Bir çok ebeveynin ortak derdidir ki onlar çocuklarının yeterince becerikli ve çalışkan olmadığını, geleceği dair bir plan kurmadığını hatta belirli bir amacı olmadığını düşünür.  Çocuklarına  sunulan olanakların dörtte birine sahip olsalardı yaratacakları mucizelerden falan söz eder ler. Sık sık ‘ben onun yaşındayken’ le başlayan cümleler kurarlar. Genellikle de pek empati kurmazlar böyle düşünürken. Gençlerin henüz yetişkinliği tecrübe etmediğini ama kendilerinin gençliği tecrübe ettiği o süreci de unutuverirler nedense!

Ola ki samimi birkaç ebeveyn bir araya geldi durum daha da vahim bir hal alır. Herkes yatırır masaya çocuklarını ve her kafadan bir ses tabi(ki haklıda olabilirler); ellerinden telefon düşmüyor, internetten başlarını kaldırmıyorlar, ödev yapmıyorlar, ders çalışmıyorlar, makyaj yapıyor, kendine bakmıyor, odasını toplamıyor, yemek seçiyor, kilosuna dikkat etmiyor, hep diyet yapıyor ,gece dışarı çıkıyor, hafta sonu  evde oturmuyor, odasından çıkmıyor ,gibi gibi…  ve netice sanki ne yapsalar bir suç ne yapsalar bir olmuyor yani.

Ben de bir ebeveyn ve yetişkin olarak gözlemliyorum zaman zaman. Evet doğru bazı çocuklar ve gençler var ki tek dertleri sosyal medya hesapları olmuş. Evet bazılarının da tek derdi bir kız arkadaş  ya da bir erkek arkadaş bulmak olmuş ve bu modla da  bazı şeyleri  de ne yazık ki çok erken tecrübe ederek yaşar olmuşlar.

Bazıları ise bu duygusal ilişkilere o kadar kaptırmış ki kendini, yazık  ilişkinin başka biçimini öğrenemeden yetişkin olacak neredeyse. Evet birde  büyüklüğe soyunmuş kızlarımız var, yüzünde ki  makyajdan yaşını kestiremiyorsunuz bile   tek derdi  etrafına güzel görünmek , dikkat çekmek yaşından ne kadar büyük göründüğününse  bir önemi yok onun için.

Sonrasın da gece dışarı çıkabilen ama elbisesini  katlayamayan , kadın gibi görünüp kadın gibi davranan ama bir parça  ütü bilmeyen ,erkek arkadaş peşinde evlilik hayallerinde ama bir evde neler yapılır, nasıl  yaşanır dan ,bir ilişkiden diğerine koştururken bir eş olabilmenin değerlerinden yoksun,  yada bir aileyi ayakta tutan kriterlerden çok uzak bir nesil çarpıyor gözüme gözüme.

 Gençler gerçekten kendilerini bu anlamda gerçek hayata hazırlamıyor sanki…

Amaçların ve hedeflerin erken oluşmaması bir toplum sorunu olabilir. Ama ya diğerleri hani basit gibi görünen sadece birkaç ebeveyn bir araya geldiğimizde konuştuklarımız, ya da bizim görmediğimiz ama çocuklarımızın için de olup yaşadığı diğer sorunlar, diğer tehlikeler ,diğer telafisi olmayanlar ne olacak?Ne olacak gerçekten ya da ne olmalı şimdi?

   Ve biz ebeveynler olarak sizce tecrübe ettiğimiz gençlikle beraber şu yetişkin olma halimizi salt çocuklarımızı eleştirirken ve nasihat verirken mi kullanacağız. Ve çocuklarımız mı suçlu bu durumda? Ya bizim yetişkin halimiz empati yeteneğimizi  çalmışsa,  ya yetişkin olarak biz unutmuşsak örnek olmayı, ya  biz işimize geldiği zaman anne, işimize geldiği zaman baba olmuşsak!

Biz iyi bir okulun, parayla alınan diplomaların yeterliliğine inanmışsak ,biz o hemen bir çırpıda  kadın olan  ruhu özgür kızlarımızın sırtını sıvazlamışsak ,erkek olan ama adam olmayan oğullarımızı yersiz ödüllendirmişsek , zamanından önce çocuklarımızı dışarıya, arkadaşlarına, okullarına emanet etmişsek, bağımsız olarak iş yapabilme  güçlerini karnelerinden takip ettiysek, yetişkin olsak da yetişememişsek çocuklarımıza, yetişkin ama yetersiz ebeveynler olarak kaldıysak sizce kim suçlu?

  Teknoloji bağımlılığı  ve internet, çok zaman görsel basının da desteğiyle, batılılaşma sempatisi içinde güzel ahlak ,akıl, saygı, inanç, kültür, ilim, sadakat, özveri  terk ediyorsa bizi ,yeni nesilin düşünen bir nesil olması engelleniyorsa  ve biz bu durumu görmezden geliyorsak, onların nereden geldiklerini kim olduklarını işimize geldiği zaman unutturuyorsak  onlarda,nereye gideceklerini unutacaklardır di mi?

Netice itibariyle sorumlu olduğumuz ve de sorunlu olduğumuz durumları atlarsak üzüleceğiz hem de çok üzüleceğiz çünkü hepimiz birer bireyiz. Bireyler  aileyi, aileler toplumları, toplumlar ulusu oluşturacak.

Yarın göreceğimiz ulus, bugün gördüğümüz bireydir gibi düşünerek, fikrim şu ki umut vaat etsin yeni nesiller, sihirli bir dokunuşla kötü görünen şeyleri değiştirelim ve hızla eksiklerimizi giderelim ki toplumsal huzur ve mutluluğu yakalayalım, günahını aldığımız yeni jenerasyondan değil kendimizden başlayarak ama…Yanılıyor muyum?