1984-2015

   Aradan kaç yıl geçmiş?..

   Tas tamına 41 yıl…

   Evet…

   Tam 41 yıldır medya sektöründeyim.

   Muhabirlik, istihbarat şefliği, haberler müdürlüğü, genel yayın müdürlüğü ve nihayetinde adagaste.com internet haber sitesinin imtiyaz sahipliği gibi unvanlarla 41 yıldır sektördeyim…

   Mesleğimi seviyorum.

   Mesleğime saygılıyım.

   Sevmesem, saygı duymasam bunca yıl sektörde kalmam mümkün olmazdı.

   Fakat…

   Son dönemlerde meslekten nefret eder hale geldiğimi açıkça ifade etmek isterim.

   Öyle bir aymazlık var ki; kimse sesini çıkarmıyor, kimse görmüyor.

   Adeta sağır sultanı oynuyoruz…

   Eline akıllı cep telefonu geçiren “gazeteciyim” diyerek sahneye çıkıyor!..

   Yok öyle bir dünya!..

   Hele hele şu kahvaltılı, yemekli basın toplantılarındaki rezalet var ya; sektörümüz adına tam bir utanç manzarası oluşturuyor.

   Kim kimdir vallahi tanıyamaz olduk. 

   Basın toplantısına ev sahipliği yapanlar bile ağızları açık kalıyor.

   -“Nereden çıktı bu kadar gazeteci?” demekten kendilerini alamıyorlar.

    Artık yeter!..

    Basın toplantılarındaki manzaradan utanıyoruz, sıkılıyoruz!..

    Mesleğin onuru ve haysiyeti için bu gidişata bir dur denilmesi gerekiyor.

    Buradan medya sektör temsilcilerine, medya sahiplerine ve yöneticilerine, basın toplantılarıyla ilgili organizasyon yapan kurum ve kuruluşların yöneticilerine seslenmek istiyorum.

   Basın toplantıları için ciddi bir akreditasyon çalışmasının zamanı geldi ve geçiyor.

   Basın toplantılarına katılacak olan gazetecilerin sayısı kesinlikle sınırlandırılmalıdır.

   İnanın; basın toplantılarındaki kargaşadan, fısıltı halinde konuşulurken bile ortaya çıkan uğultudan ortam adeta semt kahvehanesine dönüşüyor.

   İnanın birçok basın toplantısına böylesi bir ayıba ortak olmamak için katılmıyorum.

   Basın kuruluşlarına göre katılımcı sayısı için sınırlama veya mesleki bir uygunluk şartı mı getirilir bilemem ama toplantılara katılım sayısı mutlaka düşürülmelidir diye düşünüyorum.

   Aksi halde; medya her geçen gün biraz daha değersizleşecek, saygınlığını ve itibarını kaybedecektir…

   -----------

 O araçlar sıraya dizilip tek tek denetlenmeli!..

  

   Son günlerde toplu taşıma araçlarından şikayetler var.

   Şikayetlerin başında da temizlik konusu yer alıyor.

   Araç sahiplerinin veya şoförlerinin temizlik konusunda son derece dikkatsiz ve duyarsız oldukları yönündeki şikayetler artarken; şoförlerin söylemleri de bu şikayetlere ekleniyor.

   En belirgin şikayet tabi ki temizlik.

   Her gün saba-akşam toplu taşıma araçlarıyla işe-eve gitmekte olan vatandaşlar araçların genel temizliği şöyle dursun koltuklarının oturulacak gibi olmadığına dikkat çekerek ilgileri bu konuda denetim yapmaya davet ediyorlar.

   Mikropların en çok bulaştığı yerlerin başında gelen toplu taşıma araçlarının adeta mikrop saçtığına vurgu yapan vatandaşlar; ilgili birimlerin bu araçları tek tek sıraya dizip denetlemesini isterlerken, denetimi geçemeyenlerin ise seferden alı konulmasını istiyorlar.

    Aslında yersiz bir istek değil.

    Sizce de oldukça isabetli ve yerinde bir istek değil mi?..

    Toplu taşıma araçlarını kullanan hastalıklı veya sağlıklı herkes aynı koltuklara oturuyor, aynı kapı kollarını tutuyor!..

    Sadece temizlik denetimi de yeterli değil.

    Toplum sağlığı açasından söz konusu araçların dezenfekte edilip edilmediği de denetlenmelidir.

    Hatırlatmak isterim.

    Soğuklarla birlikte risk daha da arttı.

    Herkes eli burnunda geziyor!..