Sevgili okurlar,
“Gündem”, elbette herkese göre, farklı algılanıyor?
Kiminin gündeminde yokluk, yoksulluk!
Kiminin gündeminde, ateş pahası fiyatlar!
Kiminin gündeminde, aşırı rakamlar ile faturalar!
Kiminin gündeminde, zamlar, zamlar!
Kiminin gündeminde NATO, AVRUPA Birliği!..
Kiminin gündeminde, anketler!..
Kiminin gündeminde Bay Kemal!
Kiminin gündeminde, SADAT!
Kiminin gündeminde, İstanbul Atatürk Havaalanına kazma vurulması!
Kiminin gündeminde, “19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı!”
Anlayacağınız herkesin gündemi gerçekten farklı..
Ama, “şu parasızlık, şu Euro-Dolar girdabını neden gündeme almadın” diyenler de haklı canım!
Az kaldı unutuyordum, “ay çiçek yağı, un, şeker, et, süt, peynir, yumurta ve çay.. niye sepette yok” diyenlerde, yerden göğe kadar haklı!?
Neden mi haklı?
Haklılarda ondan!
Ne güzel cevap değil mi?

YOKLUK,YOKSULLUK!
Yani, “bir yerde sıkıntı, yokluk, fakirlik, endişe, kaygı ve sorun varsa, o zaman vatandaşın bu konularda sesini yükseltmesi kadar”, doğal ne olabilir?
Bunları yazarken, aklıma Türkiye’de “dondurma” üzerinden ceza alan bir yazar aklıma geldi?..
Evet haber şöyle, “Korkusuz Gazetesi Yazarı Memduh Bayraktaroğlu, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dondurma yemesini yorumladığı için, 1 Yıl, 20 gün hapis cezası aldı..”
65 Bin kişinin aynı gerekçeler ile dava edildiği ülkede olur bunlar..
Türk polisi yakalar!
Hani hep deriz ya, “eller aya biz yaya”diye!
Ancak, bir bakan yardımcımız çıktı, “aya gitmekten” söz etmesin mi?

DONDURMAM KAYMAK?
Bakan Yardımcısı çok haklı, eski bakanlardan Berat Albayrak açıklamamışmıydı?
“Cumhurbaşkanımız aya yol yapacağız” dese, alkışlar tufan gibi gelir “diye!
Müsade ediniz de, böyle bir ülkede, “dondurma” konusunu yorumlayan yazara da “ceza verilsin” a canım!?
Haddinemiymiş?
Vay, vay, vay!
Daha neler, neler?
Sakarya’ya gelirsek, yine renkli “bir muhalif haberin” gazetelerde yer aldığını görürüz..
Haberleri takip ederken,  ilgili haberi,”Bizim Sakarya Gazetesi’nde” gördüm..
Diğerleri habere yer verdi mi, bilmem?
Merak ediyormusunuz?

KÖRLER, SAĞIRLAR BİRBİRİNİ AĞIRLAR?
Haber aynen şöyle;”Deva Partisi Serdivan İlçe Başkanı Ömer Aktaş, Sakarya Üniversitesi SAÜFEST Etkinliğinde ortaya çıkan görüntülerle ilgili konuştu.

"Ülkemizde yıllarca üniversitelerimizde yaz ve bahar mevsimini selamlayan bahar şenlikleri düzenlenmektedir. Bunlardan birisi ise Sakarya Üniversitesi idi. Bu şenliklerin amacı gençlerimizin sosyal birliktelik içinde aktiviteler yapması, eğlenmesi ve kış mevsiminin üzerimizde bıraktığı ölü toprağının atılmasıydı. Mevcut iktidarın bir teşkilatı gibi çalışmaya başlayan üniversite yetkilileri, önce tamamen bu şenlikleri kaldırdı, daha sonra ise kendi zihin dünyalarındaki gibi tekrardan başlatıp adınıda SAUFEST koydular.
Katılımcı listeleri adeta miting meydanı konukları gibiydi ,Meclis başkanı, Cumhurbaşkanı yardımcısı ,Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü... Sadece bu üst statülü hükümet yetkilileri değil kendi kadrolu sanatçılarını, kadrolu yazarlarını bu festivalin bir figürü haline getirdiler.”

KÜLTÜR ETKİNLİKLERİ HA? 

Haberi dikkatlice okudum..
Konuya, daha önce dikkat çekenler oldu elbette..
Bizde bu köşeden,”kepçe, kamyon” gösterisi sürüyor” türünden eleştirilerimizi sıralamadık mı?..
Ama bu konu gerçekten önemli..
İşte, Sakarya’da halktan yüzde 70 Civarında oy alan bir siyasi cenahın, “en büyük ayıplarından, ötekileştirmelerinden” birini Deva Partisi Serdivan İlçe Başkanı Ömer Aktaş dillendirmiş..
Öyle ya,”Sakarya’da kültür etkinlikleri” yapılıyor!
Sanatçılar geliyor, resimler çekiliyor, alkışlar arasında plaketler, ödüller veriliyor!
Oh, ne ala memleket!
Körler sağırlar, birbirini ağırlar?
Ne oluyor, a kuzum?
Başta Büyükşehir Belediye Başkanlığı olmak üzere, ilçe Belediyeleri ile Sakarya Üniversitesi’nde, hep aynı şarkı, hep aynı nakarat tekrarlanıyor!
Üzülmemek elde değil!
Bu ülkenin, bu kentin muhalif değil, “tarafsız sanatçılarını, bilim insanlarını, yazarlarını” kim hatırlayacak?
Biz yaptık, oldu bitti öyle mi?
Sakarya, “hiçbir dönemde bu kadar ötekileştirmenin mağdurlarını” biriktirmemişti!..
Bunu da başardınız ya, helal olsun!
Ünlü hikayeci, romancı Sait Faik Abasıyanık’a düşman olanlar, sonunda daha farklı, büyük bir kesime de düşmanlık ötesi “haksızlık yapmayı” becerdiler ya, bir daha helal olsun!
Uzatmayalım, bizi de “muhalif” kesime koyarak, bu festivallere, bu kültür etkinliklerine davet etmeyen, hatırlamayanlar utansın!
Utanacak yüzleri varsa eğer?

LALE DEVRİ?
Akyazı’yı, Sakarya’yı ve gurbeti(Belçika’yı) anlatan “Hakikatin Peşinde Bir Ömür” adlı kitabımıza ilgi göstermekten niye korktunuz ki?
Bir üniversitenin, bir siyasi partinin nasıl karargahı haline getirildiğini, şu haber ve şu SAÜFEST bize bir daha gösterdi!..
Merhum Annemin çok sevdiği ve sıkça söylediği bir türkü aklıma geldi..
“Karakaş gözlerin Elmas,
Bu güzellik sende kalmaz”
diye devam ederdi!..
Bakalım, sandık bu milletin önüne geldiğinde, “bu güzellikler” sizde kalır mı?
Bu “Lale devri de” biter be ustam?
Bekleyelim, görelim!
“Sabır”, denilen bir kübümüz var!
Biriktiriyoruz!
Yusuf Cinal yazıyor, 21 Mayıs 2022 Brüksel