Sevgili okurlar,
Türkiye gündemine yine siyasilerin birbirinden ilginç açıklamaları damga vuruyor..
Bu bağlamda, siyasi taraftarlar, yine tribünleri doldurmaya ve Korana’dan nasibini almaya devam ediyorlar!
Oysa, bu salgın hastalık döneminde asıl sorulması gereken, “tribünde şarkılar söylemek, slogan” atmak değil, siyasi iktidarın, vatandaşlar için “ ne yaptığı” olmalıydı!
Maalesef durum iç açıcı değil?!..
Ne yana baksan, cıvık, cıvık siyaset!
Ne yana baksan, laf-u-güzaf!
Sonuç,”salonlar” labeleb” dolu!
Ee, pusuda bekleyen Korana, sizi af eder mi?
Bu kongre buluşmalarının gerçekleştirildiği illerde, “salgın hastalık patlaması” yaşanmaz mı?
Geçmiş olsun paşam!
Üstelik, sağlıktan sorumlu Bakan Fahrettin Koca’da bu cenaze buluşmalarında yerini alıyor..
“Maske tak, sosyal mesafe ve hijyenik kurallar uy” anlayışı ayaklar altında..
AK Partililere her şey mubah!
Muhalefete ve vatandaşlara her şey yasak!
Öyle de, peki bu esnafa neden kepenk kapattırdınız, bu insanları günlerdir evlere niye tıktınız, vatandaş bu çileyi neden çekiyor?
Bilen varsa, beri gelsin?
AK Partililere her şey serbest, yurdum insanına her şey yasak!
Ne güzel memleket!
Bu sessiz duruşun faturası, bu olsa gerek!

***
Sevgili okurlar,
AK Parti’nin duayen genç isimlerindendi..
DEVA Partisi Genel Başkanı, eski AK Partili Ali Babacan,“Bir kazanan vardır; bir de çarçur eden… Biz bu milletin alın terini biriktirdik; devletin sağ cebini de, sol cebini de doldurduk. Partili cumhurbaşkanı ve akraba bakan, el, ele verip, Merkez Bankası’nın rezervlerini harcadı, biriktirdiği yedek akçeyi bir gecede sıfırladı.
Sayın Erdoğan bütün yetkiyi kendine istedi, sonra hem faiz hem de kur arttı. 130 milyar dolarlık döviz satışıyla kuru belli bir noktada tutmaya çalıştılar. Onu da yapamadılar. O zaman siz, 130 milyar dövizi niye sattınız?
Döviz satışı için ‘hepsi kayıtlı’ diyor.
Yok, bir de kayıt dışı yapsaydınız.
Şeffaf olmadı.
Merkez Bankası ‘şu kadar döviz satıyorum’ demedi.
“Piyasaya müdahale görüntüsü oluşmasın” diye şeffaf olmayan yöntemleri kullandılar.
Tam bir tiyatro!.”

İşte, işin gerçeği ve AK Parti mutfağında olup biteni, senden ,benden iyi bilen bir eski bakan ve yeni bir partinin genel başkanı sıfatı ile Ali Babacan bunu diyorsa, buruda durup düşünmek gerek..
Ve Cumhurbaşkanı, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partililerine yaptığı konuşmada bu açıklamayı yalanlayan cümleler sarf ederek, Damat Berat Albayrak’a sahip çıkıyor.
Aradan geçen, bunca zamandır neredeydiniz?
Hazineyi, Merkez Bankasını teslim ettiğin Damat’a,” 128 Milyar Dolar’ı ne yaptınız, kime sattınız” diye muhalefet soruyor..
Meclis araştırma önergesi verildi..
Reddedildi!
Niye ki?
Gerçek öğrenilmesin, öyle mi?
Peki Damat, neden görevinden istifa edip, çekip gitti?
Türkiye bu, soru sormayacaksın?
Ama, AK Parti Grup Başkan Vekili Özlem Zengin,” çıplak arama” ile ilgili olarak, açıklamada bulunan kadınlara yönelik,” Onurlu kadın bir yıl mı bekler” sözüne, tepkiler devam ediyor..
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bu açıklamaya tepki göstererek,” Şikayetin zamanı mı olur” diyerek, çıplak aramaya ve kadınların aşağılanmasına tepki gösterdi..
Öte yandan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki,
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu hedef alırken HDP için "Seçimlerde 4 tane oy alabilmek için olmadık kalıba giriyorsunuz. Lanet olsun oylarına. Onların oylarının Allah belasını versin" ifadelerini kullanmasının da yankıları sürüyor.
Şu sergilenen rezilliklere ne demeli?
Daha sı da var?
İzmir’de düzenlenen temel atma töreninde ise bir başka skandal yaşandı..
Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, tüm AK Partililer “sayın” denilerek, davet edilirken, İzmir Büyük Şehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise, “sayınsız” anons edildi!..
Eee Koca İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, bunca yıl “Sayın” olamamışsa, bunu hak etmemişse,bundan sonra mı olacak yani!?
Ayrımcılığın böylesini de, ilk defa gördük!

***
Sevgili okurlar,
“Gara Kartal Pençe 2 Operasyonu” ve terör ve terörizmle ilgili olarak, görüş ve düşüncelerimi sizlerle paylaştım..
Bu konuda yapılan açıklamalara konu olan “esir, rehine” tartışmaları bitmek bilmiyor..
Bir de operasyonunun, “bir rehine kurtarma operasyonu” olup olmadığı yolundaki tartışmalara,” başarı ve başarısızlık” tartışmaları da eklenirken, bu işin “sorumlusu” konusundaki sorular yanıt bulmadı!
Kısacası ana muhalefet Partisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kamu adına iktidara yönelttiği beş sorunun cevaplanması yerine, sert tepkilere muhatap olması hayretle izlendi..
Öyle ya, burası Türkiye, “soru sormayacak, kabul edecek, boyun eğeceksin!..”
Öyle Cumhurbaşkanına, bakana, valiye, kaymakama, belediye başkanına, partiliye soru mu sorulur?
“En iyisi kaza, cenaze ve çevre ile korona haberleri” yapmaya devam!
Her konuda,” mahkemeleşen Türkiye’de”, bir de sizi düşünmeyelim!