Sakarya Planlama ve Geliştirme Kurulu, 2017 yılı faaliyetlerini bilgilendirme toplantısını yapmış. Tam da Turizm Öncelikli Sakarya üzerinde çalışıyorum.

Sakarya’nın turizmdeki önlenemez gerilemesini, somut örnekler vererek, neden, nasıl 100 yıl geriye gittik ve gidiyoruz yazacağım.

**

Bakın; Sakarya’nın planlanmasında en öncelikli derdi, “ Teknolojide dünya liderleri arasına girmek.” değildir. Önceliklidir, ama en öncelikli değildir.

Sakarya’nın doğası, en kolay yoldan, en çabuk para kazanma hırsı yüzünden hızla yok ediliyor. Hayata geçirilen OSB’lere bakın yeter. En doğru yerler mi?

Sanayici için en doğru yer; yol, enerji, su, istihdam zaten ve maliyeti en düşük.

Son 10-15 yılda; Yok edilen köyler, tarım arazileri, Meralar, yaşanması çile haline gelen şehirleşmeler kimseyi dehşete düşürmüyor.

İthal saman, kuru fasulye, et vs., bir Sakaryalı olarak beni utandırıyor.

**

Siyasal, sosyal ve kültürel anlayışımız gelişmiş çağdaş ülkeler düzeyini hedef almadıkça; Sanal Ülke Zenginliği, borçlu geleceğimiz için büyük tehlikedir.

Sakarya doğası, tarım ve hayvancılığa en uygun araziler, planlamalarla mutlak korunmalı. Sakarya’da, Devlet Planlamanın onayladığı, Hükümet programına alınmış, Bölünmüş Tarım Arazilerinin Toplulaştırılması bile çöpe atılmadı mı?

**

en ballı servet kazanma sektörlerinin çıkardığı ulusal İÇ savaşlarla doludur. Dünyanın en zengin devleti Amerika’yı, her sektör kendisini çok iyi ve doğru savunarak kurdu.

İlk Amerikalılar; tüm sektörlerde toprakları, havayı, suyu mecburen korudu. Çiftçilik, hayvancılık, petrolcülük, demiryolları, oto ve teknoloji devleri akıl almaz kavgalar yaptılar.

Bugün Amerika’da gündem ne? Aynı eyaletteki şehirleşmeyi ve vergileri yanlış bulan, bir bölge kendi eyaletini kurmak için oylama istiyor.

Para getiren ballı işi Sakarya’da, günün güçlüsü en ballı yerde yapmamalı. Turizm için Geyve Boğazı, Sapanca Gölü, her yanımız doğa servetiydi.

Şu gün; O yeşil tepeler taş ocakları ile delik deşik, vadiler dere yatakları üzerine kurulmuş su fabrikaları ve tırları ile çıkmaz yol olmuş : -(

Pardon; Siyaset, Planlamayı, Gelişmeyi, DENETİMİ ehillerin kararına bırakmaz.

CUMHURİYET’İN İLK GÜNLERİ;

SAPANCA TENEZZÜH TRENLERİ

Girin Google’a, “ Sapanca Tenezzüh Seferleri “ yazın.

Cumhuriyet’in O ilk günlerinde İstanbul’dan Sapanca’ya düzenlenen Tenezzüh Tren Seferi’nin inanılmaz fotoğrafları çıkacaktır.

İstanbul’da istasyonda yola çıkmadan çekilmiş foto var. Sapanca Garı’na tren geldiğinde çekilmiş foto da var. Piknik alanında çekilmişler de var.

70-80 Yıl önceki, hafta sonu çoluk çocuklu, kadınlı erkekli harika bir temiz hava-piknik treni. Giyimlere bir bakın; bugünün görüntüleri ile kıyaslayın.

**

Hadi, bana “ Sakarya’da turizm gelişir !” deyin şimdi.

Bunu söyleyene, O Tarihi Doğançay Tren İstasyonu’nun eşsiz görüntüleri ile cevap veririm. Bugün her gidişimde Doğançay’a girerim, yüreğim ezilir.

Turizmin gelişmesi için son yıllarda Sakarya’da iyi niyetle yapılan çalışmaları izliyorum. “ Sakarya’da artık turizm gelişmez!” diye, kırgınlık da yaratıyorum.

“ Sakarya’da artık turizm olmaz. Hatta, Sapanca’daki 40-45 yıl önceki turizm zenginliği bile artık oluşturulamaz!” görüşümde çok gerçekçiyim.

Sapanca Vakıf Otel’in, Kumbaz ve Olimpiya ile başlayan Kordon’un; gece gündüz dolu olan O sahilin çağdaş zenginliği bir daha geri getirilemez.

Çünkü, ülkede artık her şeyi belirleyen halkın isteği ve yaşam tercihleri değil.

Sosyal ve Kültürel Yaşamı halkın istediği öncelikler belirlemiyor. Nerede ne içeceğini, ne müzik yapacağını, ne giyeceğini günün siyasi anlayışı belirliyor.

**

Sadece bu kadar da değil. Doğada ve şehirde var olan her santim boş alana mutlaka bir rant tezgahı kuruluyor. Piknik alanları bile böyle.

Dağlar, ağaçlıklar, tarlalar, parklar, okullar, köyler villa ve CAFE oluyor.

Göl kenarında köy piknik alanları ve köy kahveleri vardı. Vakıf otelinin kurulduğu ağaçlıkların altına hafta sonları aileler kilimler sererlerdi.

Kızlı erkekli ip atlanır, top oyunları oynanır; sofralar kurulurdu.

İsteyen, Göl kenarındaki kordon restoranlarında farklı yaşardı.

Siz hepsini boş verin; “Sapanca Tenezzüh Trenleri!” yazın; Cumhuriyet’in ilk günleri ile bugünün turizmini kıyaslayın!