Sevgili okurlar,
Her yıl 24 Nisan tarihi itibari ile Türkiye'yi, "Sözde Ermeni Soykırımı" ile suçlayan, Ermenistan dışındakilerin (Diaspora) hedefinde olmak, "elbette gülünüp geçilecek bir olay" değildir?..
Hedeflerinin, Türkleri, tarih nezdinde "Katil Türkler" olarak göstermek, "tazminat ve toprak taleplerinin" yatığını bilmeyenimiz mi var?
Bir Milletin, "topraklarını savunması, ırz, can, mal ve namusunu korumasının", ne demek olduğunu hatırlatmak isteriz!..
Bu, bir vatan savunmasıdır..
Kaldı ki, burada, "bir tehcir(yer değiştirme)" söz konusudur..
Gelelim, asıl yurtdışı mecralarda neler oluyor, neler biti yora?
Belçika'da yaşadığım süre içinde, bir Türk vatandaşı, bir gazeteci, bir yazar, bir sivil örgütün başkanı olarak, "Sözde Erdmeni Soykırım iddialarına" maruz kaldığımı paylaşmalıyım!..
Kaldı ki, Ermenilerin önderliğinde kurulan "ASALA denilen terör örgütü mensuplarının, genç bir Türk diplomatı olan Dursun Aksoy'u 1983 Yılında, evinden çıkıp işine giderken, şehit etmesini" unutmak olmaz!

ASALA TERÖR ÖRGÜTÜ CİNAYETLERİ?
Ayrıca, "bu süreç içinde katledilen birçok Türk diplomatının ASALA denilen terör örgütü kurbanı olduğunu", hatırlatmama gerek var mı?
"Bu cinayetleri, tarihte olup, bitenlerle eşdeğer görmek, hasma ne ve düşman tavırlar içinde olmak", hangi yasal gerekçelere, sığdırıla bilinir ki?
Kaldı ki, "Taşnak Partisi'nin, İttihat ve Terakkî erkânının öldürülmesi kararı", üzerine, "suikastçı Soğomon Tehliryan 15 Mart 1921 tarihinde Talat Paşa'yı Berlin'in Charlottenburg semtindeki Hardenbergstrasse'deki evinin önünde, yakın mesafeden başına ateş etmek suretiyle öldürmesi", tarihte olup bitenlerden intikam alma duygusuyla işlendiği, tarihi bir gerçektir..

SÖZDE, SOYKIRIM KARARLARI ALDILAR?
Başta, Avrupa Birliği(AB) kurum ve kuruluşlarının, ülke parlamentolarının yanı sıra, bölge parlamentolarının, "Türkleri 1915 Olayları ile ilgili olarak, suçlu ve katil gösteren kararları" hiçbir şeyi ifade edemez!
Bu manada, Belçika'da Türk sivil önderleri tarafından oluşturulan " Talat Paşa Komitesi ve Platformu"
 başkent Brüksel'de, birden fazla, protesto gösterisi, panel, konferans düzenleyerek, hem ülkede yaşayan Türkleri ve hem de Belçikalıları bilgilendirmişlerdir..
Maalesef, "yıllardır bu konuda tık" yok!

TÜRKLERİ TAKİP?

Çocuklarımız, okullarda, çalışanlarımız işyerlerinde, siyasetçilerimiz, girdikleri siyasi parti kadrolarında ve meclislerde, "sözde Ermeni soykırım iddialarına" hedef olmaktadır!..
Bu manada sürdürülen mücadelelerin rengi değişti, karşı tezler, Türkiye tarafından, sanki rafa kaldırıldı?
İnşallah öyle değildir!
Üzülerek ifade edelim ki, Türkiye'nin, "sözde Soykırım iddiaları" karşısında, " iki taraftan da kurbanlar var" yaklaşımı ile sorunun çözüleceği sanılmasın?
Türkiye'nin karşısında, güçlü bir Ermeni diasporası ve bu konuda meclislerinden "soykırım kararları" çıkartmış olan, devletler var?

Bizler ise, savunmada bile değiliz!?
Ne yazık ki durumun özeti budur!

BAKANI BİLGİLENDİRDİ?
Bu konuda, yaşadığı Hollanda'da çalışmaları ile öne çıkan, birçok karşı gösteri, panel, konferansta görüş ve düşüncelerini paylaşan, Sosyal Antropolog ve Etnograf
Soykırımlar ve Terörizm Araştırmacısı, değerli dostum Sefa Yürükel'in, zamanın Hollanda İçişleri Bakanı'na gönderdiği mektup içeriğini paylaşarak, konunun ehem niyetine dikkat çekmek istiyorum..
"İçişleri ve Krallık Bakanlığı
Lahey.
Kime: Santa Hanoeman
Sayın İçişleri Bakanı, 20 Ocak 2020.
Bakanlığın mektubunda Ermeni meselesine dair görüşümüz sorulmuştu.
7 Noktaya ilişkin görüşümüzün bir özetini alacaksınız:
1) Eyaletlerin, parlamentoların veya belediye meclislerinin bu konuda, hiçbir yasal yetkisi yoktur.
Tartışmalı 'soykırım', çünkü bu uluslararası bir suç meselesi, yalnızca bu tür konularda uzmanlaşmış "uluslararası bir mahkeme" duruşma yapabilir.
Bu nedenle yetkisiz kurumların, verdiği tüm kararlar uluslararası hukuka aykırıdır.
2) Soykırımla ilgili maddeler 1948 BM Sözleşmesi'nde yer almaktadır.


SOYKIRIM DAVALARI?
Sonuç olarak, bu anlaşma yalnızca 1948'den sonraki soykırım davaları için geçerlidir.
1915 Yılında Ermeniler ile Osmanlı İmparatorluğu arasında tartışmalı olaylar yaşandı.
Bu anlaşmanın gerçekte uygulanamadığı yer. Bu bariz nedenden dolayı kişi şunları yapabilir:
Hukuki açıdan bakıldığında, Ermeni meselesinde "soykırım" sözcüğünden söz etmeyin.
Yetkili bir kişi tarafından dahi olsa, uluslararası mahkemede, hiç kimse yargılanamaz ve mahkûm edilemez.
3) Strazburg'daki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 15 Ekim 2015'te karar verdi.
Ekim 2015'te sözde 'Perinçek davası'nda insanların özgür olup olmadığı sorusu, bu olaylara 'soykırım olsun ya da olmasın' deme hakkına sahiptir.
Bu mahkeme sonunda bu konunun 'İfade Özgürlüğü' kavramı kapsamına girdiği sonucuna varıldı.


İSVİÇRE DAVAYI KAYBETTİ..
Herkes onun lehinde veya aleyhinde olmakta özgürdür. Avrupa Haklar Mahkemesi Strazburg'da halkın büyük bir kısmı 1915 olaylarını soykırım olarak bile görmüyordu.
AİHM bağlantı kurulamayacağı sonucuna vardı.
Holokost ile 1915'te Ermenilerle ilgili olaylar arasında, Mahkemenin kararına göre, İsviçre, Perinçek'e açılan davayı kaybetti:
Perinçek'e bu nedenle izin verildi.
Ermenilerin 'soykırım' iddialarını reddetmekte özgürsünüz.


HOLLANDA'NIN KARARI?
4) Hollanda parlamentosunun 2018 yılındaki kararı uluslararası görüşe aykırıdır.
Bu siyasi bir karardır ve BM soykırım sözleşmesine göre yasal ve geçerli değildir.
Bu, Hollanda'nın Türkiye'ye karşı siyasi tutumu olarak değerlendirilebilir.
5) Hovhannes KAÇAZNUNI, Ermenistan'ın ilk Başbakanı kuruluşundan kısa bir süre sonra şunu yazdı:
1925 yılında yazdığı kitabında şöyle diyordu: "İngiltere ve bazı Türkler tarafından kışkırtıldık.
Haklı olarak Türkler, vatanlarını savundular, onlar haklıydı, biz hatalıydık."
Günümüzde İngilizce, Almanca, Fransızca ve İspanyolcaya da tercüme edilen bu kitap, en önemli o zamanın başkanı ve lk Ermeni Başbakanı tarafından telaffuz edilen, tarihi bir belge..


ARŞİVLER YALAN SÖYLEMEZ!
6) Arşivler 1915 olaylarının gerekli hareketler olduğunu gösteriyor.
Böyle bir Olağanüstü hal ve işgal hallerinde hareket etmek tüm devletlerin ve devletlerin meşru hakkıdır.
Soykırımın bir parçası olarak görülmemelidir.
7) Ekteki belgelerden tartışmalı Ermeni meselesinin olduğu sonucuna varabilirsiniz.
1915 olayları sadece hukuki değil, aynı zamanda bilimsel de olabilir, bakış açısı soykırım olarak değerlendirilemez.
Ekteki belgeleri tarafsız bir bakış açısıyla dikkatle okuyacağınızı umuyoruz.


KARARI GÖZDEN GEÇİRİNİZ!
Hollanda parlamentosunun kararını yeniden gözden geçirmesini ve kararı geri çekmesini talep ediyoruz.
Yukarıdakiler göz önüne alındığında, bu bir soykırım değil, bir yerinden etmedir."

Konuyu irdelemek, gündemde tutmak, insanımızı bilgilendirmek, Türkiye dışında yapılanlara dikkat çekmek bizim görevimiz..
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni temsil için yurtdışı görevlerde bulunan ve "Türk" oldukları için şehit edilenleri şükran ve minnetle arıyoruz.
Mekanları cennet olsun!
Yusuf Cinal yazıyor, 26 Nisan 2024