Sevgili okurlar,
İnter-Media Bruxelles Yayınları olarak Belçika’da Türk Toplumu’na, medya hizmetinde bulunuyoruz..
Bir vakıf olarak, gelir amacı gütmeyen hizmetler üretiyor ve bunların gerçekleşmesi için büyük özen ve çaba gösteriyoruz..
Bu yolda bizlere, destek veren iş adamları, sivil örgütler ve siyasi kişilikler var..
Hepsine teşekkür ederiz!..
Ara sıra Belçika’da olup bitenleri sizlerle paylaşıyorum..
Bunu, “bir karşılaştırma yapasınız” diye yapıyorum..
Bakınız, İnter-Media Bruxelles Vakfı bünyesinde “Erasmus” projeleri bağlamında, staja gelen üç pırıl, pırıl öğrencimiz var..
Bunları havaalanından itibaren alıp, konaklayacakları alana yerleştirdik, staj yapacakları adresi gösterdik ve bunlara üç ay boyunca yaşayacakları Brüksel’i ve dolayısıyla Belçika’yı anlatıyoruz..
Öğrencilerimizin biri Erzincanlı, biri Çanakkale ve diğer İzmirli..
İki kız, bir erkek ile medya öğretisi içinde haberler peşinde koştuğumuz gibi  fotoğraflar çekiyor, işin püf noktasını öğreniyor ve daha sonra kamera arkasına ve önüne geçerek, görsel çalışmalara da imza atacağız..
İstiyoruz ki,Türkiye’ye donanımlı dönsünler, hizmet etsinler!

ÖNEMLİ DİPLOMATİK KENT?
Elbette Brüksel gibi önemli bir diplomatik kentte yaşamanın hazzı bir başka..Ama Brüksel’inde güzellikleri kadar sıkıntıları var..
Bir bakıyorsunuz, belediye yönetimleri değişiyor, bölge ve federal temsilciler değişiyor ve yeni projeler ile şaşırabiliyorsunuz?
Mesela şehir içinde trafik akış hızı 30 Kilometreye düşürüldü..Kasisler kondu, kazıklar dikildi, bisikletliler için tüm güzergahlarda alanlar açıldı ve yol işaretleme çalışmaları bitmek bilmiyor..
Öyle Türkiye’de olduğu gibi belideyeler kaldırıp,söküp,yeni taş döşeme peşinde değil..
Sadece yeni sistem internet ve diğer hizmet kabloları döşemek için yollar,caddeler kazılıyor..
Ama bu kazı işlemleri günlerce sürmüyor..
İnanmayacaksınız ama tüm bu işleri Türk işveren ve işçileri yapıyor..
Tabelalar konuyor, görüşler alınıyor, tedbirde sınır yok ve kazma vuruluyor.. Kısa zamanda yol, cadde, tretuar aynen eskisi gibi teslim ediliyor..
Bunları elbette anlatmamın bir sebebi var?
Gelen öğrencilerimize, bilende, bilmeyen de bir şeyler anlatma gereği duyuyor..
Neyi, ne kadar biliyorsun be kardeşim?

YAŞADIĞIMIZ ÜLKEYİ KARALAMAK?
İşte bu noktada karalama, korkutma devreye giriyor..
Hele kız öğrenciler bundan çok etkileniyor..
Evet, Brüksel sorunsuz değil ama, başka sorunlar yanında, dikkate alınacak ne var ki?
Bir de bu karalamayı yapan kendi insanımız olunca, insan ister istemez hayıflanıyor..
Bunu Türkiye seyahatlerinde yapanlarda çok! İnsan, ekmek yediği, yaşadığı, geleceğini aradığı ülkeyi neden karalar acaba?
Bundan Türkiye’dekilerin ne menfaati olabilir?
Beğenmiyorsan, “çek git” be kardeşim!?
Kaldı ki, sana “çek git” diyen de yok!
Paşa, paşa maaşını alıp, yan gelip yatıyorsun!
Ah be kardeşim, Brüksel yaşanmaz ise, burada ne işin var?
O zaman özlediğin, sevdiğin, sorunsuz ülkeye, kente taşın!?..
Gençlerin kafasını karıştırmaya, ne hakkın var?
Evet, Brüksel’in 19 İlçesi arasında,  sosyal, ekonomik ve kültürel yaşam farklılık gösteriyor..
Kaldı ki, Belçika’nın üç siyasi bölgesinde bile, “milli gelir dağılımı” çok farklı..
Flaman bölgesinde milli gelir, fert başına 57 Bin Dolar iken, bu rakam Brüksel’de 23 Bin, Wallon kesiminde 17 Bin dolar seviyesinde..
Milli gelir dağılımının farklılık gösterdiği bir ülkede, yaşam kalitesi herşeye rağmen mükemmel..
Mükemmel olmazsa, 1961’lı Yıllardan itibaren Türkler, buraya akın eder mi? Burada yeni bir yaşamı benimser mi?
Gelin bu noktada, Belçika’nın Flaman kesimi yerleşim birimlerinden Genk kentinde yaşayan, bilgisayar uzmanı ve danışman Hakan Çeliköz’e kulak verelim:

MÜLTECİ KRİZİ?
“Son aylarda, günlerde “mülteci krizinin” dönüp, dolaşıp, bizlere doğru bulaşmasına doğru gidiyoruz! ..
Bazı arkadaşlar ile değişik yollar ile istişare ettiğimiz zaman, farkına varıyoruz ki, bir tedirginlik var?..
Artık burada yıllardır yaşayan, çalışan, emek sarf eden çocuklarımız için çabalayan bizler, “Türkiye’deki siyasetinin”, buraya taşınması ile zor günler geçiriyoruz. Demkem o ki, bu “türkiye Siyasetini” Belçika’ya, Avrupa’nın diğer ülkelerine taşımaktan vazgeçelim! İşin ciddiyeti ortada,vazgeçmek ne kelime,mecburiyetindeyiz!
Allah korusun, ülkemizde baş gösterecek bir “etnik kaos “, olumsuzluk, bizleri burada bile felakete sürükleyecektir …
Bırakalım artık, “Ocu, bucu, sucu, onlar, bizler, sizler”, ayrımını! ..

ESKİSİ GİBİ OLMAMIZ GERİKİYOR!
Birlik, beraberlik içinde, bir olmamız kenetlenmemiz lazım, tekrar eskisi gibi bir toplum olmamız gerekiyor!
Yoksa bizleri matematiksel işlemler gibi bölerek, çarparak, toplayarak, eksilterek, asimile ederek ve birbirimize düşürerek başarılı olanlar,daha da ileri gedebilir!?
Hayret ve ibret ile izliyorum, bazı kurum ve kuruluşları birilerinin vagonu olmuşlar, nereye gittikleri belli değil?…
Başta devletin temsilcileri, “ayrımcılıktan” vazgeçecekler, “bu toplumu bir arada, nasıl tutabiliriz”, projeleri, planlar yapması gerekiyor!..
Bu Belçika’ya gelip, gidenler, durumu görmüylor mu?
Allah korusun, önümüzde bizleri çok zor günler bekliyor!
Hem sevdiklerimizin can güvenliği, hem de yıllarca çalışıp, didinerek yapılan mal güvenliği ve geleceğimiz söz konusu?…
Artık birbirimize, köstek değil, destek olma zamanıdır!..
Nasıl bazı topluluklar, lobi çalışmaları ile çıkarlarının ve menfaatlerinin gereği, birliktelik yapabiliyorlarsa, bizlerde öyle olmalıyız!…
Siyasi görüş nedeniyle, birbirleri ile görüşmeyen, selam vermeyen bir topluluk olduk! Bu işin sonu nereye varır,bilen var mı?
Allah sonumuzu hayır etsin!
Saygılarımla..”

SİYASİ TARTIŞMALARIN KİME NE YARARI VAR?

Sevgili Hakan Çeliköz, başka konularda da görüş ve düşüncelerini paylaşıyor..
Maalesef, insanımız Türkiye’deki gelişmelerden çok etkileniyor.. “Oradaki tartışmaları, karşılıklı sataşmaları, atışmaları, iç hesaplaşmaları buralara taşıyanlar” çok..
Dikkat ederseniz, son 20 Yıl içinde Avrupalı Türklerin, bir araya gelerek, Türkiye lehine yaptığı etkinlik sayısı, bir elin parmakları kadar az?
Neden acaba?
Bunun nereden kaynaklandığını hepimiz biliyoruz!
Arntık, bu ayrıştırmaya, ötekileştirmeye, “sucu, bucu” tartışmasını bir kenara öteleyerek, “kardeşlikte, sevgide, birlik ve beraberlikte” buluşmalıyız..
Hem birbirimize, hem yaşadığımız ülkeye, hem de aidiyet duygusu ile bağlı olduğumuz ülkeye “haksızlık” etmeden, mutlu, refah içinde bir yaşam için kenetlenmeliyiz!..
Kısır siyasi tartışmaların, kimseye yararı yok!
Birliktelikten başka, çıkar yolumuz mu var?
Belçika ile Almanya ile Hollanda ile Fransa ile Türkiye’yi karşılaştırmak ta neyin nesi?
Beceriksizliğinizin mazereti dışarıda olamaz?
Yusuf Cinal yazıyor/13 Mayıs 2022 Brüksel