Çağdaş ülkeler,“ Yasama Yürütme Yargı- Kuvvetler Ayrılığı !” diye, geçerliliği yüzde yüz gerekli, sağlam bir Devlet Yönetme Sistemi kurmuşlar.         

    Çünkü; öyle çağlar yaşanmış ki; ülkeleri yöneten gücü bazen din, dil, ırk ayrımı öncelikli bir kesim veya bir kişi ele geçirmiş. 

    “ Ayrımlar!”, bırakın bir ülkeyi, bir köyü, kabileyi bile yıllarca birbirine düşman edebilmiş. Koca bir Aileyi, şöyle bir miras ayrımı bile yok eder mi, bir düşün? 

    Ülkeyi Yönetenler eğer gerçekleri doğru görerek yönetmezlerse, yalnız bugünü değil, geleceği de yok ederler.

    Yıllardır ülkemdeki en büyük ve tek derdim de bu işte!

   Yönetenin siyaset tarzı da, dili de her günümü kaygılara sürüklüyor. Ben de siyaseti her zamandan fazla sorgulamaya başlıyorum.

    Ülkemizin yanındaki dost ülkelerin sayısı sürekli azalıyor, nasıl kaygılanmam? Ülkemize neden kimse güvenmiyor diye nasıl düşünmem?

    Büyük bir Çağdaş Ülke haline gelirken, edindiğimiz onca servetler nasıl elimizden gitti? Kimlere gitti, nasıl soramam?

    Ülke servetlerini sormak yasak, Devlet Sırrı? Kime, kaça sattın; sormak Ticari Sır? Kim ne kadar kazandı, ne kadar vergi ödedi; sormak-açıklamak SIR?

   

    Ülkemin servetleri, Yönetmeleri ne zaman böylesine Devlet Sırrı, Ticari sır oldu?    

     Dünya Corona salgını ile dehşet verici ölümler yaşıyor. Aşı kimden, ne fiyatla alınacak, ne zaman gelecek bilinemiyor?

    Söylense de, doğru çıkmıyor. Aşı geliyor; vurulmaya başlansa 8-10 günde bitecek? Ülkeye yetecek aşı anlaşması var mı, Aşı ne zaman gelir, sorma SIR?

    Gariptir; gelen aşıları Sağlık Bakanlığı mı aldı, aracı Amcam(?)mı aldı bunu bile sormak sanki sır? Siyaset ülkede hayatı sır yaptı?

   Gazeteci yazdı, sordu; hadi Silivri’ye. 8-10 ay veya 2-3 yıl; iddia yok, sorgu yok, yat orada! Aylar-yıllar sonra, bazen sana da pardon denilir?    

    Bu anlayışla Yöneten Siyasilere oy verenler bile; ülkesinin, kendisinin ve  çocuklarının bu gününü ve geleceğini düşünsünler!

   Yönetenler şart; siyasete karşı değilim. Ama, Ülkemi-Ailemi-kendimi koruma telaşım büyük.  Yönetecek, Ayrımsız Koruyacak başka seçenekler arıyorum. 

    Sakarya’yı avucum gibi biliyorum: Sakarya’yı ve Ülkemizi Yönetecek en doğru, en iyi, en Liyakatli Seçilmişler bu mudur?

    Ülkemde, Sakaryada insan zenginliğimiz, Liyakat birikimimiz bu mu, bu kadar mı? Buna asla inanmam, kefil de olmam:

    Sakarya’da, 12 Eylül ve Yüzyılın Depremi sonrası harcanan kamu ve dünyadan gelen servetler rüyalarıma girer. O servetlerle 2 Sakarya kurulurdu!

    Sadece Adapazarı’nın merkezinde; kaç meydan, kaç cadde, kaç kavşak, kaç kaldırım kaç defa söküldü yeniden yapıldı?

  1999 Depremi sonrası kurulan kaç Deprem Köyü; Serdivan, Yazlık, Hanlı köyleri nasıl yok edildi? Adapazarı’nın kuzeyindeki, doğusundaki tarım alanları nerede?  

   

    Bunları sormayacaksın;“ Sen siyasi muhalefet, münafık-hain!” olursun! Hepsi de, senin ekranlarında siyasi muhteşem vaatleri ile halkla tanışmışlardır.

    Görevimdi;  Ayrımsız Çağdaş ve de, “ Bağımsız Karakterli !” olmayı erdem bilen bir Sakaryalıyım! Ülkem ve Sakarya benim servetimdir !

   İşte; kar yağdı, hepimiz sevindik. Çünkü susuzluk kapıdaydı. Su Hayattır ve Sakarya da hayat su ile dolu. O Hayatı satan Su Fabrikaları sorulmaz mı? 

   HES yaptık, çöpten elektrik ürettik, enerji sorunumuz kalmadı deniliyor. Kar ve buz yaşanan günlerde saatlerce elektrik kesilirse? Kim özelleştirdi, sormam mı?

     Sorup, yazınca Sakarya’yı Yönetenler, öyle ya da böyle, rahatsızlık iletmezler mi? Hiç kimse kusura bakmayacak;

     Halk, Yönetenlere şehir yaşamından duyduğu her eksikliğin, huzursuzluğun, yanlışın hesabını sormadıkça O ülkede huzur ve güven olmaz!

    Hatta, rahatsızlık, güvensizlik, huzursuzluk Siyasi Muhalefet’e de sorulmalı. Yani, Yönetenlere de, Yönetime talip olanlara bugünden sor.

   Ama, önce kendine de sor.

   Çünkü, seçim sandığında Onları Seçen Sensin! Yine Sen Seçeceksin!