Yeni ve zorlu bir haftaya girerken, gündem fazlası ile sıcak ve kalabalık olacak. Öncelikle Corono virüsü ve etkileri global piyasaları zorlayacaktır. Abd’de finansal piyasaları yeni zirveleri test ederken, global piyasalarda ki ekonomik verilerde ki gerileme, aslında geçen haftadan bize geri dönüş sinyalleri vermeye başlamıştı.

Alım iştahında ki isteksizlik, zirvelerde soğuk havaların esmesine sebep olacak gibi görünüyor. Dünya’da gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin hiç biri rahat değil. Kimisi sıkıntılar ile boğuşurken kimisi de bu olayları lehine çevirmek için mücadeleye giriyor.

Kriz her zaman her yerde fırsat olabilir. Tek yönlü finansal yatırımların empoze edildiği bu ortamda, kaybedenlerin karşılığı kazananlar olacaktır. Algıların yıkılması için eğitimin, bilinçlenmenin ve sorgulamanın şart olduğunu unutmamak gerekir.

Bizim ülkemizde ise sorunlar hiç bitmiyor. Erteleme sistemi üzerinden devam eden sorun çözme anlayışını değiştirmek zorundayız. Ekonomik dar boğazı hissetmeyen vatandaş kalmadı. Ülkemizin ekonomik şartlarında intiharlar artıyor. Bir insanı intihara ne sürükler? Asıl sorulması gereken soru budur. Bu soruya cevap verdiğimiz takdirde, uygun önlemler alarak ülkeyi ve ekonomiyi rahatlata biliriz. Sorunun cevabı basit “UMUT”. Ama sıkıntı, vatandaş geleceğe dair hayallerini ve umutlarını kaybetmiş durumda. Tünelin sonu karanlıkta ve gelecek görünmüyor. Yapısal reformlar için her geçen gün umutlar azalmaya devam ediyor. Hukuk’un üstünlüğü, medya özgürlüğü, eğitimde ki çarpıklık, düşünce özgürlüğü gibi olayları görmezden gelerek, yabancı yatırımcının ülkemize yatırım yapmasını engelleyerek kapalı ekonomi modeline doğru gidiyoruz. Aslında en büyük sorun bunları kabul etmemek. Bakın bu Suriye konusu ülkemizi en az 20 yıl geriye götürecek beklide daha fazla yıkımlara sebep olacak.

Anketlerde ki başarısızlıkları ve oy kayıplarını görüyor ve buna önlem almak yerine, 8 tane televizyon kanalı normal yayın akışlarını keserek Sayın Cumhurbaşkanının parti üye kayıt törenini yayınlıyor. Hem ülkedeki, hem partinizdeki sorunları ötelemeyi bırakın artık. Kalıcı, akılcı ve net çözümler üretiniz artık.

Zafer havalimanında ki olaya; israf mı desem, yolsuzluk mu desem, salaklık mı desem, peşkeş mi desem adını bir türlü koyamıyorum. Ama bu kadarı da olmaz yaa. Yol yapıyormuş, yapma. Havaalanı yapıyormuş yapma, köprü yapıyormuş yapma. Sokaktaki vatandaşın dediği gibi çalıyor ama yapıyor. Ben kendi adıma istemiyorum arkadaş, hem çalmasınlar hem yapmasınlar. Çalmadan yapacak birileri mutlaka vardır. İnsandan utanmayan, Allah’dan korkmayanlarla işim olmaz. Toplum iyice dejenere oldu. Yeter bence, mutsuz, huzursuz ve kendi yurdunda ötelenmiş insanlara yazıktır. Yine konuya nereden girdik nereden çıktık. Erkan Can film repliği gibi “Kamilll, ne olacak bu işin sonu”. Ben yine haftalık yoruma geçeyim.

BİST100: Geçen hafta bahsettiğim 121.490 üzeri saatlik kapanış gelmediği için piyasalar satış yedi. 120.200 bu hafta önem kazandı. 120.200 üzeri günlük kapanış gelmediği sürece düşüş yönü ağır basar. Desteklerimiz 119.900, 119.500, 118.650 ve onunda altında 115.250 takip edilebilir. Dirençlerimiz ise 121.490 üzeri kapanışlar gelmediği sürece daha üstleri konuşmak anlamsız olur.

DOLar: $ da haftalık kapanışlar 6 TL üzerinde fiyatlandıkça hareketler her an hızlanabilir. Merkez bankası yılsonu beklentilerini bu ve bundan sonraki toplantılarda yükseltmeye devam edecektir. 6TL fiyatlar artık zor.

ONS ALTIN: Düzeltmesini yaptıktan sonra dinlenme sürecini sakin ve alım yönünde geçirdi. Yukarı treyd için fırsat kolluyor. Yeni rekorlara yelken açmak için rüzgar bekliyor.

Hepimize bol bereketli iyi bir hafta diliyorum.