İddialı yazıyorum; Sakarya 1950’li 1975’li yılların bile gerisinde. Siyaset, “ Çağdaş Dünya Kenti!” der. Ben de Yaşadığım Şehri aklımla bilirim.

50-60 Yıl sonra; bugün Senin bir Çark Mesire’n, Şemsiyeli Bahçe’n, 1 Özgün-Kendi Sokağın yoksa, okuduğun okulların yoksa; SEN de YOKSUN!

Eski Antik Köşkler restore edilmemiş, Siyasete Dergah gibi yenilenmişse; Tarihi olmayan Dünya Şehri de olunmaz!

Cami Avlusu yıkılıp, haziresi wc olmaz. Etrafı çepeçevre Tabureli Şehir de olmaz. Şemsiyeli Bahçe’de de, her sokak ve çarşıda da tabureler olmaz.

Tatil izninde 1 gece Isparta’da kaldık. Isparta sokaklarında, aslını inkar etmeyen, İslamköylü Cumhurbaşkanı Rahmetli Süleyman Demirel’i saygıyla andım.

Şehir girişinde ilkin Süleyman Demirel Üniversitesi ile saygı sundum. Şehir merkezinde kilometrelerce yürüdük; gül suyu ve lavanta ürünleri aldık.

Isparta şehri; merkezi dört yöne 250-300 metre aralıklarla paralel uzanan cadde ve sokaklarla dışa doğru açılıyor. Düzenini, trafiğini çok iyi bulduk.

Isparta’da, şehir içi araç hız denetimini bir kez de şehir içinde yaşadık. Şehrin içindeki; Devlet Kurum ve Kuruluşlarının kişilikli binaları nefisti.

Isparta; Cumhurbaşkanı Demirel’i ve de kent mekanlarını hala saygıyla, özgünlükleri ile yaşatıyor. Bize,” İşte kimlikli şehir” dedirtti.

Afyon’da da , gidişte de, gelişte de, şehre girerek; saatlerce mola verdik. Cumhurbaşkanı Sn. Ahmet Necdet Sezer’in izlerini görmemek mümkün değil.

Afyon Kalesi ve kaplıcaları, şehrin eski konakları harika da; Cumhuriyet’i Kurtuluş’a, Kuruluş’a götüren tüm kutsal cephelerin şehri Afyon, başka şey: -)

Cumhurbaşkanı Sn. Ahmet Necdet Sezer’le, Kurtuluş-Kuruluş Şehri Afyon da var olan Tarih İzleri Sosyal, kültürel değerlerle daha da zenginleşmiş.

Afyon Halkı, şu gün siyaseten de Cumhuriyet’in değerini yaşadığını görüyor.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün memleketi Kayseri zaten iyi imar planları olan bir kent olarak bilinir. Abdullah Gül ile daha da yerini pekiştirerek gelişti.

Siyasetin kimi ayrımcı potları olsa da, Sonuçta Kayseri de gelişti. Tabii ki, Sn. GÜL’ün Cumhurbaşkanı oluşu bunun en önemli nedeniydi.

Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan’ın Karadeniz’i-Rize’si var ki? Çocuksu Proje Aklı orada Yayla Yolları, İmarlar, Maden Tamahları ile işi şirazeden çıkarmış gibi?

Geldik Sakarya’ya…

Seni GELİŞTİREREK BÜYÜTECEK, SİYASETEN kimin kimsen yok Sakarya! Ankara’da lobin var da zannetme. Orada,” Herkes kendine Müslüman!” gibi.

Sakarya son 20 yıldır sürekli eksilen ve gerileyen bir İL. Bunca tarım arazisi, Köy-Köylü haritadan silindi Ara, böyle başka il bulmak zordur.

AKP’li Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Sakarya’ya her geldiklerinde,” Kimse Sakarya’da Bakan yok diyemez; Sakarya’nın Bakanı Ben’im!” der ya, geçin!

Sakarya son 20 yılda hep kaybetti. 5000 çalışanı olan Donatım Fabrikası’nı, Tank Palet’i, Şeker Fabrikası’nı mumla ararız. Türkiye, O Köy-Köylüleri ise yana yakıla arar!

YHT denilen, Yüksek Hızlı Tren her yanıyla Sakarya’yı yıktı geçti. Daha büyük YHT yıkımları da yolda. Tank Palet’ten bile büyük yıkımlar ulaşımdan geliyor.

Tüm yönlere enine boyuna yapılan kara yolları ile eşsiz tarım arazileri yok edildi. İlimizde yapılan bir tek barajın su tuttuğunu görmedik?

Projede, Eğitim de, OSB-Sektörel Abartıda, GIDA da, SU da, İşsizlikte hep kaybedeniz. Şu gün, kazanan bir avuç sektör de siyasete mecburi(?) destekçi.

“ 50 Yıl öncenin ÜRETEN-SATAN-KAZANAN, BÜYÜYEREK GELİŞEN SAKARYA’SI YOK ARTIK!” denilince höykürülmesin! Sakarya tüketerek geleceğini yiyor!

Sakarya’nın hiç Cumhurbaşkanı, Başbakanı, BAKAN’ı olmadı. Demek ki, doğru, iyi siyasetçi seçemiyoruz. Yeter gari; HADİ İNŞALLAH: -)