Kırşehir maçı kötü başladı iyi bitti. Dün maçın içinde gezen düşüncelerimi köşeme taşıdım. Sofranın üzerine bu sefer bu maçtan yola çıkarak farklı bir pencereleri işaret edeceğim. Kaleci Oğuz’dan başlayalım. Sezon başı performansıyla, bugünkü performansı arasında müthiş bir farkındalık var. Allah nazardan saklasın. Son haftalarda içerde dışarıda Oğuzun kurtarışları Sakaryaspor’a yukarılara taşınmak adına yol açıyor. Keşke sezon başında da bu Oğuz’u görme şansımız olsaydı. Ne diyelim içini fazla deşmeden, bu yükselişin ve de düşüşün futbolun içinde var olduğunu söyleyerek Oğuz’a iyi kurtarışlar dileyelim. Gelelim Berk İsmail’e, tek santrafor kaldı, ayakları ve kafası çalışmaya başladı. Berk İsmail atıyor Sakaryaspor kazanıyor, Berk İsmail atıyor ederi yükseliyor. Elde kalan tek forvet olarak ona gözümüzün içi gibi bakalım. Ve gelelim üç ana başlık halinde Salı Sofrası’nın üst manşetine taşıdığımız Güven meselesinin içini doldurmaya. Güven çok önemlidir, seyirci güvenecek, Yönetim güvenecek, sporcu inanacak. Bu uğurda etrafa güven verecek adres Sakaryaspor yönetimi ve futbolculardır. Futbolcular sahadaki oynadıklarıyla, yönetim güvenilir icraatlarıyla ortalıkta dolaşacaklar ki Arma değeri tribünlerle buluşsun. Bir takımda yönetime, oyuncu grubuna gösterilen hedef ve de ortaya konulan icraatlerde güven yoksa tribünler dolmaz. Bu şehrin akli selim insanları sizi sevmez. İbrahim Nalbant yönetimi alaşağı etmek adına yoğun caba harcayan, bugünkü yönetim için bakın dışarıda duran taraftar ne diyor? Onlar bu takımın başında olduğu müddetçe, bileti bir lira değil, bedava yapsalar da maça gitmem. Bu düşünce bu şehirde yaygınlaşmış olacak ki, her türlü çağrıya rağmen bir önceki Tuzla ve son olarak oynadığımız 28 bin kişilik stada gelen sayısı bir elle sayılabilecek kadar azdı. Futbolcusuyla yönetimi ile güvenilir bir Sakaryaspor’da buluşmak dileği bu işinde üstünü örtüyorum.