Ne yaparsanız yapın, ne söylerseniz söyleyin aynı anda herkesi hoşnut etmeniz pek mümkün olmaz. Genellikle böyledir. Bu, ne yazarsak da öyle. Beyan ettiğimiz fikirler, kabul göreceği gibi, yazılanlardan rahatsızlık duyanlar ve düşüncemize katılmayanlarda olacaktır mutlaka. Ama böyle olacak diye de yazmayalım mı?

 Şu covid19 günleri beklemediğimiz anda ve biçimde geldi. Ne yazık ki küçücük bir virüs herkesin hayatını altüst etti. Hayatımızın altüst olmasının nedeni sadece virüs değil tabi. Bu salgının neden olduğu zorunlu korunma tedbirlerinin de rolü büyük hayatımızın karışmasında. Biliyor musunuz aslında bu süreçte alınan kararları ve uygulamaları birçoğumuzun mantığı hiç almadı.

Bilim kurulu dedik, yetkili, ilgili ve vardır bir bildikleri dedik. E öyle olmadığını da gördük ve deneyimledik. Bu süreçte alınan kararlara ve uygulamalara uyduk ama bir yandan da evirdik çevirdik yok…Bir çoğunda akla mantığa uyar bir taraf bulamadık.

 Birde bugünlerde girdiğimiz şu normalleşme süreci var ya, fena halde anormalliklere gebe söylemeden geçemeyeceğim. Bu erken normalleşme sebebiyle, doğacak sorunlara hazırlıklı olmalıyız !

 Şimdi, kime ve neye göre bilmiyorum ama adı  normalleşme olan şu  süreçte, şimdiden hepimize geçmiş olsun diyerek yine hepimize sağlık, sabır ve güç kuvvet diliyorum. Ve de bolca şans. Çünkü kanımca şansı olan hayatta ve yine şansı olan ayakta kalacak…

DİKKAT AKIL TUTULMASI VAR…

Mantık devreden çıkmış akıl tutulması yaşanıyor. Normalleşmeye hazır olmadığımızı söyleyen uzmanlar havaya konuşuyor, salgın bitmedi böyle bitmez diyen prof. Doktorlar ise tecrübe ve deneyimlerini suya yazıyor. Dedim ya bir akıl tutulmasıdır gidiyor. İnsanlar ölsün, ekonomi canlansın türünden bir tutulma bu…

 Salgın hastalık bir kaos, alınan karar ve uygulamalar daha büyük bir kaos, ama görüyoruz ki bir kesim insanımızın normalleşme çabası ve biçimi ise bu iki kaosu da yutar.

Sokaklarda şuursuz davranışlar, maskeler çenelerde, sosyal mesafe kuralı ise düştü metrelerden santimetrelere. Örneğin kreşler açılıyor,18 yaş altının sokağa çıkma yasağı devam ediyor falan.

 Ya da gençler kontrolsüz ve bilinçsiz dışarılarda, bu arada 65 yaş ve üstü evde tutsak… Ki onlar bilinçli, onlar hastalık ve sağlık nedir biliyor. Birde şu var, onların çalışanı çıkabiliyor, çalışmayanı evde. Trajikomik bir durum bu. Daha neler göreceğiz bilmiyorum.

Bu arada şuursuz tüketim ise kaldığı yerden devam ediyor. Şuursuz davranışlarda evde kalınan süreçte bir beslenmiş, büyütülmüş şimdi normalleşirken öylece sokaklara salınıyor.

Vicdanlar kör, vicdanlar sağır vicdanlar dilsiz. Ne söylerseniz söyleyin, ne izletirseniz izletin, ne yaşanırsa yaşansın bazı insanlar için hiçbir şey değişmiyor.

 Görünen o ki hiç bir salgın, hiçbir felaket, hiç ama hiçbir şey bazı insanları iyileştiremeyecek. Kapitalizme hizmet et, doğa katliamına da devam. Birileri açmış açıktaymış, birileri hastaymış hastanedeymiş, birileri ölmüş ölmeye devam ediyormuş ya da ölebilirmiş, birileri aylardır evden çıkmıyor, çıkamıyormuş, birileri kaygılı ve çaresizmiş bize ne  gibisinden bir kesim var ki onlar  ‘’biz bir normalleşelim’’ de  diyerek sürece aykırı anormal davranışlar sergiliyorlar.

 Havuzlar açılıyor mu, uçaklar kalkıyor mu, restoranlar çalışıyor mu, işletmeler kazanıyor mu ona bir bakalım diyerek normalleşme sürecine destekle hem de olağanüstü anormal davranışlar sergiliyorlar.

65 YAŞ VE ÜSTÜNE TAKILDIM…

Bu 65 yaş ve üstü için alınan koruma tedbiri o insanlara haftalardır korunuyorsunuz diye dayatılan yasak  diğer şuursuzlar daha rahat şuursuzluk yapsın diye mi ?

Covid 19 değilse de, bu kararın sebep olduğu şeyler öldürecek onları.

Onların doktor kontrolleri aksadı, fizik tedavileri, egzersizleri, sabah yürüyüşleri bitti. Onlar tutundukları dost sohbetlerinden, onları ayakta tutan sevdiklerinden hobileri v.s hepsinden mahrum edildiler.

NEDEN?

Farkında mısınız bilmiyorum ama fatura bu yaş gurubuna kesildi. Nüfusun yarısından çoğu dışarıda tedbirsiz kontrolsüz onlar ev hapsinde. NEDEN???

Lütuf gibi sunulan Pazar günleri birkaç saat izinin mantığı ne? Bu insanlar alışveriş yapamazlar mı? Bu insanlar bankalara gidemez mi? Bu yaş grubu ülke yönetiyor iken haftalardır evinde kal dediğimiz bu yaş grubuna ahı gitmiş vahı kalmış muamelesi yapmanın bir mantığı var mı Allahaşkına? Bu insanları eve bu biçimde hapsederek hem ruhen hem bedenen çökertmek niye? Bu  biçimde bir uygulamanın   bilimsel bir tabanı var mı?  Corono  virüs değilse de hareketsizlik, beraberinde olabilecek kalp damar, tansiyon, eklem ve kas hastalıkları ve stres, yanı sıra  bu zulüm  öldürebilir bu insanları….

Birde şu var, kalabalık yaşayan ailelerde büyükler evde hapsolurken zorunlu olarak gençler işe gidip geliyor. Kalabalığa karışıyor, toplu taşımayı kullanıyorlar. Akşam büyükleriyle aynı sofraya oturuyorlar, küçücük evde korunamayan sosyal mesafe ile aynı odada yatmak zorunda kalan anane ve torunu varken bu tedbir kararını uygulamanın mantığı nerede biri bunu anlatsın bize!

BİRAZ VİCDAN, BİRAZ EMPATİ…

Peki, tamam. Madem normalleşiyoruz, doğrunuz buysa eğer, herkes çıksın dışarı, her yer açılsın, ekonomide canlansın ama herkes tedbirli olsun. Herkesin kurallara uyması sağlansın ve uymaları için sıkı bir biçimde denetlensinler. Madem normalleşiyoruz biri diğerinin yaşamına saygı duysun. Maskesiz dolmuş şöforü maskesiz kargocu, markette nefesi ensemizde alışveriş yapan kalmasın.

 Aylardır şuursuz insanların, şuursuz davranışları yüzünden zorunlu sağlık hizmetlerini alamayan hastaneye doktora gitmeye çekinen insanlar ve onların büyüyen sağlık problemleri var. Yaş almışları ve gençleri evde tutmak yerine, dışarıda gezen ve kurallara uymayan insanları dizginlesek eşitliğe aykırı bu kısıtlamaya da gerek kalmayacak aslında. Eşitlik lütfen eşitlik…

 Bir kesim günlerdir annesini babasını büyüklerini göremeyecek, onlara destek olmak için bile korkudan yanlarına gidemeyecek,evde çocuğunla aynı masaya oturamayıp dokunamayacak, bir kesim  ise Avmlere sırf  stres atmak ve ıvır zıvır almak için gidecek, diğerleri sokaklarda oturup  çekirdek çitleyecek, yok böyle bir şey diyeceğimiz ne varsa görüyoruz .Çıkalım şu akıl tutulmasından artık. Biraz vicdan, azıcık empati, biraz sağduyu az biraz saygı yetecek virüsü yenmeye…

BİLEMEDİM ŞİMDİ…

Ülkede ayın sonunu nasıl getiririz, iki ay sonra ne yer ne içeriz diye düşünen insan sayısı bu kadar fazlayken  ‘ bu yaz tatil yapabilecek miyiz’i düşünmek de, içinde ne kadar  empati ve vicdan içeriyorsa artık bilemedim şimdi……