Evet, hayatımda ilk kez oyum boşa gitmedi, ülke genelinde desteklediğim parti ve yerelde oy verdiğim aday kazandı.

Ama, beni sonuçlardan çok sevindiren, siyasilerin seçim sonrası olgun tavırları oldu.

Kazananlar, karşı tarafın yani mağlubun psikolojisini düşünerek itidalli açıklamalar yapması, mağlubun psikolojisini gözeterek karşı tarafı incitecek açıklama ve eylemlere girişmemesi, kazanmaktan önemliydi.

Kaybeden tarafın, bu sınavı başarıyla atlatması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın; “85 milyon” kazandı diyerek, eski tutumundan geri adım atma emareleri göstermesi ve milletin sandıkta verdiği mesajı aldığını ima etmesi, baharın müjdesiydi.

Yanılmışım…

Kaybedenlerin, kaybetme sebebi icraat, tutum ve davranışlarıdır. Dolayısıyla o sebeplerin ortadan kalkması hepimizi memnun eder. Öyle ya, sen benim sana oy vermeme gerekçemi ortadan kaldıracaksın ki sen de ben de mutlu olalım.

Maalesef yine beni yanılttılar, sebepleri ortadan kaldırmak yarken üstüne yeni sebepler eklemeyi tercih ettiler.

Bugün Van’da yaşananlar, iktidarın ders almak şöyle dursun, daha da bilendiğinin göstergesidir.

Diyeceksiniz ki yahu bu hukuki bir karar, iktidar ne yapsın?

Güldürmeyin beni ve hatta milleti enayi yerine koymayın!

Van’da ne oldu ve daha kötüsü bundan sonra neler olacak?

DEM adayı Zeydan, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 11 Ocak 2018'de "örgüt” yani PKK propagandası yapmak suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası almış,

Kanuna göre üç yıl süreyle “kamu haklarından yasaklılık” uygulanır. Aday olamaz, memur olamaz vs…

Zeydan cezasını çekmiş ve aynı mahkeme, yasak süresinin dolduğu gerekçesiyle, bir yıl önce, 27 Mart 2023 tarihli kararında, “kamu haklarından yasaklığının sona erdiğine” karar vermiş!

Buna kimse itiraz etmemiş. Savcı da Bakanlık da itiraz etmemiş. Bunun üzerine Zeydan da aday olmuş, YSK adaylığını onaylamış, Vanlılar oy verip seçmiş.

Fakat 29 Mart 2014 Cuma günü, mesainin bitimine 5 dakika kala Adalet Bakanlığı Diyarbakır Savcılığına “Süre yanlış hesaplanmış, Zeydan’ın haklardan yasaklılığı devam ediyor” diye yazı gönderiyor.

Diyarbakır savcısı aynı gün 5. Ağır Ceza’ya başvuruyor. 5 Ağır Ceza aynı gün, “yanlış hesaplanmış” dilerek bir sene önce verdiği ilk “yasaklılığı sona ermiştir” kararını kardırıyor…

Bir sene önceki “yasaklılığı sona ermiştir” kararının üzerine savcı o zaman “görüldü” kelimesini yazmamış, o yüzden kesinleşmemiş de şimdi itirazen iptal edilmiş, falan…

Burada zamanlama da çok manidar…

İtiraz önceden yapılsa, DEM başkasını aday gösterir. Sorun ortadan kalkardı. Ama öyle bir zamanda yaptılar ki, itiraza itiraz edilmesin, bu aday kazansın istenildi. Bu aday kazansın da biz bu bahane ile mazbatayı başkasına verelim diye adeta planlanmış.

Ayrıca bu süreç, özellikle ve bilerek mazbata sonrasına da bırakılmamış çünkü mazbata alındıktan sonra kimin başkan olacağına Belediye Meclisi karar veriyor. Çoğunluk DEM’de olduğu için de başkan yine bir DEM’li olacak.

Adalet Bakanı, belli ki, nereden birkaç belediye alabiliriz diye araştırma yaptırmış, Van’ı görmüşler.

Keşke adaylık kesinleşmeden itiraz yapılsaydı.

Neyse, tarafların birbirine girdiği böyle zamanlarda sadece hukuk insanlarına kulak vermek gerekir.

Hukukçular, “Savcının “görüldü” kelimesini zamanında yazmaması bir yıl sonra iptale hak verdiriyorsa, bu idarenin kusurudur, hukukun temel hükümlerine göre hak mahrumiyeti doğuramaz” Bir başkası; “Kesinleşmiş adaylık itirazla düşürülemez. Çünkü adaylık YSK ilanı ile kesinleşmiştir” diyor.

Kamu hukukçusu Prof. Dr. Levent Köker’in görüşleri de şöyle; “Tam bir skandal. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi 29 Mart 2024'te daha önce vermiş olduğu ve kesinleşmiş olan, memnu hakların iadesi kararını kaldırıyor. Muhalefet şerhindeki ifade çok güzel, kesinleşmiş bir mahkeme kararı, ya olağanüstü kanun yolu müracaatıyla kaldırılabilir. Ya da Yargıtay'da temyiz yoluyla kaldırılabilir. Bir mahkemenin kendi kendine, bir sene önce memnu hakların iadesi kararı vermiş. Karar kesinleşmiş. Seçimden önceki cuma günü Cumhuriyet Savcılığı'nın başvurusu üzerine mahkeme bu eski verdiği kararı kaldırıyor. Böyle bir yetkisi var mı? Yok. Bunu yapamaz. Ortada işletilmiş bir hukuki süreç yok.”

DEM’le işim olmaz, adayı da tanımam etmem. Konu hak ve hukuktur, adalettir.

Bu sorunu sükunetle çözmek de zor değildir.

Fırsat varken gereken yapılmalı…