TÜRKİYE gün geçmiyor ki, bir olay ile dalgalanmasın… Olayların daha birini yeterince sindiremeden yeni bir olaya açıyoruz gözlerimizi… Ülkedeki gerilimin derecesi her geçen gün biraz daha yükseliyor, farklı grupların, farklı partilerin ve inanışların arasındaki faylar daha da derinleşiyor!
Kartal Grant Otel yangınından bu yana tamı tamına (21 Ocak 2025) 24 gün geçti. Yangının daha söndürülemediği ilk günlerde Adalet Bakanı Yılmaz Tunç sıcağı sıcağına demeç vermişti;
“Suçluları en çok 10 gün içinde bulup adalete teslim edeceğiz. Ucu kime dokunursa dokunsun, Türk adaleti önünde hesap verecekler!”
Sonuç… Ortaya henüz fail ve suçlular ya da kurumlar yok… Suçu kimse üzerine alınmıyor!
Kayyum atamaları peş peşe devam ediyor… Yargıyı sopa olarak kullanan iktidar mensupları -her nedense- AKP ya da MHP belediyelerine hiç dokunmuyor.
Kayyumlar, tutuklamalar… Ardından Gezi Olayları nüksediyor! Zaman geriye doğru sarıyor. Bazı ünlüler, yapımcılar, sanatçılar tekmili birden karakollarda, adliye koridorlarında kendini anlatmaya çalışıyor…
Bir kadın organizatör, -nasıl olacaksa- “Devleti yıkmaya ve ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan şu anda içeride…
Aylar önceki direnişte, haklarının verileceği yönünde söz alan madenciler tekrar düştü yollara; verilen sözler havada kaldı.
CHP’DEKİ KISIR ÇEKİŞMELER!
Ülkede müthiş bir hayat pahalılığı varken, işsizlik ve adli olaylar tavan yapmışken, 10 milyon civarındaki yabancı Türkiye’yi köyünden kentine, semtinden mahallesine kadar istila etmişken… Öte yandan ülkeleri bölenlerin, parçalayanların, yutanların… Velhasıl Emperyal güçlerin nefesleri kapımıza kadar dayanmışken, ülkemizde cereyan eden hükümet-muhalefet çekişmesine hele bir bakın…
Ülkede normal seçimlerin 7 Mayıs 2028 tarihinde yapılması gerekiyor. Ana muhalefet partisi olan CHP’yi aldı bir telaş… Şu anda 4 başlı bir parti görünümü veren CHP’nin kurmayları halkın arasına katılarak, insanları bunaltan bu hayat pahalılığında, daha iyisini yapma konusunda yeni projeler geliştirmesi gerekirken, bir “erken seçim” rüzgârına yelkenlerini kaptırmış durumda.
Yahu elinde 3.5 yıllık bir süresi olan hükümet neden bu zor şartlarda erken seçime gitsin? Senin acelen ne arkadaş? Sen ülke yönetiminde kararlı isen, bu ülkeyi düzlüğe taşıyacak projelerin varsa, yelkenini, inim inim inleyen insanların rüzgârları ile şişirmene bak. Bu gemi başka türlü yürümez!
Ortada bir erken seçim kararı yok, lakin CHP yönetimi daha şimdiden Cumhurbaşkanlığı adayını açıklamakla meşgul!
AKP yönetimi “cambaza bak” taktiği ile başka başka gündemler yaratırken, CHP, oluşturulan bu anafordan kurtulabilmek için kendi kendini derin ve tehlikeli sulara atıyor.
Bir anlamda sergilenen bu beceriksizlik yüzünden AKP’nin değirmenine su taşımış oluyor ana muhalefet partisi.
Oysa birbirlerini örselemek, küstürmek ve karıştırmak yerine muhalefet partilerini bir araya toplasalar, seçimlere 5-6 ay kala tek bir vücut olarak Cumhurbaşkanı ve Yardımcısını belirleseler, belki Cumhur İttifakı ile DEM demlenmesine karşı daha güçlü bir duruş sergileyecekler…
Ama hayır…
Birileri yesinler diye aşı pişirir; CHP yönetimi bunu afiyetle yemek yerine, içine fare düşürür…
***************
ANLAMLI SÖZ
“Kimsenin gözünün kimseyi gördüğü yok… Herkes kendi egosunun derdinde…”
ARTHUR SCHOPENHAUER
***************