Sevgili okurlarım bildiğiniz üzere Avrupa’da çiftçiler hükümetleri protesto ediyor. Özellikle Fransa’da yollar kapatıldı, saman balyaları ortalıklara saçıldı. Çiftçileri bu kadar öfkelendiren neydi?

Olaylar sokak tabelaların ters çevrilmesiyle başlamıştı. Dünya’nın tersine dönmesine atıfta bulunarak “kafamızın üzerinde yürüyoruz” anlamına gelen “ on marche sur les têtes” sloganı eklediler. O günden bu yana gösteriler yıkıcı ve etkili bir hal almaya başladı. Olaylar Fransa’dan Hollanda, Almanya gibi ülkelere de sıçradı.

İklim krizi nedeniyle ekonomik kayıplar yaşadıklarını dile getiren çiftçiler, mazotun, suyun pahalılığına ve karmaşık düzenlemelere karşı çıkmaktalar. Uygulanan politikalar nedeniyle çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşanların sayılarının azaldığını ve gelecekleri açısından endişe duydukları yönünde eylemler yapıyorlar.  Bununla birlikte, aşırı yüksek vergiler ve giderek sıkılaşan düzenlemeler nedeniyle pek çok kişinin endişeleri devam ediyor. Çiftçiler kuraklık, sel ve orman yangınlarının etkisiyle sarsılırken, yeşil politikaların kendilerini daha da sıkıştırdığını öne sürüyor. 

Protestolar önümüzdeki haftalarda İspanya ve İtalya'nın da harekete katılmasıyla daha da yayılabilir. 

Ülkemize baktığımızda çiftçilik ve hayvancılık ile uğraşanların seslerinin çıkmaması her şeyin yolunda gittiğinin bir göstergesi diye düşünülebilir. Aslında böyle değil ülkemizde protesto ve eylem geleneği Avrupa’dan farklılık göstermektedir.  Mazot ve gübre fiyatlarının bu kadar artması çiftçinin durumunu içinden çıkmaz bir hale getirdiği görülmektedir. Ziraat odalarının, sendikaların ve kooperatiflerin bu duruma karşı açıklama yapmamasını anlamıyorum. Ülkemizdeki çiftçilerin, Avrupalı çiftçilere göre daha büyük sıkıntılar yaşadığı düşüncesindeyim. Bekli de her şey yolundadır, ben farklı gözlemliyorumdur bu da olabilir. Bu konu da  eleştiriye açığım.

Ülkemizin ekonomik olarak durumu ortada iken yaklaşık iki ay gibi bir süre sonra yerel seçimlere gideceğiz. Ak Parti gecikmelide olsa ilçe belediye başkan adaylarını açıkladı. İlçeler bazında değerlendirecek olursak;

KOCAALİ

Kocaali ilçesinde mevcut belediye başkanı Ahmet Acar yeniden aday gösterilmedi. Yeni bir aday Turan Yüzücü ile seçime gidilecek. Kocaali’de seçimin çekişmeli bir yarış içerisinde geçeceğini düşünüyorum. Ak Parti’nin adayını bir adım önde görmekle birlikte bu seçimin kolay geçmeyecektir. Yeniden Refah Partisi şu ana kadar oluşturduğu havayı seçim gününe kadar koruyabilirse Ak Parti’yi zorlayabilir. Bu iki partinin tabanının aynı olduğunu düşündüğümüzde oy geçişkenliğine göre CHP veya İyi Parti bir sürprize yol açabilir. Kocaali ilçesinde kıyasıya bir seçim süreci yaşanacağı düşüncesindeyim.

KARASU

Ak Parti, Karasu ilçesinde mevcut belediye başkanı İshak Sarı ile yola devam etme kararı aldı. Karasu aslında aday adaylığı sürecinde Ak Parti’nin en çok polemiğe konu olan ilçelerinden birisiydi. Önemli aday adaylarının bulunduğu ilçede bazı muhtar adayları, teşkilatın önemli isimleri açıktan mevcut başkanın adaylığına karşı çıkmıştı. Karasu’da da seçimin ortada geçeceğini düşünüyorum. Muhalefet oyları kazanabilecek bir aday etrafında toplanırsa Ak Partinin zorlanacağı görüşündeyim. Muhalefetin oyları dağılırsa Ak Parti açısından kolay bir seçim süreci yaşanır. Karasu geçtiğimiz seçimlere baktığımızda sürprizlere açık bir ilçe olarak karşımıza çıkmaktadır. Karasu seçmeni bilinçli oy kullanmaktadır.  Bu nedenlerden dolayı Karasu’da seçim süreci hareketli geçecektir.