Sakarya Ticaret Borsası Başkanı Adem Sarı, ilin gündemine çok önemli tarım konuları taşıyor. Hepsi de ilin geleceğini oluşturacak gündemler.

       Başkanın, dün gazetemiz Bizim Sakarya’da okuduğum açıklamasını özetle şöyle anladım ve çok ama çok da önemsedim:

      “Borsaların, organize sanayi bölgeleri kurmada ve kuruluşunda yetkileri olmadığından tarım arazileri tam korunamıyor.

       Borsalar, Organize Besi ve Gıda İhtisas Bölgeleri KURMA YETKİSİNE sahip olmalıdır.

       Borsalar, devletin bölgelerde destek amaçlı kurduğu Kalkınma Ajansları yönetimlerinde de yer almıyor. O nedenle de;

    Kalkınma Ajanslarının teşvik projelerinde tarımla ilgili başlıklar oluşmuyor.”   

                                                             ***

       Sayın Başkan Adem Sarı’nın:

    “Türkiye’de Çiftçiliğin ve Tarım’ın Profesyonelleşmesi… Kısa vadede tarım ürünü ihraç eden ülke haline dönüşmemiz…

       Kırsal Alan tanımının yeniden yapılması… Köylü ile Çiftçi Tanımı ve Ayrımı’nın gerçekleşmesi…

      Bölgesel İşletme Büyüklükleri, İşletme Kapasite ve Niteliklerinin Belirlenmesi…” ve daha bir çok vurgusu, bence Sakarya’da gündem oluşturacak önemdedir.

      Abartmıyorum; Türkiye bu gündemlerle ayağa kalkar… AK Parti yıllar sonra bu gerçeklere tosladı. Hala tam gereğini yapacak kadar da anlamış değil…  

                                                              ***

      Şu kadar konu için bile, “İŞ’in Maddi-manevi yetki uçlarını bugün ellerinde tutanlar?” Borsa’nın bu nefis vurgusuna homurdanır. Bu çok doğaldır da:

       “Amerika, sektörlerin çapraz menfaatler için savaşmalarıyla Amerika oldu. Yerliler, silahlı göçmen kovboy, göçmen ve korsanlarla savaştı. Çiftçiler Hayvancılarla…

      Hepsi de; Demiryolcularla, Petrolcülerle, Sanayicilerle… En kötüsü; İnşaat Sektörü ve Şehirleşmelerle… Her sektör kendi çıkarı için savaşarak Bugünkü Amerika ortaya çıkarıldı…

       Silah ve Sömürgecilik Sektörü ise sanki Huzur-Barış ve İnsanlığın sonu gibi oldu… Doğruya yürüyen ve kuran ortaya noktayı bulur, doğru paylaşırsa olur.  

       Sakarya’da çok net görünen şu; Muhteşem Bereketlerle bize sunulmuş Doğamız ve Tarım Arazilerimiz hızla yok oluyor…

       Sakarya Borsası’nın önerisi bence Geleceğin Bereket Manifestosu gibi olmuş… Büyük bir sevgi ve saygıyla teşekkür ediyorum… 

     

                                      EN ÇOK PARA DESTEĞİ HAYVANCILIĞA!

      Dün, Gazetemizdeki, “Tarımsal destek bütçesinden aslan payını Hayvancılık Sektörü alacak” haberine de bayıldım.

      “Bir kedim bile yok : -)” Ama Hayvancılıkla uğraşan kadın-erkek herkese büyük saygı duyarım. Özellikle de işini severek yapanlara saygım sonsuzdur.

      “Zordur!” demek bile kolay; hayvancılık öyle böyle bir iş değildir. Ortaya çıkan maddi değerlerden başkalarının servetler kazanması da yara gibidir.

     Sizi yine, Tarım ve Hayvancılık Şehri olduğumuz günlere götüreyim.       

                                                                      ***

     40 Yıl önce, İznik’te futbol oynadığım yıllar, Eylül ayından sonra yollar, sokaklar, bahçeler İznik’te soğutma sistemleri olan TIR’larla dolardı.

       İznik’te, Avrupa’ya ihraç edilen üzümler toplanmaya başladığı günler manzara her yıl böyleydi. Kirazı, şeftalisi, her şeyi ile eşsiz zenginlik vardı.

       İznik’e gidişte ve dönüşte; Alifuatpaşa’da başlayan, Geyve, Pamukova’da yükselen, Mekece’de zirve yapan Kavun Kokuları : -) Geyve meyve ve sebzede yine ihracat kabuğunu kırdı; Ayva, şeftali, çilek ve birçok şeyi ihraç ediyor.

                                                              ***

       Sakarya Hayvancılıkta ise akıl almaz bir yıkım süreci yaşadı. “Serdivan Ahır kokuyor… Burada yoğurt, peynir mandırası mı olur? Dericiler çağ dışı…” deme gafletimiz, ‘Et, Süt, Yoğurt, Peynir Şehri Sakarya’yı yok etti.

     Ben, “Manda yok oldu, Manda! Manda sütü katılmış yoğurt kadar nefis bir yoğurt olur mu?” dedikçe, ağlanacak halimize bugün gülenler çok olur.

     “Yuh bize!” bile diyorum. Karasu Harası Sakarya’nın hayat kaynağıydı. Yok edilirken kılımız kıpırdamadı… “Bu çağda bu ahırlar!” dememizden de beter.

       Yeri artık uygun değildir. Yeni teknolojilerle, daha çağdaş tesisleri başka uygun yerlerde kurmak şarttı… Bizim yapamadığımız bu…

      Sakarya’da, hiç kimse, “Adapazarı’nda Et Balık Kurumu olmamalı!” sözünü edemez. Akarı yüzlerce yıl tükenmez bir servettir… Modernini yaparsın.

       Türkiye, Angus’a, Arjantin’in sığırına ve hastalığına mahkum olacak, var mı böyle bir ihanet? Ülkenin parasını kendi insanlarına ver, ülkesini ihya etsin!

        Hayvancılığa destek geçen yıla göre % 28.4 artacakmış. Sevinmek bile ayıp, sevindim… Keşke % 100 artsa; kendi hayvancılık sektörüm kazansa…