminde, 
"bu öfke bedeli" gerçekten ağır olmuştur!
"Keskin sirkenin kendi küpüne zarar olur" diyerek, işin içinden çıkamayız!
Devletin görevi, "
tedbir almak, çıkacak olayları yatıştırmak, huzur ve güveni" tesis etmektir..
Devlet, 
"doğrudan, haklıdan yana tavır almalı, hakkı teslim etmede rolünü" oynamalıdır..
Bu konularda, elbette yasalar belirleyici, yol göstericidir..

Bütün bu olumsuzluklara mahal verilmeden, "kent, ilçe yöneticilerinin de aklı-selim hareket etmeleri" çok önemlidir..

ŞAİBE KABUL EDİLEMEZ?
Bu konuda, "bir şaibenin bile olmaması" gerekir..
Hukuk yolları açık olmalı, itirazlar yasalara göre değerlendirilmeli..

"Süreç sağlıklı, emin şeffaf bir şekilde" yürütülmelidir..
Ülkenin birçok noktasından gelen haberler, maalesef üzücü ve manidardır!..
Temennimiz, 
"bu itirazların, usulünce bir karara bağlanması ve hakkın teslim" edilmesidir..
Bu bağlamda, 
"Sakarya'da da bazı itirazlar" olduğunu biliyoruz..

DEVLETİN GÖREVİ?
Bu itirazların da, "yine sağduyu içinde karara bağlanacağını" umuyoruz!

"Bütün bu itirazların, rahatsızlıkların üstesinden gelmek için elbirliği, gönül birliği ederek, hakkın teslimine katkı sunma görevimiz olduğunu" unutmamalıyız!
Devletin, 
"vatandaşına operasyon çekmesi", kabul edilemez, bu vesile ile doğru olan, "seçimlere girip, kazananların hakkını teslim etmek" olmalıdır..
Bu da devletin başta gelen görevidir..

"Yargı eli ile askeri tedbirler ile itirazları sonuca bağlamaya çalışmak, ülkeye büyük haksızlık" olacaktır!
Yusuf Cinal yazıyor, 4 Nisan 2024