Rahmetli Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel Türk Tarımı için çok büyük yatırımlar-eserler yapmıştır. Boşuna,“ Barajlar Kralı !” da denilmemiştir.

Ülkenin en büyük sulama projeleri ile Harran Ovası’nı ihya etmiştir. Sonra görev alan hükümetler, O yapılanlara bile yeterince katkı vermemiştir?

Ki; rahmetli, İslamköylü Çoban Sülü !” denilmesinden de tek gün şikayet etmemiş; BİR TEK DAVA DA AÇMAMIŞTIR!

Demirel çok iyi yetişmiş bir mühendisti. Ticaret ve Sanayinin her ülke için ne kadar hayati önem taşıdığını herkesten iyi bilirdi. Ve;

Sakarya’da, AKOVA’nın yüreğine kurulan OSB alanına karşı olanlara,” Bu tarlalarda ne ekildiği, kaç kişinin her yıl ne kadar kazandığı bilinir.

Tarım arazisi tabii ki çok değerli. Ama, OSB’de yüzlerce fabrika kurulacak, 10 binlerce insan çalışacak. Burada her eve yüzlerce ekmek kapısı olacak.

Burada üretilen mahsullerden yılda şu kadar para kazanılır. Ama, şimdi O parayı OSB’deki tek fabrika 1 ayda kazandırır.

Tarım çok önemli, ama sanayisiz de olmaz!” gibi, çok eksik ve fazla yorum kattığım sözlerle, Sakarya 1.OSB’nin açılışını da yapmıştı.

Cumhurbaşkanı Sn. Demirel’i rahmetle anıyorum.

12 Eylül 1980 sonrası ise Sakarya için, ünlü gazeteci-yazar Oktay Akbal’ın, ” Önce ekmekler bozuldu!” romanı gibidir.

ÖZAL ile T.C.’nin bütün ayarları ile oynandığı zamanlar başladı. Çünkü, T.C. Devlet Planlama Teşkilatı’nın ıcığını cıcığını en iyi bilen İŞ ustalarındandı?

Özal’ın,“ Benim memurum İŞ’ini bilir!” sözü sanki ülke kimliğine kazınmıştır. O gün, Özal zamanını bile çırak çıkaran siyaset palazlanmaları görülemedi?

Türkiye, Köylerini, tarım arazilerini, su, orman ve madenlerini, yaylalarını; doğasını kökünden kazıyacak günlere nasıl yüründüğünü anlayamadı.

Eminim ki; İŞ’i bu hale getirenler de, doğup büyüdüğü toprakların tüm doğasını-insanını ne hale getirdiğinin bugün de farkında değil.

Türkiye; Hayvan ve Süt ithal eder mi? Yahu utanıyorum, Saman, Arpa, Mercimek ithal eden bir ülke olabilir miyiz?

Bunu yaptık; öteye de geçtik. Sakarya’da, sadece son 20 yılda yok edilen köyleri, meraları, gıda çeşitliliğini saymaktan artık utanıyorum.

Hala da, kulağa küpe mi takılıyor? “ Kimse Türkiye’de İktidar olmayı hayal etmesin. Kendileri için iyi olmayacağı bilinsin!” gibi sözlerin arkası okunur.

Çünkü, Köy ve Köylü bile bugün içinde yaşadığı gerçekleri şu gün çok daha iyi görüyor ve konuşuyor. Çarşı Pazar da, esnaf tüccar da, nakliyeci de!

Hatta sıra; Sanayicinin elindeki servetlere gelir gibi? Ülkenin maddi kaynakları tükendi. Şimdi bankalar, büyük sanayici-tüccarlar var?

En son, tükenişin somut örneği ne? Ülke köylüsü devlet-kooperatif kredisi ile aldığı traktörlerin borcunu ödeyemiyor! Ahırlar, inekler, evler ipotekli: -(

Çünkü, ektiği hiçbir tarım ürününden para kazanılmıyor.

Tohum parası uçmuş; gübre, zararlı ile mücadele ilaçları daha beter. Allah’ın suyu deli para; mazot-benzin fiyatı akla zarar.

Ama, köylünün mahsulünün piyasadaki fiyatı ise 1-2 yıldır nerdeyse aynı.

Köylünün traktörü elinden alınıyor; hayvanını, tarlasını satıyor; borcu bitmiyor. Artık; köylüye KEFİL OLANLAR İCRAYA VERİLİYOR? Kefil de yanıyor!

Yazı girişinde köylüye,” AKP’lileri kefil yapın!” dediğim belki şimdi anlaşıldı?

20 Yıl sonra belediyeler ancak şimdi; tarım, köy köylü, gıda için ne büyük uğraşlar verdiklerini her gün bağıra bağıra anlatmaya çalışıyorlar.

Acaba; Köy-Köylü şimdi uyanmış gibi görünenleri Kefil yapsa kurtulur mu?