Sevgili okurlar,
Dikkat etmişsinizdir, iki gündür, memleketim Akyazı’dan “Futbol” üzerine yazılara, imza attım..
Niye ki?
Elbette, saygısızlık olmasın?
Ben de “Akyazı’daki o futbol sevgisi” adlı bahçeden geçtim, geldim..
Ne sıkıntılar, ne güzellikler, ne heyecanlar yaşadık bir bilseniz?
“Adapazarı Atatürk Stadı’nın dili olsa da”, o günleri bize anlatsa?
Hey gidi, “Atatürk Stadı” hey?
Şimdi yerinde, yeller esiyor?
Evet, yerine yeni bir stat yaptılar, teşekkür ederiz de?
Peki “Atatürk” adına ne oldu?
Eski yeri ise,” allem, kulem” olaylardan sonra “millet bahçesi” oldu..
Hani tepki?

SAKARYALIYA HATIRA!
Bu uygulama,”eski çark mesire alanını” dümdüz etti, gitti!
Atatürk Stadı’ndan bir hatıra olarak, “bir beton yığını” kaldı!
Buna da razı oldu Adapazarlı!
O eski anıları da “Atatürk” adını silip, çöpe attıkları gibi yok edebilirlerdi!
Aynı dönemi paylaşan arkadaşlarımın, üzüntülerini yazmıyorum..
Hele de Adapazarı’na sahip çıkan, aydın, gönlü Atatürk sevgisi ile dolu olanların üzüntü ve tepkileri hala saklı duruyor..
Aslında bugün, bir başka konuyu irdelemek istiyorum..
Dedim ya, ben de futbolun içinden geldiğim için, eskilere gittim..
Sakarya suskun, Sakarya sessiz?

TİYATRO, SİNEMA HA?
Sevgili Akyazılı hemşerim Bülent Özder’in anlatımı ile eski günlere gittik..
Sakarya’da, neyi konuşalım ki?
“Tiyatro, Sinema” dedik, öğrencilerim bile gülerek,” Bu Akyazı’da mı Hocam” diyerek, cesur tepkilerde bulundular..
Bir başka yazımda ise dini konuları irdeledik,oradan da önemli tepkiler geldi..
“ Bunların aklı kadınların iki ba..k arasında, saçının telinde ve başörtüsünde” diyenler oldu?
Neyse kafanızı karıştırmayayım?
Bakınız, Belçika’da en sevilmeyen iki konu, buluşmalarda “futbol ve siyaset” konuşmaktır..
Evet, yanlış duymadınız, futbol ve siyaset!
“Ülkemizde futbolsuz, pardon siyasetsiz gün” geçer mi?
Geçmezse, geç televizyonun başına,” dizi, olmadı sürvivor izlemeye” devam!

GELSİN FUTBOL, GİTSİN SİYASET?
Uyu yavrum, uyu!
Euro-Dolar girdabında liran erimiş, ihaleleri bilmem hangi grup, küme kapmış?
Marketlerde, yağ, un, şeker bitmiş?
Petrole her gün zam, zam, zam?
Gelsin yüklü faturalar?
Oh, ne ala memleket!?
Futbol ve siyaset konuşmaya devam ya?
Sevgili Nurettin Yılmaz kardeşim, Adapazarı merkezde cesurca vatandaşa mikrofon tutuyor..
Konu, zamlar tabii..
Usta altında bir mobilete oturmuş, siyasi iktidarı savunuyor..
“Adam yedi düvel ile savaşıyor, dış güçler, küresel dünya ve sonunda beka, devlet, ne yapsın yani..” diye saydırıyor..
Ara sıra da “devleti karalamayın” demeyi ihmal etmiyor!..
Karşısındakiler, belli çok ezik, çok sıkıntılı, ceplerindeki parayı bile gösteriyorlar..

HAYAT PAHALILIĞI!
Belli ki, bu hayat pahalılığı canlarına tak etmiş!
Cevap yetiştirmeye çalışıyorlar..
Biri, “biz devleti karalamıyoruz, beyefendi, biz siyasi iktidarı ve hayat pahalılığını, zamları, verilen asgari ücreti eleştiriyoruz” diye karşılık veriyor..
sonunda usta,baklayı ağzından çıkarıyor..
“ Bakın ben bakım parası ile geçiniyorum..Şikayet etmiyorum, şükrediyorum..Sizlerde sabır ediniz, şükrediniz” diye, ara sıra, tehditkar konuşuyor..
Kısacası,” tuzu kurulardan olan bu tipler”, Sakarya’da maalesef çok..
“Devlet ile siyasi iktidarı” karıştıran “bankamatikçiler, sus payı” ile yetinenler?
“Sosyal yardım” adı altında aldıkları yardımları, “mevcut siyasi iradenin, bir lütfu” olarak gören bu zihniyet, bugünkü gelinen durumun asıl müsebbibidir!
Gel, sen bu gruba, bu kümeye ülke gerçeklerini anlatınız?
Bakınız, Sakarya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sezai Matur kardeşim, kendi sanal gazetesinde kaleme aldığı bir yazıda, Sakarya Üniversitesi’ne  seçilecek “rektör” ile ilgili bir paylaşımda bulundu..

BİR TÜRLÜ SAKARYALILAŞTIRMADIKLARIZ?
Evet, “bir türlü Sakaryalılaştıramadığımız” ve “kime, kimlere hizmet ettiğini ara, sıra üzülerek takip ettiğimiz” Sakarya Üniversitesi..
Sakarya’nın yetişmiş, tecrübeli, deneyimli o kadar çok akademisyeni var ki?
Şimdi siyasi irade, Başkan Sezai Matur’un sıraladığı listeye göre mi atama yapacak?
Bunu yapabilirler mi?
Ne zaman yaptılar ki?
Ama, bu sıralanan istemlerde, Sakarya gerçeklerinin saklı olduğunu, Sakaryalılara nasıl anlatsak?
Anlarlar mı ki?
Müsaade ederse, Sevgili Başkan Matur, bu listeye bir şey de ben ekleyeyim:
“-Sakarya Üniversitesi’ne seçilecek Rektör, Cumhurbaşkanı bile olsa, siyasilerin oğullarını, kızlarını özel bir törenle karşılamamalı?”
Yeni rektör,” bu sayılanları yapar mı, yapamaz mı bilmem ama, Türkiye’de üniversitelerimizin ne hale geldiğini, bu eğitim yuvalarının kime, kimlere hizmet ettiğini” bilmeyenimiz mi var?

AH ŞU BİATİZM?
İşte, yaşanılan durumu “Ankara Hacettepe Üniversitesi’nde ki mezuniyet töreni” ortaya koymuyor mu?
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi mezuniyet töreninde Fakülte Dekanı Prof. Dr. Deniz Demiryürek, dönem temsilcisi Dr. Kaya Avşar’ın konuşmasını engellemek isteyince, yeni mezunlar tarafından yuhalandı.
Kaya, son olarak “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” diyerek, noktayı koyarken, kime, kimlere cevap verdiğini biliyorsunuz değil mi?
Ah, şu cahillik ve biatizm!?
Gözü çıksın değil, kökü kurusun!
Yusuf Cinal yazıyor,  7 Temmuz 2022 Brüksel