Sevgili okurlar,
Başta Bizim Sakarya Gazetesi olmak üzere, diğer refikimiz gazetelere yansıyan haberler içinde, öne çıkanlar elbette var..
Sakarya’ya gelip giden siyasileri bir kenara bırakırsak, gerçekten önemli hususlara değinen yerel siyasilerimizin hakkını yemeyelim?..
Dünyanın en verimli topraklarına sahip Sakarya’da, “plansızlık, programsızlık ve yağmacılık anlayışı” ile topraklarımız, gözlerimiz önünde elimizden çıkıyor!..
Üzülmemek elde değil!
Ama yine de yüreklere su serpen açıklamalar ve gelişmelerde yok değil..
Başta Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce’nin, toprak ile açıklamaları, üretime dönük çalışmaları, geleceğe dönük düşünceleri bir kenara atılamaz..
En azından üretilen ve bu üretilenlerin halka arzı da çok önemli..

SAKARYA’DA TOPRAĞA SAHİP ÇIKMAK!?
“Başta arıcılık, manda yetiştiriciliği, kenevir, levanta ekimi, sebze için seraların kurulması, topraksız üretim için yeni teknolojik gelişmelerin Sakarya’ya getirilmesi”, bu bağlamda kaydadeğer hizmetler olarak değerlendirilmelidir..
Sadece, Sakarya’nın verimli topraklarına sahip çıkma konusunda, Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı A.Akgün Altuğ ve Sakarya Ticaret Borsası Başkanı Adem Sarı ile Sakarya’daki Ziraat odalarının, yeni kurulan SUBU Üniversitesinin, yerel çiftçilerimizin çabalarını da unutmamamız gerekir..
Ama, ne söylersek söyleyelim, toprağımıza sahip çıkma konusunda, hep geriye gidiyoruz?
Verilen düzensiz imar izinleri, kaçak yapılar, aile yapısı nedeni ile toprakların parçalanması, gelişi güzel fabrika ve işyerlerinin belirlenen yerlere kondurulması,verimli Sakarya topraklarını günden güne eritiyor..

ÇİFTİ ÇUBUĞU BIRAKIYORLAR?
Kazımpaşa’da çiftçilik yapan eski milletvekillerimizinden Faik Tunay ile yaptığımız bir röportajda,acı gerçeği o da haykırdı!
Sakarya’nın en önde gelen çiftçilik beldesi Kazımpaşa’da çiftçilik yapanların azaldığını, birçok ailenin ekonomik şartlar ile tarlalarını sattıklarını ve Adapazarı merkezdeki yapılanmanın son arazileri de tehdit ettiğini bangır, bangır saydırdı..
Bakıyorumda konuşmalardan, açıklamalardan öte elimizden bir şey gelmiyor?!..

O DA ÇOK YORULDU, ONUN GİBİLERDE?
Eski Ziraatcilerimizden Hamdi Şenoğlu bile, artık Sakarya’nın bu verimli topraklarını savunmada yorulduğunu, kimsenin bu toprak kaybının umurunda olmadığını ve kendisinin mahkeme kapılarına düştüğünü bizzat, yüksek telden seslendirmesi de bir başka acı gerçeği ortaya koymuyor mu?
Belçika’nın başkenti Brüksel’de, binalar arasında kalan küçüçük bahçemizde toprak ile uğraşmak bize ne haz veriyor bilemezsiniz!..
Toprak bu ya, ünlü Halk Ozanı Aşık Veysel’in söylediği gibi “bir tohum versen, sana bin veriyor”diyor ya, aynen öyle..
Dünyayı kasıp kavuran bu salgın hastalık Koronalı günlerde, toprakla buluştuk ve bu buluşmamız hala sürüyor..

BAHÇE TADINDA!
Bahçemin en dibinde, babaevinden getirdiğim fındık ağacımız, yine köyümüzden getirdiğimiz kara yemiş ağacı, karadut, kara üzüm, böğürtlenlerimize ilaveten, bir kenara sıraladığımız çiçeklerimiz içinde hanımelinin yerini, sizlere nasıl anlatayım..
Her sabah,” baygın kokusu” ile uyanmak ne güzel!
Kuş sesleri arasında güne “merhaba” demek, sabah kahvaltılarımızda, “bahçemizden roka, maydanoz, nane, soğan, sarmısak” toplamak ne bereketli bir iş..
Yaz tatili gelsede, bahçemizi ihmal etmiyoruz!..
“Kabak, salatalık, domates, biber, lahana, bakla, bezelye, fasulya, Akyazı’dan mısır”, yakında bizleri selamlar..
Biz ekelim, bakalım kim nasiplenir ya?
Toprak bu, bir eksen, bin veriyor!
Tembelliğin alemi yok!
Üretmek, üretim hizmetinde olmak gerek!
Tarlalar, toprak sizi bekliyor!
Dalından bir küpeli kırmızı kiraz, birkaç can eriği toplamak var ya?
Ama, bütün bunlar özverili çalışmayı, bakımı, ilaçlamayı, sulamayı gerektiriyor..
Bizim gibi toprağı olmayanlar, evlerinin balkonlarında soğan ve diğer ürünleri yetiştirmeye özen gösteriyorlar..

BELÇİKA VE HOLLANDA ÖRNEĞİ?
Belçika’nın, hele yanıbaşımızdaki Hollanda’nın tarıma, hayvancılığa, meyve ve sebzeciliğe verdiği önemi anlatmama gerek var mı?
Türkiye’de insanımız “domates şu kadar olmuş” feryatlarındayken, Belçika’da en güzel, taze, dayanıklı kırmız domateslerin kilosu bir eoroya kadar düştü..

Elbette Belçika’da Hollanda’da çiftçilere büyük destekler var..
Ünetiyorlar, ülkeye katma değer katıyorlar..
İnanmayacaksınız ama, Belçika’nın en zengin sınıfını “çiftçiler” teşkil ediyor..
Türkiye’yi bilmem ama, burada çiftçiler ülkenin efendisi konumunda..

KÖYLE MİLLETİN EFENDİSİ Mİ?
İnşallah Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün o sözü “Köylü Milletin Efendisidir” sözünü gerçek kılan bir iktidar işbaşına gelir!
Geride kaldı, o günler değil mi?
Zenginliğin, refahın başladığı adres topraktan geçer..
Toprağına sahip çıkmayanların, “avaz, avaz bağırması bir çöküşün, yıkımın, iflasın” ifadesidir..
Bu kötü gidişatta hepimizin payının olduğu, unutulmamalıdır!..
Bereketiniz üzerinize olsun!
Yusuf Cinal yazıyor, 28 Mayıs 2022 Brüksel..