Sevgili okurlar,
Sizlerle, Adapazarı merkez izlenimlerimin bir bölümünü paylaştım..
Elbette, "göze takılanları paylaşmalıyız ki, yanlışlar göze batsın ve düzeltilsin.." değil mi?
Böyle mi, oluyor?
Maalesef!
Görmüyor, duymuyor, geçiştiriyoruz!?
Niye, değil mi?
Bir tür korumacılık, bu ya?
Bir tür, korumacılık?
Siyaseten bölünmüşlüğün ötesinde, "bizim adama zarar verir duygusu" hakim unsur olarak, öne çıkıyor!

Bizim adama zarar verir?
Zarar verse, ne olacak yani?
"Sizin adam, görevini yapsın, siz görevinizi yapsanız, doğrularda buluşsak", ne olur?
Evimden çıkıyorum, o da ne?
Bir vatandaş, motosikletini çıkardı..
Yanında okul çantası ile küçük oğlu..
Kendi motosikletine bindi, oğlunu da arkasına oturttu verdi gazı!
Nereye mi?
Nereye olacak, okula!
Ne kask var, ne tedbir?

Allah göstermesin, bir kaza olsa, ne olacak?
Bir gün sonra arkadaşım anlatıyor..

KAZA GELİYORUM DEDİ?
Bir yakınım misafirliğe geldi.. Otomobile ile trafik te..
Karşı istikametten gelen bir motosikletli söz konusu.. Sinyal verip, sola dönecek.. Motosikletli çok hızlı.. Uzaktan sinyali ya gördü, ya görmedi.. Tam dönüş anında otomobile çarptı..
Kaza, geliyorum dedi ya?
Kaskı olmayan bu genç sürücü, yaralandı..
Hemen yakınım araçtan inip, ona ilk müdahaleyi yaptı..
Olay yerine, jandarma gelmiş..
Yaralı, hastaneye kaldırılmış..

ÇÖZ DE AL MUSTAFA ALİ?
İşe bakınız ki, bir yabancı olan bu motosiklet sürücüsünün ne kaskı var, ne de motosiklet onun!?..
Jandarma haliyle, cezayı yapıştırmış!..
Gel, çık, işin içinden?
Yabancı yaralı, hastanede!..
İşinden olmuş!..
Motosiklet sahibi mağdur.!.
Yüklü ceza, nasıl ödenecek?
Kaldı ki, bu iş kaybı, nasıl telafi edilecek?
Görüldüğü gibi, sorunlar yumağı sizi bekliyor..
"Çözde al, Mustafa Ali" türküsünü hatırlamadan edemedim!..
Ne güzel söylerdi, merhum Halk Ozanı Özay Gönlüm!..
Memleketin, bu halleri de var ya?

ŞU BİZİM MUSTAFA KAŞKAŞ?
Sakarya Gazeteciler Cemiyeti Genel Kurulu'na katıldım..
Başkan seçilen sevgili Sezai Matur kardeşimi ve yönetime seçilenleri tebrik ettim..
Sanal alemde paylaştığım haberin altına, sevgili Mustafa Kaşkaş, bir not düşmüş!
Katılmak, mümkün değil?..
Mustafa Kaşkaş mı?
Bağımsız Sakarya Büyükşehir Belediye Başkan adayı..
Kısacası, gazeteci dostlarımıza verip, veriştirmiş?..
"Görevlerini tam olarak yapmadıklarından", dem vurmuş?..
Neden, ne diye?
Hatta, daha da ileri giderek, bana da cevap vermiş!..
Olsun, cevabımız var!..

MUDURNU ÇAYINA BAK?
Ama son sözü, "Şu Mudurnu çayına, Sakarya nehrine, derelere, çaylara bak, ne göreceksin" olmuş?

Haksız değil, hani?
Doğrusu, "Sakarya'nın yeşilini, siyahını, güzelliklerini, doğal hayatını koruduğumuzu" söyleyemem?
Nereye baksanız, her yeri bok götürüyor!.
Kimyasallar ise, hak getire!
Oysa, "bu çirkin, kirlenmiş ortam ile ilgili olarak, sadece gazeteci meslektaşlarımızı sorumlu tutmak" anlamsız?
Bu memleketin, "bu işleri takip edecek, koruyacak, gerekeni yapacak", görevlileri yok mu?
Olmaz mı?
Öyleyse, "sadece gazetecileri sorumlu tutmak", kolaycılık değil mi?
Kaldı ki, "çevreyi, doğayı, dereleri, çayları, su kaynaklarımızı korumak", hepimizin görevi, değil midir?
Dahası, "herkes evinin önünü süpürse, iş mi, mesele mi" kalır?

BİZİM SAKARYA'DAN AL HABERİ?
Bizim Sakarya Gazetesi'nden bir haber?
Akyazı'da fabrika protestosu?
Altında mı?
"Akyazı Osmanbey Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar, çevre kirliliğine sebep olduğunu iddia ettikleri bir nişasta fabrikasına karşı, seslerini yükseltti.
Mahalle sakinleri, fabrikanın atıklarını Karacasu Deresi'ne boşalttığı ve kötü kokular yaydığı gerekçesiyle erken saatlerde fabrikanın önünde toplandı."

Haber devamında ise, "Ellerinde "Balıklar öldü sıra çocuklarda" yazılı pankartlar taşıyan protestocular, yetkililerden fabrikanın faaliyetlerine son verilmesini talep etti" bilgisi yer alıyor..

SAĞCI VE SOLCU FABRİKALAR?

Bilmez miyim, o fabrikayı?
Akyazı'da, "sağcısı, solcusu o yıllar memlekete fabrika kazandırmak için seferber " olmuşlardı..
Sağcılar, Süt fabrikası, solcular da bu nişasta fabrikasının kurulmasını sağlamışlardı..
Diyeceksiniz ki, "fabrikanın sağcısı mı, solcusu mu" olur?
Olur, olur, bizim ellerde, bal gibi, bunlarda olur!
Süt fabrikası mı?
Yerinde yeller esiyor!?
Nişasta Fabrikası ise, sorunları ile güne damga vurmaya devam ediyor?
"Böyle sorunlar ile karşılaşacaklarını bilse vatandaşlarımız, o fabrikanın kuruluşuna izin ve onay" verirler miydi?

SİZ DE HAKLISINIZ?
"Dünden, bugüne anlayışlar mı değişiyor" dersiniz?
Ya da, "o fabrikayı kuranlar, gerekli tedbirleri alsalar, çevreye duyarlı olsalar, atık tesisi kursalar, insan ve yaşam hususunu dikkate alsalar..", böyle bir protesto ile karşılaşırlar mıydı?
Diyeceksiniz ki, "neyimiz doğru ki, iş çevreye" gelsin?
Siz de, haklısınız hani?
Yusuf Cinal yazıyor, 7 Mayıs 2024