Türkiye’yi birileri tehlikeli siyaset oyunları ile Böl-Yönet sarmalına mı sokuyor?

Kimi partilerin diğer parti içlerine soktuğu ayrım fesatları her gün artıyor. Bu kirliliklerin yaptırana da, yapana da pek hayrı dokunduğu görülmemiştir.

Bakın; Muharrem İnce’nin, CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı olduğu günden beri izlediği politikalar, söylemler ders veren gergin bir öğretmen gibidir.

Ne CHP, ne de ikinci bir birey konuşmaz, sormaz, sorgulamaz!

Cumhurbaşkanlığı Seçimi gecesi. Türkiye ekranlar başında sonuçlara kilitli. İNCE’nin sır olması bugüne dek aklımdan çıkmadı, çıkmaz!

Günler sonra ortaya çıkıp; kendisinden başka herkesi suçlu ilan etmesi de! .

Türkiye’de bu tarzı kullanan siyasiler, ülkede siyasete güveni kaybettirmiştir.

Yönetmede başarısız olunca, kendinden başka herkesi suçlayacaksan, Yönetmeye asla soyunma!

Bence; ne Muharrem İnce, ne de 3 CHP’li milletvekili siyasi kayıp değildir.

Erken Seçim rüzgarı çarpıcıdır. Karşı siyaseti böl-parçala esmeleri de serttir.

Senaryolar vardır; CHP’de bir daha aday olamayacağını bilenler çoktur. Siyasi her parti için bu kaygı doğaldır. Tuzağa düşmeye hazır olanlar da elle gösterilir.

İzleyin; Muharrem İnce de, ayrılan 3 mv.’de, başka ayrılacaklar da; bir daha TBMM’de zor koltuk bulur. Hazır koltuk teklifi varsa bile, pardon da vardır!

Ayrılanlarda Ecevit Rüzgarı estirebilecek, halkta kabulü olan bir siyasi de yok. Yeni kurulan hiçbir parti de % 2-3 oyu aşamaz. Sonrası hüsran!

Mustafa Sarıgül bile yollara düştü? Kim, niye , neden, bölmeye mi bilmem?

İYİ Parti ve Meral Akşener örneği istisna. İYİ Parti’de gençler var. Orada da Liyakatın artması gerek;“ Sen Çağır, Biz Kapına Gelelim.” doğru çağrı!

İstanbul, Ankara, Adana, Mersin gibi Büyükşehirleri kazanan Millet İttifakı; bence çok büyük seçim başarısı kazandı. Ülke duvara çarpmak üzereydi.

CHP, İYİ, SAADET partileri erdemli, sağduyulu bir olgunlukla ülkeyi öncelediler!

Ülkede, siyaset dışındaki koltuklar da dahil, kim bir koltuğa seçilip oturursa, sanki O koltuk babalarından kalan miras gibi oluyor; ölene dek kalkılmaz!

Sakarya’yı Yönetmeye Seçilmişler için de öyle düşünürüm. AKP için de, CHP için de,” Sakarya’da en iyi Yönetecek Kadrolar seçilemiyor!” derim;

Özellikle CHP gençleri öne çıkaramıyor. Gençlik orada yok gibi. Kim hata yapmıyor ki? Gençler hata yapar ve çabuk da doğruyu görür, hızlı gelişirler.

Sakarya’da 25-30 yaşlarında liyakatli gençler çok. Çalışmalarda takdir edilmek yetmez, öne çıkarılıp, yetki de verilir. Olan 1 kişi bile olsa kazanımdır!

CHP Sakarya’da,” Bizi Düşünürsen, Çağır Biz Gelelim!” benzeri davetler her zaman olabilmeli. Çağdaş demokrat 25-35 yaş arası gençler hayata hazırdır.

Bu ülkede ayan beyan örgütlenen, genç-yaşlı militan yetiştiren vardır? Sen örgüt, militan sözü kullan, karşı siyasi odaklar seni vatan haini ilan ederler.

Türkçe lastikli dildir. O fırsatlar verilmesin. Ama, üyelerin ve yönetenlerin yaş ortalaması ve özellikle Liyakat Düzeyi CHP’de gençleşmelidir.

Partiden ayrılanların yaşı ve siyasetteki etki gücü pek kaygı yaratmaz, ama?

Ülkenin çağdaş genç kuşakları son 60-70 yıldır büyük kırımlara uğradı. Siyaseten yapılan tüm hataların bedeli genç kuşaklara ödetildi.

Ülkenin Üniversiteleri ve Üniversite Gençliği her zaman vahim bedeller ödedi. Tarihte ilk kez bir Kadın Türk Profesör Alman Üniversitelerinde rektör(?) seçildi.

Nobel alan Türk profesörler, Covit-19’a ilk aşıyı bulan Türk profesörler; dünya kuruluşlarında, dünyanın en iyi üniversitelerinde Onlar varlar!

Ülkem,” kadro, kürsü versin gelmeye hazırım!” dese, kaçı gelir, kim teminat verir? Onlar ülkede olmayı herkesten çok ister. Ama, güveni kimler kaybettirdi?

Siyaset Dünyası ülke gençliğine güven veremiyorsa; Suçlu Siyaset dünyadır!

O Dünya hala;” Şu parti parçalanıyor; anket oyları dip yaptı. Ülkede her şey yolunda. Ekonomi rekorlar kırıyor. Hiç(?) kapanan kepenk yok.” lafları eder.

Bir kendi hayatına, bir de bildiğin gördüğün Seçilmiş Hayatlara bak! Sen de gelişen bir şey yok. Halkın yüzde 80’inde de bugün ve gelecek kaygısı çok.

Siyaset asla bir meslek değildir! Ama, Yöneten Siyaset Dünyası’nı gözlemle:

Kapağı Seçimle TBMM’ye veya Ballı Siyasi Koltuklara atanlar; hayat boyu gelir ve yaptırım gücü kazanmış gibidirler!

Giyim kuşam-çul, araba, mahalle değişir. Seçilmezden önce selam veren, saygı gösteren; saygı-selamı senden bekler, görmezden gelmeye başlanırsa şaşırma.

Kimi de işte; her zor günde yanında olan, O’nu en yüce makama aday yapan siyasi partiye;” Böl ve parçala!” oyunları başladığında, körleşebilirse şaşırma.

Siyaset,” Kazan Kazan pazarı!” günlerine yürürse, ülkem-şehrim görebilmeli.