Böyle uygulama akıl işi değil. Zabıta da, Esnaf da, Ticaret ve Sanayi Dünyası da halktır. Her esnafın başına bir zabıta dikecek devlet de olmaz.

      O uygulama ve “Şikayet edin!” sözü, Serbest Piyasaya, rekabete de aykırı.  Durumdan sıyırmak gibi olmuş.

      Siyasette şu gerçeği açıkça paylaşmalı. Ülke ekonomisi yönetilemedi, zora girdi. O zaman; Siyasi İktidar samimi çözüm arayacak, samimiyet paylaşacak!

                                                               ***

       Hem de, Samimiyeti halk ilkin Seçilmiş Yönetenlerde görecek!

      Sakarya’da siyasi gündemi görüyoruz. Esnafın tepesine zabıta gönderdik. Peki, Kamu paraları nerelerde çarçur ediliyor?

      Yerel Seçim var. Hemen her gün Kamu-Belediye etkinlik adı altında; açılışlar, Ortak Akıl (?) konferansları, bir dolu “biz bize faaliyetler(?)” var! 

       Bu etkinlikler için harcanan kişisel ve kamu paraları ile her ay 1 okul yapılır. Evet, Öyle böyle değil; her ay 1 okul!

                                                            ***

      Pazarda, Çark Caddesi’nde, Uzunçarşı’da, AVM’lerde kim ve kaç zaman zabıta dolaştırabilir? Bakın, Yerel Seçime kadar zaten asla dolaştırılamaz!  

      Kamu ve Belediye harcamaları da tasarruf kapsamıma alınmalı. Sendika Başkanı, katrilyonluk makam otosu için, “İşçinin parasıyla aldık!” diyebilir mi?

      Her gün, her yerde Kamu Açılışı, Temel Atma törenleri için görevlendirme var. Devlet parasıyla siyasi seçim harcamaları yapmanın cılkı çıktı. Esnaf, tezgahına zabıta gönderen siyasete ilkin bunu önleyecek.

                                                            ***

     Gençler de, büyükler de; tüm halk sıkıntılara göğüs germeye hazır da;

      En mukaddes emirleri Siyasilere halk bizzat hatırlatmalı.

      Dini kurum ve kuruluşlar bile tevazuyu, tasarrufu umursamıyor gibi? Diyanet Bütçesi birkaç bakanlığın toplamından büyük. Ama 2018 Bütçesi daha ekim gelmeden bitmiş? Galiba baba ek bütçe de verilmiş?

      Cumhurbaşkanlığı Bütçeleri, TBMM harcamaları da bilinemiyor mu?

      Bakın; bir Ekonomik Seferberlik başlatmak zorundaysak, İşe en tepeden başlanmalı. O örnek, Halkın tümünü harekete geçirir. Yoksa, ekonomi zorda!

                                                                    ***

      Gidişat belli. “Altın bozdurun! Yastık altındaki, bankadaki dövizlerinizi getirin!” benzeri, bin nazik davetle sadece halka çağrı yetmiyor.

       Halk, Siyasi Ahvalde ve İktidarda hiçbir harcama sıkıntısı olmadığını görür. Kendisini garantiye alması gerektiğini anlar. Eskiler buna “tedbir“ mi derler?

      Belediyeler niye frene basmaz! Yerel Seçim var diye, her gün yeni yeni proje vaatleri uçar mı?  Sakarya’da belediyeler gırtlağa kadar borçlu değil mi?

      50 yıldır bu şehirde olan biten nerdeyse tüm törenleri, toplantıları izlerim, bilirim. Yok böyle harcamalar, böyle rahatlık! Haaa, ne var?

       Doğru haber ve yorumları yazan gazete ve gazetecileri, reklam vermemek tavrıyla öteleyenler kendine yapar. Mazide bunu yapanların bugün hiç birisi yok. Ama Şehir dimdik yaşıyor, gazeteler, gazeteciler hala görev başındalar!

       Ayrımsız Hepimiz; ya Halkın istediği gibi ve Halk-Şehir-Ülke için var olacağız, ya da mazinin unutulmuş sayfalarına gönderileceğiz!     

                                   NE ADAY, NE DE PARTİSİ UMURUM;

     Evet; Yerel seçim’de önceliğim; Şehrim, Topraklarım ve Halkımızın geleceği! 

      İktidar da, muhalefet de, işine geldiği zaman 1 milyon Sakaryalı der. Seçim bitsin, Seçilen birkaç gün sonra sanki “Alemin Kralı!” gibidir.

     Siyasiler şu anda çok centilmenler. Ayrımsız Kardeşlikten, Komşuluktan söz etme zamanları! İyi de, Medya zaten her zaman, 365 gün Şehriyle öyle!

      Erdemli Sakarya Medyası; Halk ve Şehir Adına yapılan yanlışları takip etmeli. Hiç kendisini de sansürlemeden, doğruları olduğu gibi yazmalı!

      Şehre ve Halkına, neyin, ne zaman zarar vereceğini bilemeyen medya zaten yaşamaz, yaşayamaz. Şehrin ve Halkın samimi dert ortağı da basındır.

      Gazete almamak, reklam vermemek gibi ayıplı, çirkin yollara girmek yanlış. Basının kapısı; Çat kapı gelinip, konuşulmaya, sorun paylaşılmaya açıktır.

      Özelleştirip, ayıp edeceğim...30-35 Yıldır yazıp, herkesle, ama herkesle ekranlarda konuştum. Hainliğim, bir tek yalanım, çıkarım önüme koyulamadı. Ama O kadar çok Siyasi İsim, işlerimden kovulmam için emek harcadı ki?

      Oysa, hiçbir zaman hayatımı gazetelerden, ekranlardan veya siyasetten kazanmadım! Siyasetin dayattığını hissettiğim gazete ve ekranlardan anında ayrıldım. Çünkü, Onlara zarar verilmesini asla bekleyemem.

      Dayatılan işlerden ayrıldım. Ama manevi TEK Bir Güç hayat boyu şansımı hep açık tuttu. Bir tek gün kimseden iş istemedim. Sakarya’da, 55 yıldır iş bana teklif edildi. Medyadan bana hiçbir gün olumsuz bir kayıp gelmedi.

       Siyasiler, geldi ve geçti. Ama Basın ayakta. Bugün de medya, Siyasilerin; haklı- doğru her işlerinde ve katkı istediklerinde hiç Ayrımsız yanlarında…

       Ekonominin çıkışa geçmesi için uğraşta da basın her kesimle birliktedir.