Bilim adamları,” Oldukça soğuk ve karlı hava geliyor!” diye çok uyardı. Ama, biz O doğanın gücünü anlamakta yine umarsız mı olduk?

    Gecenin epey geç saatinde başlayan kar yağışı, sabah kalktığımızda damları 15-20 cm. beyaza bürümüştü.

   Karlar, kestane ve ceviz ağaçlarının kuru dallarında başka, manolyanın koyu yeşil yapraklarında başka güzellikler sunuyordu, DAA…

    İnsanın içi cız ediyor. Hepimiz bir salgın hastalığın pençesinde kaygılı, yorgun ve bezginiz. Hepimiz aynı Doğa’ya mahkumuz!

   Çok büyük kalabalıklarımız da şu gün, gözleri ne O doğayı, ne de  ülkenin nimetlerini görebilecek durumda.

     Corona falan değil sözünü ettiğim. Nedeni ne olursa olsun, hayatını güçlü ve doğru yaşayacak düzeye taşıyamamış çok sayıda dar gelirlimiz var.

     Günlerdir,“ Çok soğuk ve yağışlı günler geliyor. Dondurucu soğuklar tarihi rekorlar kırabilir!” uyarısı yapılırken, aklımda hep onlar vardı.

    Pencereden kar manzarası izlerken içimiz titriyor. Peki ya Onlar? Onların da var olduğunu unutanları Allah affetsin, başka ne diyeyim?   

    Hayatları boyunca akılları fikirleri kendi maddi ve manevi kazanımlarında olanlar, şu gün bir gram Ayrımsız Vicdan yaparlar mı bilemem?

    Ülkeyi ve Şehirleri Yönetenler de, hiçbir maddi katkıları, iyilikleri babasının veya kendisinin cebinden yapmaz. Devletin, yani milletin kesesinden yaparlar.

    Halk buna da razıdır da;” Size şu kadar trilyonluk yardım-yatırım- yaptık! Şu kadar yeni konut yaptık!” derler mi, işte orda koparım;

   O yardım-yatırımlar da Devletin, ülkenin tüm halkının. Şu buz gibi soğuklarda, imkanı olmayanlara ulaştırılacak servetler de Devletindir, Sizindir!

   Devlet servetleriyle; deprem, sel, afet yaşamış felaketzedelere geçici, kalıcı konutlar yapılıyor. TOKİ denilen oluşum da hepimizin ödediği vergilerle var;

     Hakkım var ve helal ederim; felaket yaşamış insanlara çoluk çocuğu ile başını soksun diye yapılan hiçbir evden, taksit-maksit adıyla 5 kuruş bile kesilmesin!

    Salgın, ülke insanlarını-tüm insanlığı- kasıp kavuruyor. Sokaklarda dolaşan gazeteciler garibana mikrofon uzatmış;

  “ Asgari ücret maaşıma daha 10 gün var; cebimde 5 liram kaldı. Akşama eve götürecek ekmeğe yeter mi bilmem?” diyene kim derman olacak?

     Devletin,( senden benden toplanan ) paraları işte bu günler ve her zaman olabilecek felaketler için de var. Onlar başka İŞ’lere harcanamaz!

    Bereket ülkede bunun hesabını soran, arayan vicdanlar da var: -) Soran, her türlü tuzağa, melanete, Dama-Dara düşürülse de, yine de varlar.

    Yasama Yürütme Yargı da işte tam da bu günler içindir. Suçlu da, suçsuz da; Yönetilen de Yöneten de O Sistem de eşittir. Zaten korkulan da o’dur.

   Yani; Herkes AYRIMSIZ-ARKASIZ-EŞİT; denetlenir, yargılanır, aklanır. Eşit,  Onurlu, Gururlu, Korkusuz, Barış içinde yaşanan dünya öyle kurulur.

    Dün bir TV haberinde, yeni mezun gencecik bir Ebe kızımız vardı. Ama, daha atanmamış? Anlattığı meslek sevgisi beni duman etti;  

   “ Bu mesleği seçtiğin için memnun musun?” diye soruldu. Gözleri nemlendi;

    “ Yeni,doğan bir bebeğe ilk kez elimi dokunduğumda duyduğum mutluluğu anlatamam.

   Hayata geldiğinde O’na ilk dokunan bendim! Bu mutluluk her doğumda yaşadığım bir güzellik olursa, daha ne isteyebilirim ki?” 

     Bunu yazmak bile zor; çocuklarımızla-gençlerimizle gurur duydum.

   Gençleri, Üniversite Gençliğimizi zaten her gün yazmak isterim. Onları geleceğe hazırlayan Büyüklerin Vicdanlarına nasıl anlatmalı bilemem?

    Aslan gibi delikanlı; elinde insanlığa hayatını zehir edebilen teknoloji serveti(!)  otomatik koca bir silah. Üniversiteli Türk Gençlerini tehdit ediyor.

    Bu ülkenin çocuklarını bu hale getirenler akıllarını kime-neye teslim etmiş ki?

   Üniversiteleri ihya edecek paralarla gençliği ajite eden vurdulu kırdılı diziler, yayınlar yapanlar, O servetleri sadece Üniversite gençliği için de değil;

     Binlerce çağdaş; kreş, ana okulu, ilk orta lise, üniversiteler için harcasaydı; güçlü, iyi yetişmiş, özgüvenli gençliğimiz olmaz mıydı?

    Servetlerimiz; Amcalı, iyi kazananlar için değil, kazanmayı öğrenememiş halk için de İHTİYAÇ AKÇESİ’dir. Orada katrilyonlar birikir ve tam da şu günler içindir!