‘’Çok borcum var diyorum sana neden anlamak istemiyorsun. Hayır, bu parayı bir de ‘’İşe yatır.’’ diyen çevremin sözünü dinledim. Ben bunu işe güce değil de kendime yatırsam hayatı yaşardım, bankaya yatırsam da faiziyle geçinirdim. Ah, benim akılsız başım ne diye dinlersin insanları herkes sanki ekonomi uzmanı! Bende de suç var, bildiğini okusana. Ne dinliyorsun onu bunu. Yanlış anlama kardeşim sözüm meclisten, oturduğumuz masadan dışarı ama çok kızgınım. Ne olacak şimdi? Hayır, kendimi öldürmeyi düşünsem o da bir sorun. O kadar çok fazla seçenek var ki. Hangisini yapacağım. En az acı çekeni mi seçeceğim yoksa cesedimi bulanların daha az benden iğrenmelerini düşüneceğim bir yol mu bulacağım. Kendimi assam olmaz, dondurucuya kapatsam o da olmaz. Arkadaş burada bile kararsızım. Dur buldum! Rus mafyasına para verip kendimi vurdurtsam. Olmaz mı? Ne dersin?’’

‘’Abi boş ver o işleri. Hem onlara nasıl ulaşacaksın. Ulaştın diyelim adamlar uluslararası çalıştığından senden çok para isterler. Onlar seni borçtan kurtarır da o borç senin yakınlarına kalır. Kendini öldürmek sadece sana fayda sağlar. Hem sen nasıl böyle düşüncelere girebilirsin. Yalanım yok, bu hayatta gördüğüm en neşeli, keyifli insan sensin be abi!’’

‘’Doğru diyorsun ya. Ruslara gitsem para isterler. Hem de çok para. Nasıl bir hayat piyasası arkadaş bu. Kendimi öldürtmek istesem o bile parayla. Kim kurmuş bu düzeni? Kendi canım değil mi? Yaşarım da ölürüm de. Kime ne? Doğru diyorsun ya bakma böyle konuşuyorum da bir şey yapacağımdan değil. Bir yol, bir hâl bulacağız elbet kapatacağız bu borcu. Yemeyeceğim, ödeyeceğim. Giymeyeceğim, ödeyeceğim. Yapacak bir şey yok. Artık komik olmayan şeylerin mizahını yapıyorum. Bu borç, bu yaşam şekli bu hale getirdi beni. İzah edemiyorum ben de mizah yapıyorum. Ne yapayım? Ağlayayım mı? Cidden sen beni bu kadar düşünüyor muydun? Sağ olasın kardeşim. Gönlünü ferah tut. Ben olabildiğince hayat denen bu keşmekeşte kendime ufak bir yol bulup akmaya devam edeceğim. Bak, duydun mu lafı? Güzel laf oldu.’’

‘’Sen öyle ölümden konuşunca, ben de korktum açıkçası. Konuşmaya başladığında kendi kendine zırvalıyorsundur diye düşündüm sonra ölüm çeşitlerini saymaya başlayınca ciddisin sandım. Korkum o anda başlamıştı fakat içimden gelen bir ses de ‘’Yok o kendini öldürmez. Merak etme.’’ diyordu. O söze o kadar inanıyordum ki o yüzden çok karışmadım. Sonrasında da tutamadım kendimi. Düzelir be abi. Merak etme. Neler düzelmedi ki? Ne günler geçmedi ki? Değil mi ama?’’

‘’Doğru diyorsun. Bir şekilde atlatacağız bakalım. Hadi, ben kaçayım eve doğru gideyim. Bu sırada da düşünmeye başlayayım bu borcu nasıl kapatacağım. Hay, sistemleri batsın! İş yapacağız diye para alıyoruz iş olmuyor görüyorlar, biliyorlar da sonrasından da iş olmadı diye benden para istiyorlar. İşin garip kısmı iş tutsa benden yine para isteyecekler. Her koşulda ben para veriyorum bir de iş yaptım diye. Neyse haydi sana iyi akşamlar kardeşim. Borçsuz gün ve gecelerin olsun.’’