Boş sokaklarda geziyorum. Dükkânlar kapalı, etraf sessiz. Yanımdan birkaç tane kedi köpek geçiyor. Onlar da bu sessizliğe hızlıca uyum sağlamış gözüküyor. Caddeden polis arabaları geçiyor. Onlarda da bir sakinlik bir durgunluk var. Kısacası kimse hiçbir şey için acele etmiyor.

Eve geldiğimde içerisinin dışarıdan daha sesli olduğunun farkına varıyorum. Komşularımdan sesler duyuyorum. O anda anlıyorum aslında hayatın devam ettiğini. Artık sessizlik istediğimde dışarı çıkmam gerektiğini. Çok garip bir durum. Dünya gerçekten tersine dönmüş durumda.

Aslında bu durum hoşuma gitmiyor değil. Hayatın yavaş akmasını, sessiz ve sakin bir şekilde devam etmesini istiyordum yıllardır ve bu da benim için büyük bir fırsat. Her saniyesini değerlendirmeye çalışıyorum elimden geldiğince. Yalnızlığım ve kendimle çok daha iyi dost oluyorum bu dönemde. Onlara çok daha fazla söz hakkı veriyor, dinliyor, aramızda müzakereler yapıp kendimizce en doğru yolu bulmaya çalışıyoruz. Onları daha önce bu kadar dinlemediğim için kendilerinden defalarca özür diliyorum.

Bu zamanda aklıma takılan tek soru sensin. Bütün bu olaylar başımıza gelmeden önce beni sevdiğini söylemiştin. Kimse bana içten ve direkt olarak beni sevdiğini söylememişti. Hep benden beklenmiş, hep ben mücadele etmiştim. Fakat sen hayatımda yaşamadığım, hissetmediğim ve duymadığım şeyleri söyledin bana. Bir ilkti. Ne yapacağımı ne diyeceğimi bilemedim ve hâlâ da bilemiyorum.

Kendim ve yalnızlığımla bu konu üstüne çok konuşuyoruz. Şimdi sen beni sevdiğini söylüyorsun ya, peki, benim yalnızlığıma ne olacak? Sen buralarda değilken benim en iyi dostum oydu. Onu terk etmek zorunda mı kalacağım yoksa onu seninle aldatacak mıyım? Hayır, hayır ben öyle birisi değilim. Ne onu ne de seni aldatamam. Kahretsin beni bu ikilimde bırakan duruma.

İçinde bulunduğum durum beni çok sıkıyor. Sessiz sokaklar, sensiz ben ve bırakmaya kıyamadığım yalnızlığım. Bağırasım geliyor, çılgınca şeyler yapasım geliyor. Etrafı dağıtmak, içimdeki isyan eden beni dışarıya çıkartmak istiyorum. İntihar etmeyi bile düşünüyorum fakat intihar etmenin de sorularıma cevap olacağını sanmıyorum. Hem bu sessizlikte ve bu zamanda intihar da edilmez. Ölsen cenazene kimse gelemez. Gerçi gelseler de ne olacak. Nasıl bir zaman nasıl bir durumdur bu. Hayatın bana oynadığı büyük bir oyun mudur yoksa bana karşı planlanmış bir operasyon mudur? Ölümün bile tadı yok bu zamanda.

Kısacası varlığın ortasında bir hiçlik ve ikilemde kalmış durumdayım. Ne yapacağımı bilmez şekilde dışarı çıkmak suç, evde kalmak dert. Seni sevmek güzel fakat yalnızlığımı terk etmek zulüm. Yere batsın bu ikilemler…