AK Parti Sakarya eski Milletvekili, AK Parti MYK Üyesi ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz son günlerde adeta şehrin gündemine oturdu.

   AK Parti’de icranın başındaki en önemli isimlerden biri olan, son günlerde Sakarya’ya gelen veya gelmesi muhtemel olan yatırımların önünü açan isim olarak anılmaya başlanan Ali İhsan Yavuz’un bir kez daha MYK üyeliğine seçilip seçilmeyeceği tartışılıyor.

  Malum; 23 Şubat’ta AK Parti 8. Olağan Genel Kurulu yapılacak.

  Kurul öncesi, Ankara kulislerinden sızan bilgilere göre; Ali İhsan Yavuz’un bir kez daha MYK üyeliğine seçileceğine kesin gözüyle bakılıyor.

   Ankara’da makamı ve gücü küçümsenmeyecek boyutta olan Ali İhsan Yavuz’un MYK üyeliğine yeniden seçilme ihtimalinin belirmesi, hatta netleşiyor olması Sakarya siyaset arenasında geniş etki yarattı.

   Bilindiği gibi; Ali İhsan Yavuz’un MYK ve Genel Başkan Yardımcısı olduğu dönemlerde Sakarya’da birçok yatırımın önü açılırken; yeni yatarımlar için de ciddi manada ödenek ayrılması dikkatleri çekti.

   Örneğin…

   Acil Durum Hastanesi, Kadın Doğum Hastanesi, 1000 Yataklı yeni hastane, Kuzey Anadolu Otoyolu gibi ilimiz için hayati önem taşıyan hizmetler Yavuz’un Sakarya’ya dönük hizmet üretme yaklaşımlarından bazıları olarak dikkatleri çekiyor.

   Ayrıca…

   Yavuz; Sakarya Milletvekillerine adeta abilik ve öncülük yaparak; ilgili Bakanlıkları tek tek ziyaret ederek, ilimizde halen yürütülen 21 farklı yatırım için 47 milyar 927 milyon TL ödenek ayrılmasına öncülük etmesi şehir adına ortaya koyduğu gayretli çalışmaların en belirgin örneği oldu.

   Ne diyelim.

   Yavuz; 23 Şubat’tan sonraki yeni dönemde de bu gayretleriyle gündeme gelir ve kazanan Sakarya olur….

   Unutmadan; Sakarya için her kim bir çivi çakıyor ise, bir tuğlayı üst üste koyuyor ise baş tacı yaparız…

    Söz konusu Sakarya ise gerisi teferruattır …

(Başlık) Bu şehre Ergun Atalay’ın heykeli dikilmeli!..    

   Ankara’da çok önemli değerlerimiz var.

   Ali İhsan Yavuz’u yazarken; Ankara’daki en önemli değerlerimizden biri olan Türk İş Genel Başkanı Ergun Atalay’dan söz etmemek hiç doğru olmaz, yakışık da almaz…

   Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakınlığı ile bilinen; yüreği her daim Sakarya için, özellikle de ulusal markamız olan Sakaryaspor için, yeşil-siyahlı renkler için çarptığını yakinen bildiğimiz Ergun Atalay zaman zaman eleştiri oklarının hedefi oluyor.

   O eleştiri okları; özellikle de Asgari Ücret tespitinin yapılacağı süreçlerde ortaya çıkıyor.

  Ve o oklar ki; yürekleri yaralıyor, gönülleri yıkıyor.

   Şöyle biraz geriye yaslanalım.

    Soruyorum sizlere; herhangi biriniz Türk İş Genel Başkanı olsanız o makamın gücünü nerelerde ve nasıl kullanırdınız?..

   Burada yazmak abesle iştigal olur ama hemen hepiniz tahmin edebiliyorsunuzdur.

   Neyse, anlaşılmıştır diyerek o kısmı pas geçelim.

   Durumu ve konumu anlamaya devam edelim.

   Bakın şimdi…

   Yazarken şahsen sıkılıyorum ama Türk İş Genel Başkanı’nın Ankara’da evinin dahi olmadığını biliyor musunuz?..

   Kirada oturuyor bu insan…

   Allah uzun ve hayırlı ömürler versin.

   Avukat bir oğlu var ve o da kirada oturuyor.

   Gösterseniz ya bana böyle bir duruş, böyle bir kişilik daha!..

   Başka bir örnek daha vereyim.

   Sevgili Ergun Atalay’ın kapısı bir dakika bile kapanmıyor.

   Siyasetçisinden, sıradan vatandaşına kadar, yurt içinden, yurt dışından gelenlerin gidenlerin ardı akası kesilmiyor.

   Bu ziyaretlerde Atalay’a gelen getirilen yükte hafif pahada ağır hediyeler var…(Fotoğrafta görüldüğü gibi)

   Durun bi dakika!..

   Şu çarpıcı detaya bakar mısınız…

   O hediyeler ne oluyor biliyor musunuz?

   Her birine numara verilerek Türk İş’in envanterine demirbaş olarak kaydediliyor. Bir tanesini dahi ne kullanıyor ne de evine götürüyor.

   Bilinmesini istedim o kadar. 

   Ergun Atalay dünyevi işlerle uğraşırken uhrevi işlerle, öteki dünyadaki nizamı da asla ve kat’a unutmayan ve yaşamanı öna göre dizayn eden bir insan…

   Sizler; yani malum kişiler Ergun Atalay’ı eleştirmeye devam etsinler.

   Belki abartılı olacak ama ben de; bu şehre Ergun Atalay’ın heykeli dikilmelidir diyorum…

    Biliyorum.

   Kendisi bu ifademe de karşı çıkacaktır. Amma velakin başka türlü bu değerlerimize nasıl sahip çıkmamız gerektiğini anlatmakta zonlanacağız… 

    Diyoruz ki; makamlar hiç kimse için baki değildir. Aslolan şu fani dünyada hoş bir seda bırakmaktır…

    Bilmem anlatabildim mi?..