Sakaryaspor dün Maraş önünde ilk 40 dakika sahada hiç yoktu. Bu süreçte rakip takımda bal yapmayan arı misali topla çok oynadı, bizim sahada çok pas yaptı, ceza sahası içine gitti geldi hep boş döndü. Biz ne yaptık? Dakikalar 41’i gösterirken ilk olgun atağımızda Nuri’nin akıl dolu ara pasında Abdüllaziz’le golü bulduk. İlk yarının futbol hikayesi kısaca özet sözlerle bu kadardı. İsterseniz ikinci yarıya bir bakalım. Dakikalar 52’yi gösterirken Maraş’ın uzun forveti Haluk Türkeri göğsünle topu önüne aldı, kaleci Oğzuz’la karşı karşıya kaldığı anda yaptığı vuruşa topa ölümüne atlayan Oğuz yaptığı kurtarışla maçın kader anını bertaraf eden oyuncu olma özelliğini sahaya yanıttı. Sonra mı ne oldu? Karşı atakta enterasan bir gol oldu. Nuri’nin aşırtmasında direkten dönen topa dokunan Berk İsmail’in bu hamlesi ağlarla buluşmadı ama yardımcı, çizgiyi geçen pozisyonda gol için santraya koşunca üç puan yeşil siyahlı renklere büründü. Futbol enteresan bir oyun, buldun mu atacaksın, atamazsan yersin. İkinci gol bu yakıştırma eşliğinde bizimle kucaklaştı. Sonrasında iki tarafta gidip gelen pozisyon zenginliğinde, rakibin direkten dönen topu, bizim adımıza Abdüllaziz’le saç baş yolduran olumsuz bindirmeleri ikinci yarı içinde saha içinde sıkça dans etti ve tribünler bu galibiyetle şampiyonluk havasına girdi. Yarın altıncı Yıldırım döneminde izlenimlerim arasına aldığım kadro dokunuşlarına Salı sofrasında yer vereceğim.