Dünyada ki hükümetlerin İsrail’i desteklemesi kabul edilemeyeceği gibi, yine dünyada ki hükümetlerin bu savaş suçunu durdurmaya yönelik gereken çabayı göstermemesi de kabul edilemez ve bu da büyük bir insanlık suçudur.
 Ayrıca bunun bir savaş değil bir SOYKIRIM olduğunu bende  burada vurgulamak istiyorum… Bu katliam saldırıları bir savaş suçuyken, biz ve bizim gibilerin bu büyük drama seyirci kalmasıysa esasın da büyük bir insanlık suçudur ve bunu da kabul etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Üç günlük milli yas ilan etsek de bu dram var ya ‘müebbet yas’ yazar aslında hepimize.
Senin, benim ve bizim az biraz vicdan sahibi olan herkesin İsrail’i yeren protestoları da, acımasızca katledilen Filistinli kardeşlerimizi geri getirmiyor ne yazık ki ,zulmedilen masum halkı kurtarmaya yetmiyor bu çabamızda. Tüm dünya halklarının içerisinde Yahudisi, Müslümanı  ve Hristiyanı içinde az biraz vicdanı olan ve kalan tüm insanlar, yaşanan drama tepkili. Bu nedenle, en büyük hata aslında bu halkları birbirine düşmanlaştırmak. Bu bir doğu -batı, bu bir Müslüman -Yahudi savaşı değil. Bunu da böyle bilmek gerek kanımca. 
Bu bir savaş yo savaşsa da savaşların kazananı olmaz ki  değil, bu bir soykırım bu bir katliam. Bilmiyorum farkında mısınız, Savaş suçu işleyenlerin ve bunu körükleyen devletlerin masa başında çözmesi gereken meseleleri, sırf onlar bu yetiden yoksun olduğu için bedelini ‘savaş’ adı altında masum insanlar canlarıyla, kanlarıyla ödüyor. Onlar ölüyor! Filistin halkı yıllardır, her gün ,her an yeniden yeniden ölüyor . Yaşamın her anı paha biçilmez değerde ve bir dahası yok, zamanın bir salisesi dahi geri alınamıyor ve insanlar ölüyor! Neden onlar yüzünden!!!
Bu katliama sebep olan, bu ateşi körükleyen, bu dramı önleyebilecek olduğu halde buna teşebbüs etmeyen , seyirci kalan, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyen ,bu masum insanların acılarına duyarsız kalan her kim varsa Allah’ın gazabı onların üzerine olsun. 
Savaşta ölenler şehit, yaşamını kaybeden çocuklar melek oluyor, onlar Allah’ın (C.C)cennetiyle mükafatlanıyor. 
Aslında bu bizim sınavımız, bu bizim insanlık sınavımız. Biz ne kadar vicdanlıyız? Biz insan olmaya dair ne biliyoruz? Biz insansak gereği gibi davranıyor muyuz? İnsan olmak, insan gibi davranmak, düşünmek, hissetmek nasıl olur? Sahi biz bunların ne kadarını anımsıyor ve yaşıyoruz? Biz insanlığın neresindeyiz ve nereye gidiyoruz? Tüm bunlar yaşanırken Nike dışında spor ayakkabı giyemem, Sensodyne olmazsa diş temizleyemem, Max Factor dan vazgeçemem, Coca colasız serinleyemem, gibi gibi diyorsanız… Hepimize geçmiş olsun. Hatta (kaybettiğimiz insanlığımız için) şimdiden başımız sağolsun!!! 
Jean Paul Sartre demiş ki ‘’Savaşta ölen bir tek çocuk karşısında, benim bütün kitaplarımın ne değeri var….
Naçizane, daha fazla tevazu ile bende kabul ediyorum, burada yazdıklarımın bir değeri ve hükmü yok aslında ama yazmadan edemiyorum ,çünkü çocuklar ölüyor!!! Savaşın tek mağduru çocuklar da değil bu arada, yüreği çocuk kalan anneler, bir gün anne olmayı hayal eden ya da hayal bile edemeyen Filistinli kadınlar ,evlatları için gelecek planı yapan yada yapamayan babalar, salt evlatlarının ,torunlarının gelecekte hayatta ve de güvende kalmalarını ümit eden ya da umut bile edemeyen dedeler ve büyük anneler bu soykırımın mağduru ve onlar ölüyor!!!
İnsan olmayı başaramaz ve insan gibi yaşayıp insan gibi davranamazsak eğer kanımca bu dram müebbet yas getirir hepimize, ya da birileri kalem kırar havada asılı kalan vicdanlarımızın ardından…
Kim ne derse desin ,ne yazık ki yaşanan bu büyük insanlık dramının vebali öteden beri hepimizin boynuna… 

-Kıssadan Hisse-
Adamın biri yıllarca devesiyle yük taşır. Gel zaman git zaman devesi yaşlanır ve iş göremez hale gelir. Devenin son günleridir ve öleceğini anlar.
-Sahibimi çağırında helallik vereyim, ona der.
Devenin sahibi de;
-Ne hakkı varmış ki bende, der. Ama merakta eder. Adam dayanamaz ve devesinin yanına gider. Devesine;
-Senin ne hakkın var ki bende? diye sorar. Deve;
-İlk olarak, benim taşıma gücüm belliyken sen bana iki kat daha fazla yük yükledin ama ben bu hakkımı helal ediyorum sana, der.
-İkincisi, benim günlük 10 kg yiyeceğe ihtiyacım varken sen hep daha azını vererek aç bıraktın beni ama ben bu hakkımı da helal ediyorum sana.
-Ayrıca, üç günlük yolu iki günde gideyim diye dövüp canımı yakardın ama ben bu hakkımı da helal ediyorum sana…
Derken deve ancak bir hakkım var ki onu asla helal etmiyorum sana der. Sahibi büyük bir merakla, Nedir o? diye sorar deveye. Deve;
-Her seferinde her yolu, en iyi ben biliyor olduğum ve tüm yükü de ben taşıyor olduğum halde, sen yularımı bir eşeğe verirdin ve beni bir eşeğe mahkûm ederdin ya, işte ben bu hakkımı asla helal etmeyeceğim sana…. Der.

Hiçbir canın, hiçbir emanetin, hiçbir değerin ehli olmayan liyakatsiz insanlara teslim edilmemesi dileğiyle…
                                          Aylin Yüksel


FİLİSTİNLİ ÇOCUK…
Gece teslim devlere,
F-16 ağıyor,
Gazze’de ki evlere.
Gökten bomba yağıyor!
Akan kan oldu ırmak,
Bunda adalet var mı?
Şehre bomba yağdırmak
İnsanlığa sığar mı?
İsrail de yok vefa,
İntikam şekli uçuk,
Filistin de son defa
Anne diyor bir çocuk!
           Sefa koyuncu