AKP Ağrı MV. Cesim Gökçe, Cumhurbaşkanı’nın 51 AKP MV. İle yaptığı sabah kahvaltısında, “ Ağrı’da yapımı süren devlet hastanesi 10 yıldır bitmedi efendim, bilginiz olsun.” Demiş.

Cumhurbaşkanı Sn. Tayyip Erdoğan kızmış ve, “ Ağrı’ya gittiğimde bunun hesabını soracağım., fena fırçalayacağım.” demiş.  

Sn. Erdoğan ertesi günü Ağrı’ya gidecekti. Gitti mi, sordu mu, n’oldu bilmem?

                                                                 **

Ama, şunu bilirim; AKP Sakarya İl Yönetimi ve milletvekilleri şuna mecburdur. Cumhurbaşkanı Sakarya’ya gelince 1 Babayiğit AKP Milletvekili çıksın:

“ Sayın Cumhurbaşkanım; SAÜ Tıp’ı biz-hepimiz 2007 yılında kurduk. 2010 Yılında ancak iyi bir Ortaokul Binası büyüklüğünde Morfoloji Binasının temelini attık.

Oysa, 2009 Yılında öğrenci almaya da başlamıştık : -) Bugün 8 yıl bitti; O tek bina ve yanında 2 katlı ek de yapıldı. Ortada Tıp Fakültesi görüntüsü yok.

Tıp Öğrencisi pırlanta gibi gençler ve Akademik Kadro çok yetersiz imkanlarda Hekimlik Eğitimi almaya çalışıyor.” deyiversin.

                                                               **

AKP İl’den de, 5 milletvekilinden de 1 milyon insan bir Babayiğitlik bekliyor.

Cuma günü akşam üzeri Adapazarı İzmit cad. SAÜ Araştırma Hast.’ndeydim. 2 sokak ötede bile araba koyacak yer yoktu. Otopark sıkıntısını anlatmıyorum.

Sakarya Tıp Fak. Bölgenin en donanımlı okulu olmalı. Orada 500-600 Hekimlik öğrencisi olursa; hastalar en güvenilir ellerde kontrolde olacaktır.

1000 Yataklı Hastane yapmayı artık ağzına bile alamayan milletvekilleri; AĞRI MV. gibi, Cumhurbaşkanına SAÜ Tıp Fakültesini bile söyleyemezler.                                                                   

                                10 YILLIK OT PARASI ÖDE, MERALARI YOK ET;

                                     HALKA GÜRCİSTAN ETİ YEDİR

Muhteşem bir gezi rehberi bize Şu dersi verdi. Gezdirdiği yerdeki çağdışı işleri gösterip,“ Her şeye siyasi icazet göz yumdu. Yolu Onlar açtı, Onlar çözecek.

 Söyledik, umurları olmadı. Şimdi SEÇİME GİDİYORLAR (!), emrimizde olduklarını göstermek için evlerin kapılarına, hastanelere kadar gelecekler.  

Anamızın, babamızın, dedelerimizin mezarlarına kadar gidecekler; Onların kan guruplarını bile bilecekler. Bunları yutarsanız, Siz bilirsiniz gari?”  

                                                              **

Eşinizin, çocuğunuzun işi gücü, geçim zorluğu, her an alnınıza bir suç lekesi yapıştırmanın akıl almaz korkusu artık Halkı akılcı kararlara yöneltmeli.

Çark Deresinin batısındaki ve Serdivan Köyünün dört yanındaki ahır kokularını belki bin kere yazdım. Yahu; şurası Çark Mesire, şurası deri fabrikaları idi : -)

Tamam; şehrin o noktalarında olmazdı. Tarıma verimsiz yerde kurulacak çok sayıda Sektörel Alanlar neden becerilemedi.

Çare asla, Köy ve Meraların yok edilmesinden geçmemeliydi. Sakarya’da son 15-20 yılda haritadan silinen Köy ve Mera sayısını unuttuk.

Hesabı şimdi halk ödüyor. İnsanlar Gürcistan’da kilosu 5 lira olan kırmızı eti vücuduna sarıp, Türkiye’ye kaçak getirip satar mı?

                                                                **

Milletvekili seçtikleriniz, tüm bu çağdışı yaşananlara karşın, eğer TBMM’de meraları yok edecek yeni Mera Kanunu çıkarırsa, Halkın tokadı konuşmalı.

Söylenen şu; Yeni Mera Yasasına göre,“ Bir Mera başka işler için kullanıma açılacaksa; Açacak (?) olan O Meradan gelecek 10 yıllık Ot Parasını ödeyecek!”

Belki de bu yasa çıktı, çıkıyordur. Yarabbi, nasıl bir ülkede yaşıyoruz biz?

                             KENT DÖNÜŞÜMÜ PLANLAMA İFLASI GİBİ

Sakarya Üniversitesi’ni ve ilçelerdeki tüm okullarını, gerçekçi bir Sakarya Gelişim ve Dönüşüm Hesaplaşması için, 1 yıl kapattığınızı düşleyin.

Hadi, “ Sakarya Ekonomisi ve Sosyal Yaşamı dünya standartlarında bir Gelişim ve Dönüşüm süreci yakaladı.” diye üfürenler konuşsun?

                                                                   **

Üniversitemiz olmasa; son 10 yıldır zirve yapan ve yüzlerce sektöre servet kazandıran bunca inşaata bile alıcı bulamazdık.

Yani; çimento, arazi pazarlama, taş-top, çiçek-ağaç, emlak, kamyon taşımacılığı- iş makinaları gece gündüz kazanmaya kilitlenemezdi.

                                                                   **

Ama, her konuda olduğu gibi, biz duracağımız yeri iyi hesaplayamıyoruz. Şehir bitti, şehir. Bina yapacak, yaşam üğretecek yer kalmadı…

Heyyy, Gökçeören Bataklığı’na bile geldi dayandı inşaatlar.

Şehirde huzurlu, rahat hayat öldü, ölüyor. Şehir bir karar vermeli.

                                                            **

Kat artırmak için birileri deli dana gibi çırpınıyor. Yahu, şu anda şehir yaya ve araç ile zaten kilitlenmiş halde. Kat artırsan, nüfus ikiye katlar.

Erenler Dönüşüme daha yeni gittim. Tek ve iki katlı evlerin sokaklarından geçmek zor. 4 Kat olur, nüfus katlanır, orası 2-3 yıl sonra hiç yaşanmaz olur.

“ Sakarya’da, hiçbir Allah Kulunun delemeyeceği Kent İmar Planı artık tek şart!” diyorum. Kendim yazıp, kendim inanıyorum; siyaset bildiğini okuyor.